Sınav

36K 1.8K 71
                                    

"Ya bananeeğğ!"
"İyi sıç sınavda tamam mı, sıç o olsun."
Dudaklarımı büzüp kirpiklerimin üzerinden Aybars'a baktım.
"Ama yarın gidiyorsun, bir daha ne zaman geleceğin belli değil kiiğğ."
Göz ucuyla bana bakıp kafasını çevirdi.
"Bakma şöyle."
İçimden sinsice sırıtmak gelse de kafamı önüne eğip aynı yüz ifadesini tekrar büründüm.
"Lütfen."
Kaşlarını çatıp "Arya!" diye sitem etti.
"Şöyle bakmayı kes çünkü hiçbir işe yaramıyor! Çık ve ders çalış!"
Sinirle ayağı kalkıp "İyi be!" diye bağırdım ve eve gelirken zorla aldırdığım boyum kadar Toblerone'den ayı gibi bir ısırık alarak odadan çıktım ve kapıyı sertçe kapattım.
"Yavaş!"
"Yovoş!"
Odama girip matematik kitaplarımı çıkarttım ve masanın başına geçtim. Yarın yazılı olabilirdi ama Aybars yarın gidecekti ve onu özlemiştim. Biraz daha kalması için ısrar etmiştim fakat "Bazı işleri için geldiğini ve İzmir'de dershanesi ile özel dersini kaçırmaması" gerektiğini söylemişti.
Oflayarak elime kalemi alıp kitabın kapağını açtım ama içimden bir gram çalışmak gelmiyordu.
Telefonum masanın üzerinde titreşince elime aldım.

Kimden; Yakışıklı Öküz
Ders çalışıyorsun değil mi?

Küçük bir yalandan zarar gelmezdi değil mi?

Kime; Yakışıklı Öküz
Tabii ki *32 diş sırıtan emoji*

Kimden; Yakışıklı Öküz
İyi aferin. Aybars abiciğinin seni oyalamasına izin verme.

Mesajı kaşlarımı çatarak tekrar tekrar okuduktan sonra cevap vermeden telefonu yatağın üzerine attım.
Derin bir iç çektikten sonra bana bakan soruya dudaklarımı büzerek baktım. İyi de ben yapamıyordum ki bunları!

*

"Anladın mı?"
"Bakiyim bi."
Soruya uzun uzun bakıp işlemlerde göz gezdirdim.
Anlamış mıydım?
Dudağımı ısırıp bana beklentiyle bakan Aybars'a baktım.
"Sanırım anlamamışım."
Elindeki kalemi masaya hafifçe fırlatıp ellerini yüzüne bastırdı ve kafasını geriye attı.
Yaklaşık bir 5 saniye öyle kaldıktan sonra ellerini yüzünden çekti ve bana doğru eğildi.
"Aryacığım, canım, sen gerizekalı mısın? Yoksa öyleymiş gibi mi davranıyorsun? Ha canım? Bu soruyu ben sana en az on kere anlatmadım mı, aynısına benzer bir sürü soru çözmedik mi?"
Başımı hafifçe salladım.
"E o zaman Arya?"
Konuşma Arya. Döver seni Arya. Sus Arya. Sakın Arya.
"Kızım sen napcan canım bitanem. Temizlik desen yok, beyin desen annenin karnında unutmuşsun, böyle hiçbir üniversite de almaz seni, zengin koca desen kim n'apsın seni."
Kaşlarımı çatıp sinirli bakışlarımdan yolladım. Kendi çok zekiydi ya!
"Ya öyle demesene ya! Çık odamdan çık! Kendim çözeceğim ben! İstemiyorum seni!"
Benim yeterince ciddi olmadığımı düşündüğünü görünce var gücümle sandalyeden düşmesi için ayağımla ittim. Boş anına denk gelmiş olacak ki sandalyeyle beraber çok sert olmasa da yere düştü.
"Giiiiiğğt! Defol odamdaağğn! Sensin mal beyinsiz! Göt heriiiiğğf! Zengin koca da bulurum en güzel üniversitelere de giderim ben!"
Bana uzaylı görmüş gibi bakıp kulaklarını kapattı ve "Tamam cırlama gidiyorum." dedi.
"Defoooğğl!"
Ayağı kalkıp koşarak odadan çıktı ve arkasından kapıyı kapattı. Kapının arkasından masadaki kalemliği fırlattım ve hemen ardından yerdeki sandalyeyi kaldırdım. Kapının yanına gidip kalemleri toplayıp kalemliğe geri koydum ve tekrar matematik sorularıyla boğuşmak için masaya oturdum.
Beynimin yeni idrak ettiği şeyle kafamı kapıya geçiresim gelmişti. Resmen Aybars'ı odadan kovmuştum ve soruların hiçbirini yapamıyordum. Üstelik yarın yazılı vardı.
Aferin Arya.
Omuzlarımı düşürüp tükürdüğümü yalamak adına odadan çıktım. Aybars'ın odasının kapısını yavaşça açtım ama odada yoktu. Muhtemelen babamlarla beraber salonda oturuyordu.
Merdivenleri ikişer üçer atlayarak aşağı indim ve gülümseyerek yanlarına gittim.
Aybars bana pis pis sırıtarak bakmaya başlayınca ona şirin olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim.
"Aybars ba-"
Dudaklarıyla 'abi' diye bana gösterince sinirden kudurur bir şekilde "Aybars abi." dedim. "Bana matematik çalıştırır mısın, yarın yazılım var da?"
Elini çenesine koyup düşünür gibi yaptı.
"Çalıştırabilir miyim acaba?"
Zorla gülümseyerek "Çalıştırırsın bence." dedim tehditkar bir ses tonuyla.
Zil çalınca Öznur abla yerinden kalkacak gibi olunca hızla kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtığımdaysa "Bir sen eksiktin!" nidası çıkarmamak için zor tuttum kendimi.
"Selam!"
"Selam Amelya arkadaşım. Neden geldin acaba sen. Ha?"
Başını hafifçe içeri uzatıp "Ya yarın matematik yazılısı var ya hani ondan beraber çalışırız diye düşünmüştüm. Çok iyi düşünmüşüm demi."
"Ya evet çok iyi, ama sadece matematik için gelmiş olamazsın değil mi?"
"Başka ne için gelicem ki?"
"Acaba?"
İçerden babam "Kim gelmiş?" diye bağırınca Amelya atlayarak "Ben geldim Semih Amca, Amelya." diye bağırdı.
Daha sonra bana dönüp "İçeri almayacak mısın?" diye sordu.
"Geç başımın belası geç."
İçeri girip ayakkabılarını çıkarttı ve salona bakmaya çalışarak "Sadece babanlar mı var?" diye sordu.
"Evet, kim olacak ki başka?"
"Hiç, sordum öylesine.
Omuzlarını düşürüp babamların yanına doğru yürüyünce peşinden gittim.
"Hoşgeldin Amelya."
Amelya "Hoşbulduk." diye cevap verirken yüzündeki hayal kırıklığının yerini tekrar mutluluk almıştı.
"Tanıştırmayacak mısın Aryacığım?"
Öznur ablaya gülümseyip "En yakın arkadaşım." diye açıklama yaptım. "Matematik yazılısına çalışacağız da, o yüzden gelmişti. Biz yukarı çıkalım."
Amelya'yı tutup yukarı götürecekken babam "Aybars çalıştırsın sizi." dedi
Aybars ismini duyunca elindeki telefondan başını kaldırıp "Ha?" diye sordu.
"Kızları çalıştırırsın demi?"
Zorla başını olumlu anlamda sallayıp ayağı kalkıp "Tabi." dedi.
Amelya'ya baktığımda salonun ortasında halay çekmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.
Kolundan tutup yukarı çıkarttım ve yaklaşık 10 dakika önceki pozisyonumu geri aldım. Aybars ders anlatmaya başladığında ben dikkatle onu dinlemeye çalışıyordum, Amelya ise... O film izler gibi Aybars'ı izliyordu. Başlarda canımı sıksa da bu durum Aybars'ın yerine Kaya'yı Amelya'nın yerine de kendimi koyunca Amelya'ya üzülmüştüm bile. Biliyorum, kötü bir arkadaştım ama Aybars'ı gerçek abimmiş gibi benimsemiştim ve fazlasıyla kıskanıyordum. Oysaki sadece babamın karısının yeğeniydi.
Sevgilisi var mıydı acaba? Yada hiç olmuş muydu? Aramızda böyle bir konu hiç geçmemişti ve Öznur abla da bahsetmemişti.
"Arya! Dinlemiyor musun?!"
Kafamı hızla iki yana sallayıp "Sadece biraz dalmışım." diye mırıldandım.
Kafamı kurcalayan şeyleri bir kenara fırlatıp Amelya'ya döndürdüm bakışlarımı. Aybars'ı gerçekten çok seviyordu. Şimdiye kadar bir sürü erkekle konuştuğunu, bazen sadece hoşlanmakla kaldığını biliyordum. Şıpsevdi bir insandı ama bu biraz farklı gibiydi. İlk defa bir erkek konusunda utandığını ve benimle tam tamına paylaşmadığını görüyordum.
Aklıma gelen gerçekle beynimden vurulmuşa döndüm. Aybars yarın gidecekti. Amelya büyük ihtimalle temelli döndüğünü zannediyordu. Ve eminim fazla, çok fazla üzülecekti.
"Bence yeterince anlamışsınızdır, hadi ben kaçtım."
Aybars ayağa kalkınca Amelya ona gülümseyerek "Sağol." dedi.
Odadan çıkınca Amelya bana bir şey söyleyecekken yüz ifademi görünce kaşlarını çattı.
"Ne oldu sana?"
"Ne olmuş?"
"Canını ne sıktı dökül hemen."
"İyiyim ben ya ne olacak?"
"Olmuş bir şey. Benden saklayamazsın."
"Senin için üzülüyorum" diyemedim. Resmen ona acımış oluyordum.
"Yarın ki sınava pek çalışamadım ben sonra konuşuruz hadi suna çalışalım."

Yaklaşık 1-2 saat çalıştıktan sonra ailesinden bizde kalmak için izin almıştı ve diğer misafir odası dolu olduğu için benim yatağımın yanına yer yatağı yapmıştı Öznur abla. Bir anda gelen yer yatağı aşkıyla yerde ben yatacağım demiştim ve uyandığımda her tarafım ağrıyordu.
"Aağğh!"
Amelya yatakta bana doğru dönüp gözlerini hafifçe araladı ve "Günaydın." diye mırıldandı.
Kalkmaya çalışırken belime giren ağrıyla bağırdım.
Amelya gerinip "Arya sabahın köründe ne bağırıp duruyorsun ya!" diye mızmızlandı.
"Mızmızlanmayı bırakıp da beni burdan kaldır! Kalkamıyorum."
Oflayıp yataktan kalktı ve elimden tutup beni kaldırmaya çalışırken uyku sersemliğiyle üstüme düştü.
"Amelyaaağğ!"
Belimin acısı 293838 kat artarken avazım çıktığı kadar bağırıyordum.
"Ya salak benim de götüm acıyor herhalde! Bi sus da kalkmaya çalışalım!"
Kapı aniden açılınca başımı o tarafa çevirmeye çalıştım ama görememiştim.
"Şansıma sıçayım amıg!"
Amelya'nın küfürüyle kimin geldiğini anlamam uzun sürmemişti ve belimin acısına rağmen sesli gülmüştüm.
Aybars yanımıza gelip "Napıyonuz lan siz üst üste!" diye bağırdı.
"Ya şey Arya'nın beli tutulmuş beni kaldırır mısın dedi ben de kaldırırken ayağım takıldı üstüne düştüm. Yoksa ben lez değilim gerçekten."
Aybars bize "Bu kadar mal olmak zorunda mısınız?" bakışı attıktan sonra önce Amelya'nım elinden tutup onu kaldırdı. Amelya şoku atlatamadan Aybars beni de kaldırdı.
"Hadi sen çık. Üstümüzü giyineceğiz."
Pis pis sırıtınca elimi komodine uzatıp kol saatimi ona fırlattım. Tabi hemen pişman oldum. 300 tl baymıştım lan ben ona.
"İyi be çıktık. İyice alıştın ha sen bana bir şeyler fırlatmaya."
Söylene söylene odadan çıkınca belimin acısını unuttum ve saatimin yanına koştum. Neyse ki bir şey olmamıştı. Ama belim... Onun için aynı şeyi söyleyemeyecektim.
Dolabımı açıp dün buruşturarak içine attığım formaları çıkarttım ve yatağımın üzerine koydum.
"Arya?"
"Hı?"
"Öncelikle beni buradan kalkdırır mısın?"
Amelya'ya baktığımda kendini yatağa geri atmış olduğunu gördüm.
"Hayır."
"Peki, benim formalarım yok."
"Yani?"
Gözlerini devirip yataktan tutunarak ayağa kalktı ve dün bize geldiği siyah pantolonuyla siyah kazağını aldı.
Anlaşılan bugün müdürden saklanmamız gerekecekti.
"Arkanı dön." diyerek beni uyarınca "Aman ben de senin götüne çok meraklıyım." diye söylenerek arkamı döndüm. Formalarımı üzerime geçirdikten sonra tarağımla beraber banyoya gittim. Banyodan çıktığımda Aybars valizini aşağı indiriyordu.
"Arya ben hazırım!"
Odamdan bağırarak çıkan Amelya elinde valizle aşağı inen Aybars'ı görünce önce bana daha sonra tekrar Aybars'a baktı.
"Hazır mısın Aybars?"
"Hazırım Semih Abi."
"İyi o zaman uçağın kalkmasına az kaldı, çıkalım. Öznur'la falan vedalaş."
Babamla Aybars'ın konuşmasına tanık olan Amelya gözleri hafifçe kısık onları izliyordu ve olanları anlamaya çalışıyor gibiydi. Dolu gözleriyle hızla odama geri girince peşinden odaya daldım.
"Amel-"
"Gidelim mi? Ben pek aç değilim okulda yeriz hem hadi. Zaten fazla rahatsızlık verdim ben burada böyle olmadı hiç. Gitmişken biraz daha matematik sorusu çözeriz. Anlamadığımız sorular vardı zaten. Onları da bizimkilere sorarız."
Hızlı hızlı konuşmaya devam ederken montunu giymiş çantasını omzuna atmıştı. Tuhaftı ama üzülünce ağlamamak için aralıksız konuşurdu ve konuşmayı bıraktığı an hıçkırıklara boğulurdu. Çok fazla üzüldüğü ana denk gelemezdiniz, kafaya fazla takmazdı. Ama onunla geçirdiğim 3 yılda onu az çok tanıyabilmiştim.
Ve.. Hala konuşuyordu.
"Amelya."
"Giderken kırtasiyeye de uğrayalım dosya alacağım."
"Amelya."
"Bir de müdüre fazla görünmeyelim kıyafetim mağlum."
"Amelya."
"Ay ben şeyi unuttum ya! Gidince-"
"Amelya!"
Yanına gidip kollarımı boynuna doladığımda otomatik olarak susmuş ve ağlamaya başlamıştı.
"Onu seviyorsun değil mi?"
Cevap vermeyince daha da sıkı sarıldım. Bir süre öyle kaldıktan sonra ondan ayrıldım ve "İyi misin, aşağı inelim mi?" diye sordum.
Başıyla hafifçe onayladı ve aynanın karşısına gidip yüzündeki kızarıklığı gidermek ister gibi yüzüne hafifçe yelpaze yaptı. Esmer olduğu için fazla kızarmamıştı zaten.
"Hadi gidelim."
Yüzüne koca bir sırıtış yerleştirip odadan çıkınca peşinden çıktım.
Aybars aşağıda bizi bekliyordu. Beni görünce gülümseyip "Gel buraya bücür!" dedi ve kollarını vücuduma doladı.
"Kendine iyi bak. Erkeklere bakma. Fingirdeşme döverim."
"Sanane be!."
Benden ayrılıp "Anlamadım?" diye sordu.
"Eheh bişey yok."
Burnumu sıkıp Amelya'ya sarılınca gözlerimi olabildiğince büyülttüm.
Kısa süre sonra ayrılıp "Bir bücürün arkadaşı olmana rağmen sevdim seni. Sen hep böyle kal. Bu cadıya benzeme." dedi ve evden çıktılar. Ardından ise gözleri kocaman olmuş yüzünde aptal bir sırıtışla Amelya kaldı. Ha bir de ona gülmemek için kendini zor tutan bir adet Arya.

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin