Dönüş

36K 2K 165
                                    

Bu bölümü Bilge_tpll 'a ithaf ediyorum.
İthaf isteyenler mesaj atabilir.
Keyifli okumalar.

"Görüşürüz bücür"

Kollarını bedenime sarınca bende ona karşılık verdim.

"Evden büyük bir yük gidiyor"

"Sen hala evdesin ya Aybars"

"Abi, bücür. A-bi"

"Çok komik"

Homurdanarak arabaya bindim ve babam arabayı çalıştırınca el salladım.

 Öznur abla da bana göz kırpıp el salladı. o göz kırpmanın anlamını beynim idrak edince hemen önüme döndüm.

 Sessiz bir yolculuktan sonra eve gelince babama da sarıldım ve valizimi alıp arabanın asfalt yolda uzaklaşmasını izledikten sonra kapıyı çaldım.

Kapı açılınca annem dolu gözlerle bana baktı.

"Arya!"

Resmen boğarcasına bana sarılınca ben de ona sıkı sıkı sarıldım. Babamın yanına gidişimden beri görüşmemiştik.

Ayrılınca kafama vurdu ve "Niye açmıyorsun bakiyim sen telefonlarımı" dedi.

E demin sarılıyorduk anne ne oldu şimdi.

"Çünkü tripliydim sana"

"Hah, tripliymiş. Kıçımın kenarı"

Annem mutfağa gidince arkasından şaşkınlıkla baktım. Cidden dengesiz bir annem vardı.

Valizimle boğuşarak, üst üste yukarı çıktım ve onu dolabın önüne fırlattıktan sonra camın kenarına üşüştüm. Kaya camın önündeki pufa oturmuş ayaklarını uzatmış telefonla uğraşıyordu. Başını bu tarafa döndürür gibi olunca hızla perdeyi kapattım ve camın başından kalkıp üstümü değiştirdim. Üzerime dondurma baskılı şortlu pijamamı giyip ayağıma da terliklerimi geçirdikten sonra televizyonun karşısındaki koltuğa yayıldım.

"Nasıl geçti 2 haftan?"

Annem mutfaktan bağırınca ben de "İyi işte" diye bağırdım.

Ellerini üstündeki önlüğe silerek mutfaktan çıktı ve karşımdaki koltuğa oturdu.

"Tahmin ettiğin kadar kötü değilmiş değil mi?"

"Mükemmel de değildi anne. Hala sana sinirliyim yani."

"Banane be. Senin sinirden ne olur. Şuradan para al da markete git. Birkaç eksik var"

"Oldu, başka?"

"Çok konuşma da kalk hadi."

"Daha yeni geldim kadın. Bi rahat bırak"

Söylenerek yukarı çıktım ve altıma eşofman giyip aşağı indim.

Annem para uzatıp "2 süt 1 ekmek" dedi.

Parayı alıp dışarı çıkıyordum ki arkamdan "Bir de kedi dili" diye bağırdı.

Kedi dili nasıl isimdir ya. Hayvan severler ne yiyecek? Hiç düşünmüyorlar hiç. Yazık. İsmi koyanı da bir doktor muayenesinden geçirmek gerek. Kediler sana naptı da bu kadar kin besledin? Neyse ki dil demiş başka bir taraflarını da diyebilirdi.

Markete geldiğimde beni bekleyen iki tane kapıya bezgince baktım. Kas yapmıştım şu kapıları iteceğim diye. Birinci kapıyı popomla diğerini de sağ tarafımla yüklenerek açtıktan sonra içeri girebilmiştim.

Hemen 2 tane süt alıp ekmek de aldıktan sonra kedi dilini aramaya başladım. Tam görevliye soracakken biri omzuma dokununca yerimde zıplayıp küfür ederek elimdeki sütlerden birini yere düşürdüm.

"Pardon ya ben korkutmak istememiştim."

Kaya'nın sesini duyunca ona kaşlarımı çatarak baktım.

"Korkuttun ama"

"Özür dilerim."

Bana melül melül bakınca gözlerimi kaçırdım ve yerden sütü aldım.

"Ne diyecektin?"

"Dönmüşsün"

"Bunu mu söyleyecektin yani?"

"Hı? Hayır tabiki. Sorumun cevabını öğrenecektim."

"Sorunun mu?"

"Yanına gelmiştim ya, o zaman sormuştum hani."

Arkadaşın olabilir miyim?

"Sanırım daha fazla uzatmaya gerek yok"Güldüm. "Sen zaten benim arkadaşımsın"

"Cidden mi? Ee o zaman görüşürüz benim maça yetişmem lazım. Ha bu arada, bazen perdeyi daha hızlı kapatmalısın"

Yanımdan koşarak uzaklaşınca 'o' şeklini almış bir ağızla onu izledim.Cidden öküzün önde gideni geri kalmayanıydı.

Kedi dilini de bulduktan sonra birkaç tane çikolata avuçlayıp fiyatını ödedim.Çikolata yiye yiye eve gittim ve odama çıkıp camın başına geçtim. odasında kimse yoktu. Demek gerçekten maça gitmişti. Kafamı olumsuz anlamda salladım. Bu kadar öküz olmayı nasıl beceriyordu anlamıyordum doğrusu.

*

Merdivenlerden zıplaya zıplaya aşağı indim ve anneme çıkacağımı haber verecekken annemin 'Arya' dediğini duyar gibi oldum. Merdivenin kenarına eğilip onları dinlemeye başladım.

"Arya'yı da göndereyim ben o zaman. Yazın yaptığı bir şey yok zaten. Geçiyor bilgisayarın başına anca saçma sapan diziler izliyor."

Sensin saçma.

"Kaya'yı göndereceğim ben. Tüm gün dışarda su terde kalana kadar basketbol oynuyor. Başka da bir şey yaptığı yok"

Nereye gideceğiz biz ya?

"Kaç haftaymış peki?"

"Otel sahibiyle tanışıyoruz da biz, 2 hafta konuştuk."

Otel?!

"İyi o zaman Arya içinde konuşursun değil mi Serpil?"

"Tabi tabi"

"Azıcık çalışsın da burnu sürtünsün."

Çalışsın?

Bir dakika biz şimdi 2 hafta boyunca otelde mi çalışacaktık? O sıcağın altında?

Pışıığğk!


YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin