Gölümüzün ışıkları
Ve ağaçlarımızın kanı
Çıplak ayaklarımız ile dokunduğumuz Çimen'in sesini duyuyorsun.
Çığlık atıyorum.
Tutku beni buna sürüklüyor.
Deli olduğumu söylüyorsun.
Normal insanlar, delilere aşık olmaz diye cevap veriyorum.
Ah bu sefer gülüyorsun.
Suya giriyorum.
Sanki taşlar parlıyor ve su bana gülümsüyor. Ay, yukarımızda bize bakıyor. Gölgesini suya düşürmüş olmalı. Ruhum da farklı olan bir şey var. Neden seninle birlikteyken dağlarda üstüme esen rüzgarı özlüyorum,
Tanrım çok özlüyorum.
Nefes alamıyorum.
Nefeslerimi boşuna harcıyorum.
Ardından
Kendimi suya bırakıyorum.
Su beni çekiyor.
İçine ve daha içine. Ah bebeğim, ay burdan daha Korkutucu gözüküyor. Saçlarım suda dağılıyor. Elimle suyu bölüyorum. Ah rol yapamıyorum. Ben bilmiyorum.
Kızılderili bir ruh
Ve belki de unuttuğumuz o eski gelenekler.
Söyle bana ruhlar var mı?
Yoksa yaptığın oyunlardan mı?
İnce Keman dokunuşları Canımı acıtıyor. Yüzeye çıkıyorum ve bağırıyorum. Bizim için umut yok değil mi?
Yeni bir güneş görüyorum.
Batıdan doğan.
Ardından güneş kadar karanlık gözlerin ile
Bana bakıyorsun ve sadece donmuş güneşi takip et ve kanı içme Diyorsun. Ağlıyorum. Gözyaşlarımı siliyorsun. Kaçmak istiyorum.
Ah tanrım
Kaçmak istiyorum.
Ve suya dalıyorum.
Tekrardan özür dilerim.
Tanrım
Dağları özlüyorum.
