ESKİ ARKADAŞLAR...

88 19 10
                                    

İyi okumalar...

Yanlışlarım için özür dilerim...

Medyadaki aramıza yeni katılan Yağmur...

Su

Kendimi kulüpten dışarıya attığımda hala burnumdan soluyordum. Kasıklarına tekme atmıştım ama bu bile beni sakinleştirmiyordu. Bir tane daha vurmalıydım. Hatta işkenceler yapmalıydım.  Gerçi neyi  bekliyordum ki bunu şuan yapmalıydım. Aklımdaki sinsi fikirler bile hoşuma gidiyordu. Sadist yanımı bu yüzden seviyordum. Bazen kendime bile zarar vermeme sebep oluyordu ama içimden bu beni çıkartamıyordum. Tam arkamı dönecekken, arkamdan geldiğini fark etmediğim Hira ile çarpıştık.

"Nereye gidiyorsun?" diye sorduğunda fark ettim hala pişmiş kelle gibi gülüyordu. Çocuğun kasıklarına tekme atarken bizi ayırmamıştı bile sadece izledi. Hani mahalle kavgalarına neden olan teyzeler vardır ya sonra da geçip hiç bir şey olmamış gibi izleyen, hatta bu arada çekirdek bile çitleyen teyzeler, işte Hira bardaki haliyle o teyzeleri canlandırıyordu. Herkes gibi tepki veren kimse olmamıştı.

"Hira bir çekilsene ben şuna bir tane daha vurup geleyim" dediğimde eliyle beni durdurmayı . Bir tanecik daha vursam ne olur ki? İçimde tuttuğum farklı tarzda işkence hayallerini üstünde uygulamak istiyordum.

"Su saçmalama ya bir sakinleş tamam çocuğu benzettin yeter bu kadar ona" dediğinde Hira'ya hak verdim. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım. Hala aklıma geliyordu 'hepiniz kız değil misiniz aynısınız' salak ya bu çocuk beni resmen altına aldığı oruspularla kıyaslıyordu. Öfke tekrar vücuduma hakim olmaya başladı. Hira'nın elinden kurtulup tekrar içeriye girmeye çalıştım. Tabi izin vermiyordu. Onu önümden çekmeyi bilirdim ama zarar da vermek istemiyordum. Zaten  yeterince ileriye gitmiştim. Öfkemden Hira’nın da nasibini almasını istemiyordum.

"Hira bir tane daha vurayım ya duymadın mı? Beni altına aldığı oruspularla kıyasladı" düşünce ayrı bir yanına ağzımdan çıkınca daha da sinir etmişti. Kim oluyordu da beni başka kızlarla kıyaslıyordu. Benim kim olduğumu biliyor muydu? Ben onu ne hale getirirdim de son ana kadar haberi olmazdı. En çok sevdiğim teknik olan ‘kökten çözüm' diye adlandırdığım şeyi üstünde denemek istiyordum.

" Duydum sağır değilim " dediğinde durup Hira'ya baktım. Nasıl bu kadar rahat olabilirdi? Benim kim olduğumu Yağız'a göstereceğim. Bunu biraz kötü olarak öğrenecek ama yine de gerçek beni tanıyacak.

"Hadi eve gidelim Su bu günlük bu kadar yeter. Bu bünyenin de bir sınırı var" değinde yorgun duruyordu. Bana böyle bakarken ben de onu yoramazdım ki. Başımı tamam anlamında salladım. Koluma girdi. Başını da omzuma dayadı. Bir anda moralini bozan ve benim gözden kaçırdığı mı ne olmuştu?

"Çocuğa hiç acımadın ya" deyip bir kahkaha patlattı. Aklıma geldikçe bende gülüyordum. Bu ikinci yediği tekmeydi. Böyle devam da ederse sonda olmayacaktı. Bu kafayla giderse benden daha çok tokat yerdi. Gerçi kader bir daha bizi bir araya getirirse bunu düşünürdüm. Kocaman İstanbul’da b da biraz zordu. Benim adresimi de bilmiyordu. Daha başka nerelerde denk gelebilirsiniz ki? Bu onu son görüşümdü. Dediğim gibi kaderin bizimle ilgili hazırladığı bir oyun yoksa bir daha denk gelmemiz imkansızdı.

"Hak etti ama" deyip bende kahkaha attım. Durmadan gözümün önüne geliyordu Yağız'ın acıyla inlemesi. Gerçekten o kadar acımış mıydı? Aslında çok sertçe vurmadım. Aman ya canı tatlı süt çocuğu. Ne düşünüyorum ya acıdıysa da bana ne oh beter olsun. Hatta az bile yaptım.  İçimde kalan yapamadığım şeyler vardı.

"Merak ediyorum ya kulağına ne fısıldadın?" merdivenleri inerken sorusunun cevabını düşündüm. Bu verdiğim cevap ona fazlasıyla koymuştu. Hatta aklından bunun öcünü almak bile geçtiğini biliyordum. Bu iş gittikçe daha da eğlenceli bir hal alacaktı. Madem böyle istiyordu, istediği gibi oynayacaktım. Kendimi geri çekmeyecektim. Sert seviyordu madem istediğini verecektim tabi bir daha karşılaşırsam.

BİN YILIN ŞAFAĞI   (TAMAMLANDI) #Wattys2018Where stories live. Discover now