AYNANIN DÜZÜ...

90 25 7
                                    

Yedekte bir kaç tane bölümüm vardı. Sabırsızlıkla onları paylaşıyorum. Düzeltmeye fırsatım olmuyor yanlışlık olursa kusura bakmayın.

Medyada ki Su'yumuz...

İyi okumalar arkadaşlar...

Elimi tutuğun da içim de çok tuhaf bir his oluştu. Sıcaklığını bile hissetmek güzeldi. İçime kadar hatta kalbime kadar inen bir sıcaklıktı. Sıradan birisi bana bunları nasıl hissettiriyordu. Küçük bir dokunuşu içime böyle işlememeliydi. Kalbimin yerini ben bile unutmuşken varlığında bir haberken Su onu nasıl buluyordu? İçimde karanlık ve kurak çöl topraklarımı yeşertiyordu. Bunu benim isteğim dışında yapıyordu. Bir damla suya muhtaç çorak arazilerimi tek bir dokunuşla hayat kaynağı oluyordu. Yaralarıma merhem, kalbime ışık tutuyordu. Gülüşüyle hayatımı renklendiriyordu.

Gözlerine baktığım da başka bir Su'yu gördüm bana acıyarak bakan bir Su vardı karşım da belki de bu yüzden elimi tutuyordu. Karşısında bu kadar zayıf durduğum için acıyordu belki de... Sırf yaralıyım diye yaklaşıyordu yanıma belki de kendisini buna mecbur hissediyordu. Bu düşünce beni sinirlendirdi. Su'yu hep masum bakarken görmüştüm. Onunla karşılaştığımız gecede iyi dövüşmesine rağmen gözlerinde ki masumluğu fark etmiştim ama şuan her şey bambaşkaydı. Bana acıyarak bakmasını istemiyordum. Onun için bu haldeydim onun yanındayken bu kadar zayıf, aciz oluyordum bu onun suçuydu. Buda yetmezmiş gibi bir de acıyarak bakıyordu.

"Sorun değil Su ben iyiyim" diye sertçe elimi elinden çektim ama daha çektiğim saniye pişman olmuştum. Keşke hep Elimi tutsaydı hatta hiç bırakmasaydı. Ayrıca bana acıyarak da bakmasaydı. Elimi çektiğim an yüzündeki masumiyet ve elimdeki sıcaklığı da kaybolmuştu. Gözlerinde ki soğukluk da neyin nesiydi? O an içimin daha da kararmasına sebep olan başka bir yüzüyle karşılaştım. Ben ne yapmıştım? Kendi elimle isteyerek  böyle bakmasına sebep olmuştum. Soğuk konuşmaları bile içimi titremesine sebep olmuştu.

Hastaneye gelen o değilmiş. Gerçi olsaydı ne yapacaktım? Sevinirdim içten, içe beni merak eden birisi olduğu için beni arayıp bulduğu için ama değildi işte. Peki ama gelen kimdi? Sadece Esin biliyordu hastanede olduğumu burada bir kaç tane arkadaşım vardı ama onlarda İstanbul’da olduğumdan bile haberleri yoktu. Esin haber verdi desem. O zaman bana neden sorsun ki hastaneye kimin geldiğini ısrarla. Söyleyecek şeylerim kalmadığında okulun kapısına doğru yürüdüm. Aklıma gelen şeyle durdum.

"O kulübe bir daha gitme başın gene derde girerse bu sefer seni kurtaran kimse olmaz ve o geceyi hatırladığını biliyorum. Ona göre davran " demiştim arkasında bana geceyi hatırlamadığı söylemişti ama adım gibi emindim. O anda gerçekleri hatırlamıştı. Belki de utandığı için söylememişti ama sonuç olarak durum yine aynıydı ve benden sakladığı şeyler vardı. Gerçi hatanın büyüğü bendeydi. Bende ona olanları farklı bir şekilde anlatmıştım. Bu da beni ne yazık ki haklı çıkarmazdı. Yarım bıraktığım yoluma devam ettim.

Kulübe gitmesini istemiyordum. Bu sefer yetişemeye bilirdim hatta belki de çocuklar haber vermeseydi hiç haberim olmayacaktı. Geçen sefer ucuz kurtulmuştu ama bu sefer yeşermemekten korkuyordum ya ona biri zarar verirse her an yanında olamıyorum ki. Neden Su'yu bu kadar önemsiyorum onu da bilmiyorum. O benim neyim oluyor ki? Neden istemsizce ona doğru çekiliyordum?

Eve gitmek yerine buraya gelmiştim ama müzik sesi bile kafamdakileri bastırmıyordu. Ne oluyor ki bana, Su'yu eve aldığımdan beri neden aynı olamıyordum? Eski ben bunu sorun haline getirmesi. Umursamazdı hatta ama ben ona yapamıyordum. Neden hiç bir işim yolunda gitmiyordu? Ona zarar gelme korkusu neden nefesimi kesiyordu ki? Daha önce kimseyi bu kadar önemsememiştim. Bara giderken resmen kalp krizi falan geçireceğim sandım. Telefonu elime aldım çok güvendiğim birisi vardı. Koray burada değildi ama buradaki kulüplerin hepsinde muhakkak bir tanıdığı vardır. Koray'ın numarası rehberden bulup hemen arama tuşuna bastım.

BİN YILIN ŞAFAĞI   (TAMAMLANDI) #Wattys2018Where stories live. Discover now