bölüm 18

2.6K 106 3
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum..

Selam öncelikle söylemem gereken bir şey var ben bu kitabı zaman geçirmek ya da eğlenmek veya tanınmak için yazmadım ben bu kitabı hayattan ne algıladığımı öğrendiğim şeyleri size anlatmak için yazdım yaz başından beri bu kitabı yazıyorum kitabım öyle çok vote veya yorum almadı almasında önemli değil sonuçta ben ne bir oğuz Atay ne bir Özdemir Asaf ne de bir Nazım Hikmet'im okuyucularımın da fazla olmasını beklemem ama sizden tek isteğim kitabıma sadece bakıp geçmeyin ya da sadece okumuş olmak için okumayın anlamak için okuyun lafı fazla uzatmayacağım şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu kendinize iyi bakın

*

Bölüm şarkısı
Şebnem Ferah = sigara
Halil Sezai = vurgun

*

Zamanla kazandığını, yaşamla kaybetme.

*

Genç kadın elindeki mektubu okuduğunda donup kalmıştı mektup yavaşça elinden kayarak yere düştü bir anda sanki bütün sesler susmuştu sadece derin nefes alışlarını duyuyordu. Zihni bir anda karardı bütün empatlarını durdurdu sadece yazan kelimelere odaklandı etrafta olan şeyleri fark etmiyordu çığlık atası ya da daha acı bir şey ağlayası vardı. Ama o sadece gözlerini kapatarak derin derin nefes almayla yetindi. Sertçe yutkunurken gözlerini açtı ama kendisi bile gözlerinden akan damlaların farkında değildi. Gözleri direkt olarak Araf'la buluşmuştu. Daha düne kadar her şey normalken nasıl gelen bir zarf her şeyi mahvede bilirdi ki kendine gelmeye başladı. yavaş yavaş sesleri algılayarak Zihninin kapılarını açtı.

" Hayat Hayat iyimisin "

" heyy cevap ver "

" lan kız ağlıyor ne iyisi baksana "

Holdeki sessizliğin yerini bir anda gürültü ve meraklı sorular almıştı. Araf yavaşça genç kadına yaklaşarak yüzünü avucladı. Korkmuştu ilk kez sevdiği kızın ağladığını gördüğü için endişeliydi.

" Hayat güzelim ne oldu o mektupta ne yazıyordu "

Bir süre beklemişti ama cevap alamadı yavaşça yere eğilerek genç kadının düşürdüğü notu aldı. İçinde ne yazıyordu ki bu kadar etkileyecek ne vardı o sözcüklerde diye düşünmekten kendini alamıyordu notu elinde çevirerek açtı ilk satırda okuyarak bir anlam veremedi.

" uzun zaman oldu. Görüşmeyeli sahiden ne kadar oldu. Üç yıl mı yoksa daha az mı daha fazla mı beni unutmuşsunuz diye hatırlatayım dedim. Hayat çetin iki gün sonra ne olduğunu biliyorsun değil mi?
Ahh hata bende sen nasıl unutabilirsin ki iki gün sonra senin hayatının cehennem olduğu gün değil mi? Ama merak etme bu yıl yalnız değilsin Miraç'ta döndü senin için Yaser için Melika için ama en önemlisi kendi vicdanı için seninle tekrar görüşmeyi çok isterim unutma Yaser benimde arkadaşımdı her ne kadar düşman olsakta. Ve her ne kadar bana ihanet etmiş olsanızda her zaman kardeşimdiniz.
- Dilşad -

Araf okumayı bitirdiğinde anlamayan ifadeyle genç kadına baktı. Hayat sanki fark etmiş gibi kafasını kaldırarak notu elinde tutan Araf'a baktı. Araf bir anda genç kadını tutarak kendisine çekmişti. Sımsıkı sarılıyordu sanki sorun olmadığını ya da hep yanında olacakmış hissi vermeye çalışırmış gibi tekrar tekrar sarıldı. Genç kadın bir an duraksamadan Araf'ın sarılışına karşılık vermişti. Zeynep bir şey demeden Araf'ın elindeki notu alarak Ali'yle birlikte okudu. O anlamıştı ama Ali anlamayan yüz ifadesiyle Zeynep'e bakıyordu. Zeynep bilmiyorum anlamında omuzlarını silkerek Araf'a ve Hayat'a baktı. Genç kadın yavaşça Araf'tan ayrılarak burnunu çekti ve gözlerinden akan bir iki damlayı sildi.
Kendini koltuğa bırakarak kafasını ellerinin arasına aldı. Araf yanına oturarak suskunluğunu bozdu. " iyi misin şimdi " Hayat yandan bir bakış atarak tekrar önüne dönmüştü. Zeynep genç kızın diğer tarafına oturarak saçlarını yanlarından arkasına attı. " Hayat bu Dilşad kim senden ne istiyor " genç kadın kafasını çevirerek " Dilşad çok uzun zaman önce Yaser'in arkadaşıydı.
Kazadan uzun zaman önce kavga etmişlerdi kavgadan sonra bir daha konuşmadılar ve Dilşad benden nefret ediyor. "

Kasım Çıkmazı (Tamamlandı )Where stories live. Discover now