16→ Kuş Evi

334 16 5
                                    


Bölüm 16 🐚

Bölüm Şarkısı; Daughter - Get Lucky

Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ

Hava ilkbaharda olmamıza yakışmayacak bir şekilde soğuk ve yağmurun yağacağının sinyallerini verirken, sağ elimin avuç içi cehennem sıcağına benzer bir şekilde kavruluyordu.Bunun sebebini herhangi bir fiziksel acıya bağlamıyordum, sebebi belliydi.

Barış'ın elimi tutan kocaman ellerinin sıcaklığı benimkilere yayılıyor ve avucumdaki hayat çizgilerimin arasından tenimin içine sızıyordu.Oradan yükselen ısı yanaklarıma kadar ulaşmıştı, kendimi havanın soğuğuna inat alev topuyla çevrelenmiş gibi hissediyordum, şu anda hangi kız benim yerimde olsa aynı duyguyla baş etmek zorunda kalırdı.

Barış Barlas'la el ele tutuşuyorduk.Hayır, bu kadar basit değildi.Barış Barlas'la tıklım tıklım kalabalık bir sokakta el ele tutuşuyorduk.

İnsanların yüzümüze çarpıp yere düşen bakışları asit kadar etkiliydi.Önce Barış'ın muazzam aurasıyla büyülenen bakışlar, ardından bana dönüp hayal kırıklığına uğruyordu.Bu yakışıklı çocukla, şu paçavra gibi görünen kız mı sorularının ucundaki kancalı soru işaretleri öz güvenime saplanmış gibi hissediyordum.

Onların bizi yakıştırmaması umurumda değildi, zaten biz de Barış'la bir çift değildik.Şu anda onun yanındaydım çünkü bana ihtiyacı vardı.Annesini elinden çalan adamın yanına gidiyordu ve yıllardır beklediği buluşmayı yalnız yapmasını istememiştim.İnsanların bakışları o kadar yüzeyseldi ki, bizi dışarıdan el ele tutuşur vaziyette görünce çirkin kız yakışıklı erkek damgasını hemen yapıştırıvermişlerdi.

Oysa Barış, yaralı ve yıllardır beklediği yüzleşmeye doğru emin adımlarla giden yakışıklı bir erkekti, ben ise Azrail'in pelerininde hayata tutunmaya çalışan çirkin kız.

"Şu kız bile bu çocuğu kapmış, hayret ediyorum." Yolda hızlı adımlarla insanların arasından sıyrılmaya çalışırken, yanımızdan gelen sesle olduğum yerde duraksadım.Bize yakın mesafede duran iki kız gözlerini üstümüze dikmiş, hayatın adaletsizliği hakkında bir şeyler mırıldanıyorlardı.

"Çirkin şansı kızım," dedi kumral olan içini geçirerek."Bazen keşke çirkin olsaydım dediğim oluyor valla." Kısa bir an için Barış'ın tüm bu söylenenleri duyup duymadığını merak ettim, yoksa sadece duymazlıktan mı geliyordu?

Yalnızca Barış'a annesini elinden çalan adamla görüşmesinde yardımcı olmak istemiştim ama söylenenlere kulaklarımı tıkayamıyordum.Bir kere beynimin süzgecinden geçen cümleyi yeniden dışarı atamazdım ki.Hepsi anlam kazanıp, kalbimin orta yerine yamaç dalışı yapıyorken umursamaz gibi görünemezdim.

"Bırak elimi,"dedim sokağın ortasında aniden dururken."İnsanlar yanlış anlayıp, yorum yapıyor."
Benim durmama ilk başta aldırmadı ama elimi çekmek için yaptığım sert hamle karşısında gözlerini omzunun üstünden bana doğru çevirdi.Hala o iki dedikoducu kızın göz hizasındaydık ve onların göz zevkine saatlerce arkadaşlarına anlatabilecekleri manzarayı sunuyordum.

"Ne oluyor sana?" Sesi düzdü, hiçbir duygunun sesinde dalgalanmasına izin vermiyordu."Şu aptal iki kızın dedikleri yüzünden durduysan, sinirimi senden çıkarırım Nisan.Yeterince gerginim."

"Elimi bırakmanı istiyorum." dedim onunkinin aksine titreyen sesimle.Sanki az sonra Doğan'la görüşüp, geçmiş yılların hesabını ben soracakmışım gibi davranıyordum.Barış'ta tam aksine bana desteğe gelmiş gibiydi, sanırım rolleri değişmiştik.

Bir Kelebek HikayesiWhere stories live. Discover now