13) Percy

1K 63 16
                                    

Bu imkansızdı. O, o bizim gözlerimiz önünde ölmüştü.
- Eee hiçbiriniz bir şey söylemeyecek mi? Yani bi hoşgeldin, seni çok özledik falan fena olmazdı.
- Sen, sen nasıl? diye sordu Annabeth
  Uzun bi süre Annabeth'le  bakıştılar. Ardından Annabeth ona  sarıldı. Ortada garip bir manzara vardı, Annabeth birine sarılıyordu ve ben onlara bakıyordu şaşkın,kıskanç bir şekilde. Sonunda Victoria başından beri sormak istediği şeyi sordu.
- O kim? dedi sesi biraz yüksek çıktı ve herkes ona baktı.
- O... diye devam edecekti ki Clarisse
- Benim adım Luke Castellan, Hermes
kulübesinden.
- Bende Hermes kulübesindeyim ama seni hiç görmedim. dedi Victoria
-Ben Hermes'in ölen çocuğuyum. Hayret ben gidince popileritem düşmüş.
-Şey şaka falan mı yapıyor. dedi Victoria Clarisse'ye
- Victoria ben bunu sana uzun uzun anlatacağım. dedi Clarisse

  Ortamdaki sessizliği bize doğru gelen Ren ( Ares kulübesinden havalı, kaslı bi çocuk, yani kıskanılmayacak bi tip, kesinlikle. ) bozdu.
- Kheiron, Olimpos'tan masaj var. Önemli olduğu söylediler!
-Bir dakika rahat duramıyoruz ki! Hep bir haber hep bir haber. Percy, Annabeth sizde gelin, Clarisse sen Luke'la birlikte kal, karnı açsa karnını doyurun dedi Kheiron ve büyük evin yokunu tuttuk.

   Geldiğimizde iris mesajı açıktı ve Hermes vardı. Hepimiz Luke'un döndüğünü nasıl anlatabileceğimizi düşünüyorduk. Kheiron tam lafa başlayacaktı ki Hermes daha önce davrandı.
- Kheiron kehanet başladı! dedi Hermes
- Nasıl? Başladığını nerden biliyoruz? dedi Kheiron
- Afrodit. Afrodit kurtuldu. Gücü yavaş yavaş yerine geliyor.
-  "Aşk uyanacak gerçek aşkın öpücüğüyle". Burdaki aşk Afrodit oluyor! Nasıl daha önce anlayamadık? dedi Annabeth
- Peki  "gerçek aşkın öpücüğüyle" derken ne demek isteniyor? Yani gerçek aşkın öpücüğü kim ya da ne? diye sordum
- Uzun bir süre bu dizeyi çözmeye çalıştık ve anladık ki Afrodit'in kurtulması için onu gerçekten seven birinin onu öpmesi gerekiyor. Afrodit aşktan güç alır, özellikle de gerçek aşktan. Bunun üzerine Ares ve Hepaistos arasında bi problem çıktı. İkiside Afrodit'i kimin daha çok sevdiği konusunda tartıştılar. Bunun üzerine tanrılar Hephaistos Afrodit'in kocası olduğu için ve daha önce onun için yaptıklarından dolayı Afrodit'i Hephaistos'un öpmesi üzerine karar aldılar, nede olsa Hephaistos Afrodit'e sırıl sıklam aşık. Hephaistos Afrodit'i öptü. Afrodit birden bire uyadı.
- Vay be kimin kimi öpeceğine bile tanrılar kara veriyor. dedim
- Artık kehanetin ikinci dizesini çözmemiz lazım. dedi Kheiron
- İkinci kısmı zaten gerçekleşti. dedi ve gülümsedi Hermes
-Nasıl yani? Ne zaman? dedim
- Luke gelmedi mi? dedi ve yine gülümsedi Hermes
- Bir dakika " Bir kahraman dönüyor habercinin iziyle". Bu kahraman Luke! Haberci de sizsiniz! Tanrıların habercisi. dedi Annabeth aydınlanmış bir şekilde
- Evet. Nihayet anladınız.
- Peki ya Luke oradan nasıl çıktı? dedim
- Ben tanrıların habercisiyim benim bilmediğim yol yoktur. Siz o kısma kafa yormayın. Yakın bir zamanda Olimpos'a çağırılacaksınız. Haberiniz olsun. Görüşmek üzere. dedi Hermes ve iris mesaj kapandı.

- Eee sırada ne var? dedim
- "On ikinin çocukları dizildi gökyüzünde" sırada bu dize var, bunu çözmemiz lazım.
- Aslında Annabeth, bu dizede çok anlaşılmayacak bir şey yok gibi. Yani on ikinin çocukları herhalde bizler oluyoruz. Sadece gökyüzünde nasıl dizileceğiz, yoksa uçacak mıyız ? Diyelimki uçtuk nerdeki gökyüzünde dizileceğiz...
Lafımı daha bitiremeden Annabeth:
- Percy! Sen konuştukça kafam daha da çok karışıyor!
- Çocuklar! diyerek araya girdi Kheiron. Gidin yatın, bugün gerçekten aşırı garip bir gündü. Bende Frank'e yakın bir zamanda Olimpos'a gideceğimizi söyleyeyim. Roma kampındaki çocuklara haber versin. Hadi iyi geceler size.

  Annabeth'i kulübesine bıraktım. Bana güzel bir iyi geceler öpücüğü verdi. O öpücükten sonra ful onu onu düşüneceğim için nasıl uyuyacağımı bilmiyordum. Neyse, bende kulübeme girdim. Birde ne göreyim odam dağınık, yine! Yarın toplarım diyip yatağa girdim ( Evet kesinlikle toplamayacaktım. ).

   Gece birden uyandım uyku tutmadı. Bu saatte yasaktı ama biraz göl kenarında dolaşmaya çıktım. Yine çok şanslıyım mi Luke'la karşılaştım.
- Percy, senide mi uyku tutmadı?
- Evet. Şey yanına oturabilir miyim?
- Eee şey, tabiki! Bende senle konuşmak istiyordum zaten.
- Öyle mi? Ne hakkında?
- Biliyorsun, şu ana kadar bizim güzel bir geçmişimiz yok, görünüyorki yakında uzun bir maceraya çıkacağız. Aramızdaki problemleri düzeltsek.
- Luke. Ben zaten seni Titan Savaşında yaptığın fedakarlıktan sonra affettim. Unutalım gitsin. Yeni bir sayfa açalım.
- Yeni bir sayfa, yeni bir arkadaşlık ama gerçek bir arkadaşlık, hatta YOLDAŞLIK. Yinede geçmişte yaptıklarım için sende özür dilerim.
   ÖZÜR DİLERİM, ÖZÜR DİLERİM, ÖZÜR DİLERİM. O kelimeler beynimden çıkmadı, beynimin içinde yankılandı. Rüya falan görmüyordum değil mi? Yani şu ana kadar tanıdığım ukala Luke, havalı ve cool Luke benden özür dilemişti. Serseme dönmüş gibi kafamı sallayınca Luke güldü.
- Gerçekten şaka falan yapmıyorum, yeni bir plan da yapmıyorum. Sadece seninle artık arkadaş olmak istiyorum Percy. İyi birisin. Özellikle beni yaptıklarıma rağmen affediyorsan baya iyisin.
- Luke geçmişi unutalım. Artık arkadaşız, hatta bu gerçek bir arkadaşlık. dedim
   Bunu duyunca rahatlamış gibi nefes verdi ve gülümsedi. Ayağa kalktık, el sıkıştık. Ardından sanki yıllardır arkadaşmışız gibi sarıldık.
- Artık birbirimizin koruyup kollayacağız, hatta herkesi koruyacağız, BİRLİKTE.

                  Yorumları bekliyorum :)

Percy Jackson Ve Olimpos'un ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin