11) Percy

1K 70 21
                                    

Gözlerim yavaşça açılmaya başladı. Bana tepemden bakan Annabeth, Kheiron, Frank ve Hazel'i gördüm. Ettafıma bakındım. Revirdeydim.
- Bizi çok korkuttun Yosunkafa. dedi Annabeth
- Kaç gündür uyuyorum ?
- Üç gündür. Üç gündür durmadan konuşuyormuş gibi ağzını hareket ettiriyorsun ama bir ses çıkmıyordu. Percy ne gördün?
- Bir rüya gördüm. Uranüs hakkında. dedim
- Ne gördüysen hepsini anlat Percy. dedi meraklı bir şekilde Kheiron
Onlara rüyamda gördüklerimi anlattım. Ardından Kheiron derin düşüncelere daldı.
- Percy o tabelada gördüğün şekilleri hatırlıyor musun? diye sordu Frank
- Evet ama kağıt kalame ihtiyacım var.
- Ben hallederim Jake bize kağıt kalem bulabilir misin? Acil!
Bu arada Jake Apollon kulübesinden biri. Revirde çalışıyor. Bize bi koşuda kağıt kalem getirdi.
- Teşekkürler Jake. dedi Hazel
Kağıda "珠峰" şekillerini çizdim ve meraklı bir şekilde kafamı Frank'e çevirdim.
- Şey yanlış okumadıysam Everest Dağı yazıyor ama Uranüs ile ne alaka?
Bu sorudan sonra herkes kafasını birşeyler biliyormuş gibi duran ve aramızdaki en bilge kişiye kafamızı çevirdik, Kheiron'a.
- Tamam size bildiklerimi anlatacağım. İlk önce Percy'nin şu gökyüzü adamlarından bahsedeyim. Onların gerçek adı "ouranos fylakes ( ουρανός φύλακες ) " gökyüzü bekçileri. Onlar çok çok eskiden insanlardı. Uranüs'e tapan tek insanlar. Gökyüzüne en yakın yere, Uranüs'ün yeryüzünde en güçlü olduğu yere, Everest Dağının içine kendi şehirlerini kurdular. Şehirlerinde yüzlerce Uranüs tapınakları var. Bu sebepten dolayı Uranüs yeryüzünde en güçlü olduğu yerde canlanmaya çalışıyor olabilir. Neyse çocuklar benim bu öğrendiklerimizi tanrılara söylemem lazım. Bu öğrendiklerimizi kimseye anlatmayın, zamanı gelince anlatırız. dedi Kheiron, tam revirden çıkacakken:
- Kheiron sana söylemeyi unuttuğum birşey daha var.
- Evet Percy, seni dinliyorum. dedi Kheiron
- O gün Olimpos'a Afrodit için gelmemişler.
- Nasıl yani ? Başka neden gelebilirler ki ? diye sordu Hazel
- Birinden bahsettiler, bir çocuktan.
- Hangi çocuktan bahsettiler? Adı ne ? dedi Kheiron
- Tam olarak emin değilim ama o çocuk ben olabilirim. Yani savaş sırasında bir gökyüzü adam bana " Sana ihtiyacımız var. " dedi ve beni öldürmediler, zehirlerdiler.
- Haklı olabilirsin. Bunuda  söylemem lazım. Unutmayın, bunlarda kimseye bahsetmeyin. dedi ve gitti.

- Şey bizimde birkaç işimiz var, hem sizinde biraz yalnız kalmaya ihtiyacınız olabilir. dedi Frank ve ardından Hazel'la birlikte reviri terkettiler. 

- Eee biz ne yapalım Annabeth?
- Göl kenarında oturmaya ne dersin?
- Ah şu göl olmasa biz ne yapacağız? Hadi gidelim.
Ardından Annabeth'in elini tuttum ve birlikte lanet revirden çıktık ve gölün yolunu tuttuk.
Göl kenarına vardığımızda. Kumlara oturduk ve uzun bir süre hiç konuşmadan öylece oturduk. Uzun bir süre sonra aramızdaki sessizliği Annabeth bozdu.
- Percy?
- Efendim Annabeth.
- Neden, neden herşey bizim başımıza geliyor ?
- Herşey derken ?
- Yani Titan Savaşında herşey sana yükleniyor, bir görev için senin hafızan siliniyor ve bizi ayırıyorlar. Athena'nın işaretini bulmaya ben gönderiliyorum. Olimpos'un kanı için bizim kanımız isteniyor. Ya şimdi? Şimdide Uranüs seni istiyor. Ben artık sıkıldım Percy? Her gün " Ya Percy'ye bişey olursa ben ne yaparım?" diye düşünmekten sıkıldım.
Bunu söyledikten sonra Annabeth'in gözlerinden birkaç yaş döküldü. Ağladığını fark edince derin bir nefes aldı ve yaşlarını sildi. Annabeth birinin onu ağlarken görmesini hiç sevmez, zaten çok çok nadiren ağlar. Sonra ona sımsıkı sarıldım.
- Annabeth. Banada sanada hiçbir şey olmayacak. Ömrümüzün sonuna kadar birlikte olucaz. Bizi ayırmaya hiçbir güç yetmez. Düşünsene bu güne kadar neler atlattık, bunu mu atlatamayacağız ?
Tam Annabeth'in dudaklarından öpecektim ki bir lanet bir ses bu romantik anı bozdu.
- Percyyy! Annabeth!
- Hay ben senin...
- Evet Nico. dedi Annabeth ve ardından bana sus dercesine bir bakış attı
- Şey pardon, yanlış bir zamanda geldim galiba.
- Evet. dedim
- Yok öneli değil Nico. Birşey mi oldu?
- Evet, Kheiron herkesin kamp ateşinin oraya gelmesini istiyor. Önemli bir konu var galiba.
- Teşekkürler Nico sen git, bizim yarım kalmış işimiz var ondan sonra geliriz. dedim
- Şey Percy bence Kheiron'u bekletmek iyi bir fikir değil, sonra azar işitmek istemeyiz. dedi Annabeth
- Çok geç kalmayacağız ki Nico yüzündem yarım kalmış işimizi halledelim sonra gideriz. dedim ve ardından Nico sinirli bir bakış attım.
- Percy! dedi Annabeth ve bana hafif sinirli bi bakış attı.
- Off. Tamam başka bir zaman hallederiz.
Ardından Nico, Annabeth ve ben kamp ateşinin yolunu tuttuk .

( Arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum,
benim için önemli.)

Percy Jackson Ve Olimpos'un ÇocuklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin