7

737 62 18
                                    

Gün boyunca MinGyu WonWoo'nun peşinden ayrılmamıştı. Etrafında aptal aptal dolanıyordu ve WonWoo onun bu hallerine gülmeden edemiyordu.


"Woonie~ Hadi yemekhaneye gidelim. Yemek yemelisin Wonnie~ Çok zayıfsın."

"Cidden, okulda bana böyle mi sesleniyorsun? Okuldakiler bunu duyarsa senin de başına bela olurlar. ayrıca ben aç değilim Min, sen ye."

"Ne demek aç değilim? Vücudun sadece deri ve kemikten oluşuyor Won. İtiraz istemiyorum, benimle geliyorsun."

MinGyu WonWoo'nun kolundan tutarak yemekhaneye sürüklemişti. Zorla tepsisine birkaç yemek koyup yemekhanenin tenha yerlerindeki masalardan birine geçtiler. MinGyu midesindeki shikshini devreye geçirirken WonWoo tabağındaki yemekle oynuyor arada sırada yiyormuş gibi görünmek için ağzına küçük lokmalar atıyordu.

"Doğru dürüst ye Wonnie~ Yemediğini görebiliyorum."

"O kadar işhatla yemeğine dalmışken nasıl beni fark edebiliyorsun?"

"Gözüm her zaman üstünde Wonnie."

"Minnie~ Ben doydum. Artık kalksak olmaz mı?" WonWoo aegyolu bir şekilde konuştuğunda MinGyu bir an nefes alamadı. Ağzındaki yemeğin soluk borusuna kaçmasıyla öksürük krizine girmişti. Tanrım, o tatlılık da neydi öyle?

"Hey, iyi misin? Al biraz su iç."

"Hiç iyi değilim Won. Az önce yaptığın o şey de neydi öyle?"

"Belki o halime kıyamayıp 'Hadi kalkalım o zaman.' dersin diye düşünmüştüm ama sen ağzındakilerin yarısını üstüme tükürdün Min. Ve bu iğrençti. Tanrım, daha ilk günden üstüme ağzındaki yemeği tükürdün. Neyse ki son anda kenara çekildim de üstüm pek kirlenmedi."

"Ah, üzgünüm Won. Ama sen bir anda öyle aegyo yapınca şaşırdım. Yani daha önce hiç aegyo yaptığını görmemiştim hep boş ve soğuk bakıyordun. Seni öyle görünce heyecanlandım."

"Neyse, zaten bu ilk ve sondu. Bir daha böyle kendimi rezil edecek şeyler yapmayacağım."

"Hayır, daha fazla yap Wonnie~"

"Bana 'Wonnie' demeyi keser misin artık? Bir duyan olacak. Ayrıca 'Wonnie' de ne? Çocuk muyum ben? Bütün havalı görüntümü yerle bir ediyor bu lakap."

"Sen zaten havalı değilsin ki Wonnie~ Küçük bir köpek yavrusu gibisin. Ama benim olan küçük bir köpek yavrusu."

"Beni sahiplenme. Bundan hoşlanmam."

"Nasıl yani?"

"Tamam, sahiplen ama bana sanki bir eşyaymışım gibi 'benimsin' falan deme. Bundan hoşlanmıyorum."

"Ama ben de seninim Wonnie~"

"Sen benim eşyam değilsin Min, benim... Şey... İşte, anladın sen."

"Hayır, anlamadım Wonnie~ Ben senin neyinim?"

"Sevgilimsin işte ya. Of. Söyletmek zorunda mısın?"

"Bugün ikinci bir atak geçirdim sanırım. 'Sevgilim' lafını senden duymak çok güzel, sevgilim."

"Hadi şu yemeğini bitir de kalkalım buradan. Konuştuklarımızı birileri dinliyor gibi hissediyorum."

"Bizi kimse dinlemiyor Wonnie~ Rahat ol."

"Çabuk bitir şu önündekileri."

"Tamam, sevgilim."

"Kes şunu."

"Vaaa kızarınca daha da tatlı oluyorsun Wonnie~"

"Şu çubukları gözlerine dürtmeden önce kapat çeneni."

Save Me [Meanie]Where stories live. Discover now