34. Bölüm: Kaza

Start from the beginning
                                    

" Hayır! Senin odanı tüm Türkiye toplansa temizleyemez abi!"

" Biliyorum." dedi ve yarım gülerek mutfağa doğru ilerledi.
Ben ise düşünceli bir şekilde koltuğa oturdum. İmkansızdı. O oda da kirli çamaşırdan tutun şeker kabuğuna kadar her şey vardı.

" Oh Batı Bey! Sen öyle gel kendi zevkine şey olanı yap ama derdini ben çekeyim." dedim ve sonra sinirle masadaki telefonumu alıp ayağa kalktım "Al sana ceza, artık sadece elimi tutacaksın ve yanağımı öpeceksin seni pislik." evet çok güzel yaklaşıyorum değil mi sevgilime?
Sinirli adımlarla evin çıkış kapısına yöneldim ama sonra Batı'nın yaralarını düşününce ilk önce derin bir nefes aldım sinirle nefesi verip salona geri döndüm.

" Benden uzak kalamayacağını biliyordum." dedi koltukta otururken.

" Eğer diğer kaşını da benim patlatmamı istemiyorsan sus."

***

Dehşetle Görker'e baktım ve sonra tekrar CD'ye baktım.

" Görker bu Barbie..." dedim şokum devam ederken. Görker bu yana döndü ve gözleri kocaman açılırken benim üstüme atlayıp CD'yi kaptı.

" K-kardeşim için." dedi CD'yi hızla bir yere fırlatırken.

" Furkan?" dedim yine şaşırarak.

" Sanane lan!" dedi ve sinirlenerek yastığı popoma geçirdi. Ben de teyze moduna girerek Görker'e döndüm.

" Az mahremiyet." deyip onu ittirdim ve mükemmel planım işleyince Görker Mercan'ın (Defne) üstüne düştü.
Yani daha doğrusu Görker Mercan'ın üstüne düştü ama sonra Mercan'ın acı çığlıklarından sonra Görker telaşla üstünden kalktı ve Mercan'ın da yarısı Görker'in üstünde kaldı.
Birbirlerine mal mal bakmaya başlayınca bir şeyler olacağına emin oldum ve sinsi bir sırıtışla odayı terk edeceğim sırada ensemden tutulmamla geri çekildim.

" Sen nereye güzelim?" dedi Hakan hiç fark etmeden planımı bozarken.

" Su." dedim gergince gülümseyip. Omuz silkip ensemi bıraktı ve ben de hızlı adımlarla mutfağa ilerleyip kendime bir bardak su doldurdum. Aslında bir de ağrı kesici alsam fena olmazdı.
Ağrı kesiciyi aramaya başladım.

" Nerede bu lanet..." diye kendi kendime söylenirken arkamda bir tıkırtı duyunca hemen arkamı döndüm.

" İşte..." dedi ben yaşlardaki çocuk ve Parolu elime bıraktı sonra gülümsedi "Biraz kaba oldu sanırım, ben Mete, Oğuz'un erkek kardeşi." iyi de neden buradaydı ki? Mantığı yok.
Sadece gülümsemekle yetindim ve parolu yuttum.

" Abim de balkonda sigara içiyor eğer konuşmak istersen." stresle kasılırken bardağı sertçe tezgâha bıraktım. Bizimkiler bilerek mi çağırmıştı. Bizi barıştırmak için falan mı?

" Gitmeliyim." dedim ve hızlı adımlarla Görker'in odasına ilerlemeye başladım.
Bu üç mal ne yapmıştı?

" Oğuz neden burada?" dedim sinirle solurken.
Herkes birbirine anlamazca baktı ve sonra Mercan cevap verdi.

" Barıştığınızı sö-"

" En son gördüğümde onu denize ittim. Ona inandığınıza inanamıyorum."  dedim sinir kat sayım artarken. Bu sırada arkamdan gelen adım sesleriyle hemen arkamı döndüm. Ona çok sinirliydim. Sizi ancak değer verdiğiniz biri üzebilirdi ya, aynen öyleydi işte.

" Senin geleceğini duyunca barıştığımızı bizimkilere söyledim." dedi gülümseyip.
Bir dakika, bir dakika... Bugün Oğuz'un doğum günüydü! Gerçi artık umrumda değildi ama... Bu yüzdenden Oğuz'u çağırmışlardı.

Bıyık Where stories live. Discover now