"Bak canım kuzencim, tatlişkom, kaymağım tekrar söylüyorum eğer çocuğu buraya çağırıp kuzenim sizi çok beğendi dersen ağzının ortasına çarparım." deyip Damla'ya bakmaya devam ettim. Ne gerek vardı eğlence için çeşitli fantazilere?
" Bak Çağla iddiaya girdik ve kaybettin, çocuğun yanına gitmiyorsan ben çağıracağım." deyip bana pis bakışlarını atmaya başladı.
"Umarım yağmurlu bir günde mutlu bir şekilde şemsiyenle dolaşırken şemsiyen uçar." deyip sinirli adımlarla iddia gereği numarasını almam gereken çocuğun yanına yürümeye başladım. Tamam çocuk şirindi ve yakışıklıydı, ama hey! Neden tanımadığım birinin numarasını alayım? Lanet olası iddia.
Çocuğun yanına gittim ve onun gibi denize bakmaya başladım.
" Ne kadar da mavi bir deniz." Harika (!) insanlar zaten denizi mor zannediyordu açıklık getirmiş oldum konuya (!)
Çocuk kafasını bana çevirip 'ne diyor bu?' dercesinden baktı.
" Turuncu mu olmalıydı?" deyince sustum. Sonra susmaya katlanamadım.
" Tanışsak mı?" bana baktı. Bir baştan aşağı süzdü. Tam çocuğa çıkışacakken ismini söyledi.
" Hakan, ama eğer şimdiden beni ayarlamaya çalışıyorsan söyleyeyim ben homoseksüelim." şaşkınlığımı gizleyemedim ve kocaman gözlerle bakmaya başladım ama o da ismimi bekliyormuş gibi görünüyordu. Ben de şaşırmanın etkisiyle beraber söyledim.
" Sinem." sırıttı. Neden sırıttı?
"Neden kolyende Çağla yazıyor?" bir an tıkanıp kaldım.
"Ne yani annemin ismi olamaz mı?"
"Hem kötü bir yalancı hemde kötü bir sohbet arkadaşısın." Deyince artık pes ettim.
"Bak senle uğraşmak istemiyorum, iddia yüzünden telefon numaranı almak zorunda kaldım." kolumu aldı ve numarasını yazdı. Yanında kalem taşıyan bir adet insan. Düşündürücü. Hemen yazması garibime gitmişti.
"En azından şu anki halimle beni güldürdün, belki yine güldürürsün diye." deyip yürüyüp gitti. İlginçti. Çok acayip. Çok komik bir kızım lanet olsun.
Kendi egomu kasmayı bırakıp yanıma koşarak gelen Damla'ya baktım. O konuşmadan kolumu uzattım.
" İnanamıyorum! Numarayı almışsın." deyip kolumdaki numarayı hemen telefonuna kayıt etti.
" Böyle bir numara heba edilemezdi." ona onun homoseksüel olduğunu söylemeyecektim. İşin zevkli kısmı Damla çocukla sevgili olmaya çalışınca ortaya çıkacaktı.
" Eee şimdi ne yapıyoruz Damla?"
" Biraz dolaşalım." deyince iskelenin üstüne çıktım ve oturdum.
" Bence biraz muhabbet edelim." deyince tam yanıma oturuyordu ki, karşıdan tanıdık bir sima yaklaşmaya başladı.
Olamaz! Ağda olayındaki çocuk.
" Hemen kaçmalıyız!" deyip ayağa kalkıyordum ama o ana kadar ayağımın kaydığını fark edememiştim. Bir çığlık eşliğinde soğuk denize düştüm.
" Hey! Çağla iyi misin?" diye sordu Damla telaşla. Sahile doğru yüzdüm ve denizden çıkıp başımı kaldırdığımda çocukla burun buruna geldim.
" Yine kötü bir durum?" dedi gülmemek için kendini tutarken. Şu an üşüyordum, dişim titriyordu ve en son görmek isteyeceğim kişiyle konuşuyordum.
" D-deme ki b-b-bana kö-kötü şans getiriyorsun." dedim ve sinir bir şekilde gülümsedim. Damla koştur koştur yanıma geldi.
" Ya iyi misin? Al hırkamı giy." deyip üstündeki hırkayı çıkardı ve sırtıma koydu.
YOU ARE READING
Bıyık
Humor#6 mizah / Bıyıktan başlayan bir hikaye nerelere gider, yok efendim böyle hikaye olur mu diyorsanız bence bir göz atın hikayeye. Ben Çağla. Hikayede birlikte olayların içine gireceğiz. Var mısınız? -Tüm Hakları Saklıdır-
