Kaza Geliyorum Demez!

119 20 2
                                    

Önceki Bölümden;
  
  "BEN SAVAŞ KILIÇ'IM istediğimi yaparım ve yaptıklarımın her zaman bir sebebi vardır. Deyip kolumu bırktı ve gitti.

O Savaştı.

O Savaş Kılıç'tı.

O Sav- tamam lan anladık kes sesin s.kik içses sıçıyım o Savaş' a anladık .

O, Savaş Kılıç .

--------------------
   Savaş denen kişi arkasına bakmadan gidince bende yavaşça bizimkilerin yanına gittim. Giderken birkaç kişinin konuşmalarını duydum.

" Kıza bak benim Savaş' ıma kafa tutuyo... Abi kıza bak ya gelir gelmez Savaş abinin dikkatini çekti eh tabi güzel kız... Lan bu Savaş bizimle bile konuşmazken yeni gelen kızla hemen konuştu...
Kız kaşarın teki abi nerde yakışıklı orada bu kaşarlar...."

  Gibi birçok şey. Lan banane bu göt kafalı Savaştan. Düşüncelerimi bölen ağlama sesi oldu. Allah bilir hangi Pomcuk ağızlı kız, hanki erkek için ağlıyo . Salak yemin ederim salak. Sesin geldiği yöne doğru baktım . O kız, hani Savaş denen gavatar bebe varya onun dövdüğü adamın eski sevgilisi. Yolumu değiştirip kızın yanına doğru gittim.

  "Değer mi be o salak ve maymun ağızlı uzay mekiği için?  Yada ..... beyni bacak arasında olan biri için değer mi? " dedim kıza bana baktı sadece baktı . Sonra birden konuşmaya başladı.

"Değer onun için değer. Ben onu o kadar çok sevmiştim ki ne yapsa affetmiştim. Her hatasını görmezden geldim ama o beni aldatıyormuş." ne zaman geldiğini anlayamadığım Gökum, Cesur ve Burak' ın içinden Gökum konuşmaya başladı.

  "Deymez sümüklü deymez seni hak etmeyen biri için deymez."

  Sözü Gökumdan alıp konuşmaya devam etti Cesur. "Bencede deymez ... yanlız bacaklar sütun gibi tütütü maşallah maşallah."

  "Lan kızın bacaklarına mı bakıyosun kavuçuk? " dedi Burak sanki kendisi bakmıyormuş. Ayağa kalktım bizimkilerin nereye demesine umursamadan kantine doğru gittim çünkü  bu sümük ve ağlamak dolu yerde daha fazla duramayacaktım. Kendime bir kahve aldım, tam bir adım atmıştım ki telefonuma bir mesaj sesi geldi hemen telefonumu açıp baktım . Gördüğüm mesajla gözlerim yerlerinden çıkacak gibi oldu

053.......

Bana bak pis or.ospu Savaştan uzak dur yoksa senin o siyah saçlarını yolarım. Sadece bununla kalmam daha fazlasını yaparım mesela ilk başta elinden ilklerini alırım.

. Mesajı atanın kim olduğunu düşünerek yürümeye başladım.  Tam o sırada bir duvara çarptım yok la duvar değilmiş. İnsanmış.  Tam önüne baksana ayı  demek  için başımı kaldırmıştım ki onu gördüm Kılıç, Savaş Kılıç.

   "Önüne bak yeni kız bir dahakine bu kadar anlayışlı olmam."  dedi tam gidiyordu ki
kolundan tutum ve  ona biraz yaklaştım benden uzun olduğu için parmak uçlarımda kulağına uzandım ve  konuşmaya başladım.

  "Bana bak konuşup daha sonra arkanı dönüp gidemezsin ve evet bidaha böyle birşey yaparsan bende anlayışlı olmam çünkü ben Eylül Ecevit'im
ayrıca KAZA GELİYORUM DEMEZ Kılıç! " deyip elimdeki kahveyi başından aşağı boşaltıp sınıfa girdim zaten ders zilide çalmıştı.

--------------------

   Okulun ilk günü bütün sıkıcılığıyla bitmişti. Öğretmenler kim olduğumu sordu, teneffüste erkekler yiyecekmiş gibi kızlar ise öldürecekmiş gibi  baktı, tek eylenceli yanı Savaş' ın başından aşağı döktüğüm kahve ve yeni tanıştığımız Melis' in gruba alınmasıydı. Şimdi ne mi yapıyorum?  Bizimkiler  yani p.ç panterler yüzünden evde mal gibi oturuyorum. Neymiş efenim Savaş beni öldürecekmiş, bitmişim ben bla bla bla. Onlar nerde mi bensiz eylenceye gittiler Melis, Gökum, cesur ve Burak. Ama bir Asi' nin ne zaman söz dinlediği görülmüştür? Hiçbir zaman. Bu nedenle hazırlanıp evden çıktım baya bi ilerledikten sonra farketmediğim arabanın altında ezildim.

Gazelden;
 
 Hah geri kazanacaktım onu. Savaş, benimdi kimsenin değil. O çalı süpürgesine nasıl baktığını görmüştüm . Ben ona, onu affettiğimi söyleyecekken o başka kızlara bakıyordu.

  Savaştan ;

Salak kîz bütün okulun önünde kafamdan aşağı kayanar kahve dönmüştü onu bulduğum yerde öldürecektim şimdi onunla ilginemezdim niye mi?  Çünkü akşam oldu ve ilgilenmem gereken bir sürü or.spu var . Bu nedenden dolayı bara doğru sürdüm arabayı. Yolda giderken telefonum çaldı.  Telefonu alıyım derken birşeye çarptım. Hemen ani bir frenle arabayı durdurdum . Durdurdum durdurmasına da carptığım şeyi biraz sürüklemiştim.

    Hemen inip arabanın altına baktım siyah birşey vardı arabanın altında.  Hemen arabanın altından yavaşça çektim ve sabahki yeni kız olduğunu gördüm. Hemen onu arabama bindirdim ve evin yolunu tutum. Bu sırada ısrarla çalan telefonu pencereden aşağı attım sonuçta o telefon yüzüden kaza yapmıştım.

   Eve gelince kapıyı açtım, kızı içeri taşıyıp hemen ev telefonundan doktoru aradım. Doktor geldiğinde kızı muayene etti ve odadan çıktı hemen ardından bende çıktım.

  "Savaş Bey,  Küçük Hanımın durumu gayet iyi sadece korkudan bayılmış birkaç saat sonra uyanacaktır muhtemelen. Allaha Şükür kazayı hafif sıyrıklarla ve kırık bir kolla atlatı. Geçmiş olsun bir hafta boyunca dinlense hiçbir sorun kalmayacaktır. İyı günler ."

Deyip tam çıkıp gidiyordu ki benim   "reçete ." dememle durmuş ve ardından kağıda birşeyler yazmıştı kağıdı elime tutuşturdu ve giderken. "Aşka zaman gerek evlat." demişti. Kağıda baktığımda bolca zaman ve ağrıları için : ağrı kesici yazıyordu. Hafif altında yazan yazı dikatimi çekmişti.

'Kalp ağrısı ve yaraları için ağrı kesici işe yaramaz . Dermanı sevdiğin kişidedir.' yazıyordu.

  Allahım bu piskopatlarda hep beni bulur diye söylenip salona gittim tam oturuyordum ki kapı çaldı, gidip kapıyı açtım.
  Gelen bizimkilerdi. Efe konuşmaya başladı.  "Abi nerdesin ya meraktan öldük."

"Sus lan kavuçuk ağızlı! Sizin yüzünden kaza yaptım. Lan kıza bodoslana daldım resmen. Araba kullanırken aramak nedir? Açmıyosam bir bildiğim vardır . " diye sitem ettim . Diğerleri dalga geçerken Efe hemen kızın durumunu sordu.  Odada uyuyo olduğunu söyledim.                    Zaten   aramızda en ağır başlı ve düşünceli olan odur. Demir ; Biraz saf ama sevdiklerine değer veren, şebek ama gerçek sinirini bir biz  biliyoruz. Tuğra ise; grubun sapığı. Garip bi hastalığı var. Kanser gibi ama kanser değil daha kötüsü. Hastalık iki ayda bir tekrarlıyo. Kemikleri kendiliğinden kırılıyo . Hastalığın başladığını ise ya burnu iki- üç saat boyunca kanamasından yada kemiklerun kendiliğinden onarılmasından anlıyabilirsin. Ama bu hastalık yüzünden bolca acı çekiyo tedavisi ise çok zor. Bir keresinde kemikler kendiliğinden onarılırken görmüştüm. Ağzıbda tahta birşey vardı tam iki tane ikidinide ağzında paramparça etmişti ardından da dişlerinden birini kırmıştı. Onu o halde acı çekerken görünce keşke demiştim keşke onun yerinfe ben olsaydımda kardeşim böyle acı çekmeseydu.

  Düşüncelerimi bölen odadan gelen ses oldu. Hemen odaya gittik kız uyanmış saçmalıyordu.

  "Derek beni sen mi ısırdın?  Artık bende senin gibi bir kurtadam mıyım? " diye saçmalayınca- bu arada saç malanmaz taranır. Tamam vurmayın şaka yaptım. - Efe kafama geçirdi ve  "lan olum kızın kafasına neyle vurdun?  Seni Derek sanıyo." dedi.

   "Birincisi, kızın kafasına vurmadım. İkincisi, Derek kim? ."
  Kız bana bakıp "aa sen Kılıçsın okulda kafasına kahve döktüğüm. Yoksa seninde mi bir sürün var yoksa sen bi omega mısın?  Oha o zaman bunlarda beta kesin. Çift kere oha. Bi dakika ya ben en son yolda yürüyodum. Sonra bu Su aygırı bana çarptı. Tabi ya hayvan gibi sııı yaptı demi? "  diye sorunca bizimkilerle ufak bir kahkaha attık ve ben kıza dönüp.

"Kaza Geliyorum Demez EYLÜL ECEVİT ." Dedim.

Merhaba yine ben kusura bakmayın bölüm çok geç geldi . Dediğim gibi internette bir sorun var. Okullarda açılıyo bu nedenle artık cumartesi ve pazar yayınlıcam hikayeyi.

Bayramınız mübarek olsun. Sizi seven yazarınız Zeyzey-1234

Kötü Kız (Ukala Serisi -1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin