"Ay gördüm yavrum gördüm. Allah yaşatmasın bir daha." Nisa bıyık altından gülerken Cennet teyze belli belirsiz amin demişti. Kızların şu an ne yaptığının o da farkındaydı.

"Çok normal aslında. Ahsen Arslanın kız kardeşi gibi. Eminim çok tedirgin olmuştur." Diye aniden gözlerimin içine bakarak söze girdi Bade. Pişkinliğinin yanında muhtemelen o da benim gibi bu konuda söylediklerimi hatırlamıştı. "Öyle değil mi Cennet teyze?"

"Öyle tabi kızım öyle..." diyerek onu hızla yanıtladı Cennet teyze. Onun böyle düşünmesi hoşuna gitmişti sanırım. "Ahsen de Yiğit de Arslan için çok kıymetlidir."

Sözlerinin karşılığında ufak bir sessizlik ve Bade'den yana onaylarcasına bir tepki aldı Cennet teyze. Ardından da hızla
"

Çayı hazırla da Nisa içelim şöyle keyifli keyifli." Diye komut verdi. "Bade kızımın yaptığı tatlılardan koy. Ama abine ayır öyle bırak bize."

Nisa göz devirmekten de gönülsüzce kalktığını göstermekten de çekinmedi. Hanife teyze bu durumun çok fazla farkında değildi ama Bade bu tavrın kendisine olduğunu anlayabiliyordu. Gözlerinin sürekli üzerimizde oluşu da bunu gösteriyordu.

"Biz de sana yardım edelim" diye ayaklandım. Nisa durduracakken gözlerimle kabul etmesi adına işarette bulundum. Burada çok fazla durmasam iyi olacaktı.

"Bende yardımcı olayım isterseniz." diye atladı Bade oradan. Sesini duymak bile ayarlarımla oynanmasına yeterken yüzüme yeniden yalancı bir gülüş takındım. Hızla ona dönerek "Yok canım..." Diye samimiyetsiz bir tavırla söze girdim. "Misafire iş yaptıracak halimiz yok ya. Otur sen."

Yüzü an ve an solarken kafasıyla tamam dercesine işarette bulundu. Attığım taş neyseki kafasını yarmıştı.

Nisa'yı takip ederek mutfağa girdiğimizde ben ne olduğunu anlamadan Yağmur'un sırtımdaki elini  hissettim. "Heytt be!" Diye gurur duyarcasına konuşurken sırtıma vurmuştu. Hissettim ani ağrı ile dudaklarımdan küçük bir inleme çıktığında fark etmişti ne yaptığını.

"Kızım salak mısın ne yapıyorsun?" diyerek yanıma geldi Nisa. Kızgın bakışları ile Yağmur'a bakmaya devam ederken bir yandan da bana " İyi misin ?" diye sormuştu.

Kafamı salladım. "Ay heyecanla şey ettim bir anda. İyisin değil mi Ahsen?" Hissetiğim acıya rağmen güldürdü bu hali beni.

Yeşillerimi mavileri ile buluştururken gülümseyerek "İyiyim." Diye içini rahatlattım. "İyiyim de senin de hiç elinin ayarı yok yalnız..."

Sitemkar sözlerime benim gülüşüme benzer bir gülüş ile karşılık verdi. Sonra da Nisanın yanına yardıma gittiğinde, hazırlamak için Badenin getirdiği tepsiyi almıştı önüne. Açmış, koklaşmış, yetmemiş burnunu kırıştırmıştı. Ben ise yardım etmeyi teklif etmemişim gibi öylece oturmuştum yerimde.

"Görüyorsunuz değil mi? Bildiğin abim için kullanıyor annemi." diye yorum yaptı Nisa. Konuyu değiştirirken bardakları hazırlıyordu bir taraftan da.

MÂHPAREWhere stories live. Discover now