10.Bölüm-Kırmızı dudak

1.4K 62 18
                                    

Not: Merhaba arkadaşlar. Biliyorum yeni bölümün hiç zamanı değil. Annelerimiz acı çekerken, yüreklerine kor ateş düşerken, gencecik askerlerimiz şehit olurken, böyle bir şeyin hiç zamanı değil. İnanın, mecbur olmasam yayımlamazdım. Ama bir süre internet kullanamayacağımdan, yayımlamak zorunda kaldım. Bu bölümü, istediğiniz zaman okuyabilirsiniz. Tekrar, duyarlılığınız için teşekkür ederim. İyi okumalar.


Okulun kapısına geldiğimde, gerçekten girmek istemediğimi fark ettim. Ayaklarım geri geri gidiyordu sanki. Okulun cam kapısında ki yansımam da göz gezdirdim. Saçlarımı düzleştirmiştim. Dudaklarıma hafif kırmızı ruj, kirpiklerime rimel sürmüştüm ve gözlerime de ince bir Eyeliner çekmiştim. Eteğimi de bir kat kıvırmıştım. Gerçekten şuan kendimi kaşar gibi hissediyordum. Kravatımı yakamdan geçirmiştim ama bağlamamıştım. Tam bir kaşardım!

Tabi ki de onu kendine aşık etmen için böylesin! Senin görevin bu, Duru.

Dün gece Aras telefonuma mesaj atmış, yarın kendime bakmam gerektiğini söylemişti. Ona ne kadar kızgın olsam da bir anlaşmamız vardı ve ben kurallarına göre oynayacaktım. Gerçekten böyle görünerek onu kendime aşık edebileceğimi düşünüyor muydu? Tamam etrafında yeterince böyle kız vardı, yani olsa onlardan birine olmuştu değil mi? Aşkın dış görünüşte olduğuna inanmıyordum. Aşk, kalpler arasındaydı... Bazen de gözler.

Etrafımda beni süzen gözler olduğunun farkındaydım ama istifimi bozmadan yürümeye devam ettim. Sonuçta onlar benden tonca fazla makyaj yapıyorlardı. Benim ki onların yanında ufacık bir şey kalırdı. Okuldan içeri girdim ve emin adımlarla ilerlemeye başladım. Giray ve Siyahları merdivenden inerken gördüğümde nutkum tutuldu. Başka yöne dönmek istesem de Aras'ın mesajın sonuna yazdığı iki kelime beni engelledi. 'Ondan Kaçma.' Evet tam olarak böyle yazmıştı. Onu görmezden gelecektim, tabii bu ne kadar mümkünse. Merdivenlerin önüne geldiğimizde nihayet Giray yere eğik başını kaldırdı. Gözleri beni bulduğunda hafifçe kaşlarını kaldırdı. Sonra yavaş bir şekilde beni baştan aşağıya süzdü ve gözleri gözlerimi bulduğunda kaşlarını çattı. Tam olarak 4 kas yığını merdivenin önünü tıkamıştı ve ben Giray'ın öfke saçan bakışlarıyla olduğum yerde mıhlanmıştım. Dudaklarını araladı ve tekrar kapattı. Sonra gözlerini kıstı ve derin bir nefes aldı.

''Çekilir misiniz? Beyler.'' dedim havalı olmaya çalışarak. Giray sinirden ateş saçan gözlerini gözlerime dikti. Diğer siyahlar hala beni süzmekle meşguldü. Sarp'ın yüzüne takıldı gözlerim... Yara içindeydi. Baya bir dayak yemiş olmalıydı.

''Beyler?'' dedi sorar gibi. Giray'ın sinirini sesinden solumuştum. Arkasındakilere baktı ve onların gözlerinin bende olduğunu görünce gözlerini kapattı. Tek elini sinirle saçlarından geçirdi ve ''Kıpırdayın!'' dedi dişlerinin arasından. Siyahlar hemen yanımdan geçerken piç gülüşlerini eksik etmiyorlardı. Giray'ın yanından geçmek için bir adım attığımda bileğimi yakaladı. Tam yanında durmak zorunda kaldım. Dudaklarını yavaşça kulağıma yaklaştırdı. Bu benim sesli bir şekilde yutkunmama sebep olurken aynı zamanda sıcak terler dökmeye başlıyordum. Ne oluyordu bana böyle? Tamam, Tekin! Daha fazla yaklaşmamalısın.

''Kırmızının dudaklarını çekici kıldığını ve kullanmaman gerektiğini söylemiştim. '' Sıcak nefesini boynumun üzerinde hissedince irkildim. Adeta fısıldayarak bağırmıştı. Hatta sesiyle dövmüştü de diyebiliriz. Ona bakmamaya çalışarak, ''Evet, söylemiştin.'' dedim sessizce. Biraz daha yaklaştığında ayrılmak istedim ama bileğimi daha çok sıktı. Gerçekten şuan merdivenlerde dip dibe duruyorduk.

SİYAHIN SEN TONUWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu