Bölüm 6

627 55 17
                                    

Mutfaktan çıkıp yatak odasına doğru yürüdüm. Ömere muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştım. İnşAllah beğenirdi. Yavaşca kapıyı açtım halen uyuyordubo kadar tatlı uyuyoduki saatlerce onu izleyebilirdim. Yanına gidip bağdaş kurarak oturdum. Yanaklarını öptüm elini yanağına götürüp kaşıdı. Omzundan dürtmüştüm ama halen uyuyodu.

"Ömer kalk doğuruyorum!"

"Ömer evde biri dolaşıyo!"

"Ömer ölüyorum galiba!"

Sesli bir şekilde söylemiştim ama uyuyodu yoksa ömer diye bağırmıştım. Ömerin gözleri benim gözlerimi bulunca rahatlamıştım. Ona sinirlice baktım. Uyku sersemi olduğu için esnemişti.

"Ne öküz herifsin ya senin için burda kahvaltılar hazırlayım sen uyu. Bide öperek uyandırmaya çalışıyorum hâta bende asıl."

Ömer bana hayretler içerisinde bakıyodu. Ona tek kaşımi kaldırıp baktım.

"Benim için bu saate kalkıp kahvaltı hazırladın. Vay be. Teşekkürler güzelim."

Gözlerim kısık bir şekilde ömeri dinledim sanki normalde hiç kahvaltı hazırlamıyodum. Evet haklıydı ama ben uykusuna düşkün biriyim.

"Önemli değil."

Yatakdan kalkcaktımki elimi tutmuştu. Bir anda onun altında buldum kendimi ağırlığını üstüme vermiyodu ama o kaslarından dolayı yine de ağır geliyodu.

"Trip mi atıyosun bana sen?"

"Hayır ne tribi."

"Seni etki altında bırakmayı seviyorum bana kızgınsın ama belli bile edemiyosun."

Onun bu lafına sinirlenip. Hızlı bir şekilde omzundan ittim ve üstüne çıktım. Ömer bana şaşkınlıkla kim kimi etki altında bırakıyomuş acaba.

"Bana bakın ömer bey beni sinir etmeyin cidden yapacaklarımi tahmin bile edemezsiniz ona göre ve iş görüşmesine geç kalıcam."

Kafamı eğip sağ yanağına öpücük kondurup geri çekildim. Üstünden kalktım ve mutfağa doğru yol aldım.

Aslında ömere hastalığını söylemek isterdim ama yapamıyodum işte. Eğer öğrenirse beni bırakır ve gider. Onsuz bir hayat düşünemiyorum. Normalde bugün ilk iş günüm olcaktı ama gitmedim. Zaten şirketin sekreterine söylemiştim. Bizim zorlu mücadelimiz daha yeni başlıyodu. Bugün ömere süpriz yapcaktım. Onların şirkettinde çalışabilceğimi  söylemişti. Ömerin gözlerimin önümde eriyip gitmesine izin veremezdim vermiycektimde. Ömwrin hastalığını babası ve cem biliyodu. İkiside duyunca şok olmuştu. Hele ki babası ağlıyacakdı nerdeyse. Aslında ömerin bu yaşta bu hastalığı olmaso ilginç geldi ama doktor bey normal karşılamıştı. Kader işte napabilirizki.

Ömer ile birlikte güzelce kahvaltımızı yaptıkdan sonra sofrayı topladık. Ömer odasına giyinmeye gitti. Hemen gider gitmez elime telefonu aldım.  Cem'le konuşmam gerekiyodu. Hadi cem aç şu teli meşguldu. Cem'e kısa mesaj attıkdan sonea bende odaya giyinmeye gittim. Kapıyı çalmadan girdiğim için ömerin baklavaları beni karşılamıştı. Tabi ömer birşey arıyomuş gibiydi. Gözlerimi kısıp ona baktım cidden çok yakışıklıydı. Bu düşüncelerime son verip dolaptan siyah elbisemi çıkarttım. 

"Dilay benim kravatlarım nerde." Arkamı dönüp ona baktım. Gözlerimi kıstım ve tebessüm ederek açtım. Çekmeceyi gidip açtım ve gömleğinin rengine göre kravatını uzattım bana tebessüm edip elimden aldı. Doktorun dediği geldi. İlk önce basit şeyleri unutmaya başlar. Ya sonra ben ailesi ve arkadaşları işte buna bir çözüm bulmak zorundaydım. Odadaki banyoya girip üstümü değiştirdim. Ömerden halen utanıyodum. Ama o istediği haraketi yapıyodu. Evet onun yanında rahatım ama işte utanmamı önleyemiyorum ve dalga konusu olmak istemem. Saçımı at kuyruğu yaptım. Dişimi fırçalıkdıktan sonra banyodan çıktım. Ömer kravatını yapmaya çalışıyodu. Yanına yavaş adımlarla gittim ban göz ucuyla bakıp geri yapmaya çalıştı. 

SEVGİLİM ALZHEİMER HASTASIWhere stories live. Discover now