"Bir daha bana bir şey çevirtmeye gelmeyin." diye sözümü kesti. "Galatasaray Üniversitesi'nden mezun olan birinden ders alıyor olmam bu işte çok iyi olduğum anlamına gelmez. Başka birini bulun."

Biraz hava atıyor gibi gelmişti.

Dolunay tepkisini görmek için Eray'a bakarken perdesine odaklandım. Onu düşürecektim. Tamamen ona odaklanrak tekrar baktım. Tabi ki perde aşağı düşüyordu.

Dolunay, perde sırtına düşer düşmez irkildi. "Ah!"

"Hay aksi. Neyse biz gidelim, Eray." Bana sırıttı ve ona göz kırparak kızın odasından çıktım.

Tam Arslanların koridorunun sonundan dönüp evden çıkacaktık ki, içi dar bir vazoda duran siyah renkli gülü fark ettik. Vazonun üstünde oyularak kazılmış kelimeler bulunuyordu.

"Güzel, tatlı öğrencime... Başarılarının devamını dilerim Dolunay."

Gülü hiç görmemiş gibi yaparak yutkundum ve adımlarımı hızlandırdım.

"Bu iş bitecekse bitsin artık," dedi Eray. "Ne yapacağız şimdi? Kime gideceğiz?"

"Bizim eve gidelim," diye fikir yürüttüm. "Annem bugün izinli ama olsun."

Eray kısaca tereddüt etse de sonunda başını sallamıştı.

~~~~~

"Selam anne," dedim onu yanağından öperek. Annem yorgun görünüyordu. Bana hafifçe gülümsemeye çalıştı.

Eray da onunla selamlaştıktan sonra arkamdan odama gelmeye başladı.

Kapımı onun da girmesiyle kapatır kapatmaz büyük bir iç çektim.

"Sence Serenay'ın amacı ne?"

"Bilmem." diye omuz silkti. "Daha doğrusu bir tahminim var. Bence bize bulaşan adamla ilgili bir şey öğrendi. Ama söylemeye korkuyor çünkü güvende olmamızı istiyor. Yoksa başka türlü bizden uzaklaşacağını sanmıyorum."

"Olabilir."

Odamın kapısı iki kere tıklatıldı. Annem gülümseyerek içeri girdi. "Çocuklar benim acil bir işim çıktı. Mutfağa sizin için cips ve kurabiye koydum, istediğiniz zaman gidip yiyebilirsiniz ama burada yemeyin kırıntı falan dökülür."

"Teşekkürler," diye gülümsedi Eray.

Annem bize veda ederek odamdan çıktı. Biraz sonra da evimizin kapısının kapanma sesi duyuldu.

"Kaldık baş başa." dedi imalı imalı.

"Başka bir şey düşünmez misin sen?" dedim kıkırdayarak.

Serenay'ın Ağzından

Kapı açıldı. Gelmişti.

"Neden buluşmak istedin benimle?"

Yutkundum. Adımlarımı dikkatli atmam gerekiyordu. "Az önce senin yanındalardı. Eray ve Maya'dan bahsediyorum."

"Evet," dedi benim sevgili üvey ikizim.
"Amacın ne Dolunay? Neden uğraşıyorsun arkadaşlarımla? Son birkaç gündür ruh gibiyim. Onlara senin düşman olduğunu söylememek için kendimi zor tutuyorum. Veya şu anda suratına yumruğu basmamak için."

Nefes alarak devam ettim. "Yılbaşı gününde ve düşmanla karşı karşıya olduğumuz diğer günlerde ne yaptın? Maskeli adam mı kiraladın? Başından beri sendin. En başından beri."

Dolunay gülümsedi. "Bunu inkar etmeyeceğim. Size tehdit mesajları gönderdiğim doğrudur. Ama hepsi benim tarafımdan değildi."

"Ne demek istiyorsun?" diye sordum istikrarlı tavrımla. Yumruğumu sıkıyordum.

"Bence bunu kendin çözsen iyi edersin." diye fısıldadı.

Ben Serenay'ım. Kendimi tutamam. Dolunay'ın üzerine atılıyorum ve yumruğumu yanağına gömüyorum.

Maya'nın Ağzından

"Serenay da senin gibi sarışın. İkiniz de babanıza benziyorsunuz."

Eray hafifçe gülümsedi. "Lale Teyze'yi anlayamıyorum bazen."

"Neden?"

"Bazen Serenay'ı seviyormuş gibi davranıyor, bazen umurunda olmuyor. Annelerin evlatlarına bakış açısı tek bir yönde olmaz mı? Ya severler ya da daha az severler."

"Bence onun da kafası karışık." diye fikir yürüttüm.

Birkaç Saat Sonra Dolunay'ın Ağzından

"Benden istediğin her şeyi yaptım!" diyorum hırsla. "Suçu üstlendim. Kardeşimden yumruk yedim. Daha ne istiyorsun?"

"Bu işte beraberiz," diye cevap veriyor her zamanki tavrıyla. "Kaçışın yok."

Ona doğru bir adım atıyorum. "Biz kader ortağıyız. İkimiz de kaybedip duruyoruz. En sonunda ne yapacağız onlara? Öldürecek miyiz?"

"Onları bekleyen bazı hediyelerim var," diyor. "Yani ölmeseler bile sırtlarında sonsuza dek geçmeyecek olan kemer izleriyle yaşamak zorunda kalacaklar." Şimdi bana şeytanca bakıyor.

"İşkence mi edeceksin!?" diyorum inanamayarak. "Yapma. Bari Eray'a yapma bunları."

"Şşh.." diyor. "Yavaş gel. Bana güven."


TelekineziOnde histórias criam vida. Descubra agora