4. Bölüm

33 4 1
                                    

İlk olarak bölüm geç geldiği için üzgünüm. Düzenli olarak bölüm yazamayacağımı önceden de belirttiğim gibi şimdi de belirtiyorum. Okuyan,yorum ve vote yapan herkese kucak dolusu öpücüklerimi iletiyorum❤️ Ve yeni bölüm sizlerle! Düşüncelerinizi eksik etmezseniz sevinirim❤️ İyi okumalar!

    'İşte tam olarak bunu arıyorum,' bunu demesiyle birlikte gözleri direk olarak dudaklarıma yöneldi. Bunu yapmasına tabi ki izin vermeyecektim. Ama o sırada haraket bile edemedim. Ellerimi göğüsünde birleştirip onu kendimden uzaklaştırmaya çalıştım ama yerinden bile oynatamayınca bundan vazgeçtim. Elleriyle bileklerimden sıkı bir şekilde tutunca erkek sürüsünün yapmadığını onun yapıcağını düşünmedim değil. Kapının açılma sesleri gelmesi ile kafamı direk olarak kapıya çevirdim. Kimsenin bizi bu halde ve bu pozisyonda görmesini istemiyordum. Alison elinde poşetlerle eve girince tonlarca kez ona şükrettim ve biraz olsun rahatladım. Gözleri bizi bulduğunda 1-2 saniye tepki vermedi. O 1-2 saniye bana saatler kadar uzun bir süre olarak geldi. İlk önce gözlerini Aktuğ da daha sonra bende gezdirdi ve en sonunda bileğimi sıkan ve biraz sonra kırılıcak olan bileğime baktı. Alison ağzını açmış bir şey söyleyecekken onun yerine Aktuğ atladı.

  "Bende tam gidiyordum. Melis ile bir şey konuşmam lazımdı ama hallettik iyi geceler kızlar."

   Bunu söylerken bir kere bile bana bakmamıştı. Bu da neydi şimdi? Bir çeşit şaka falan mı? Kapıyı sert bir şekilde çarpıp çıktıktan sonra Alison paketleri bırakıp hemen yanıma geldi.

    "Bir sorun var? Sana bir şey yaptı mı?"

Evet. Bir sorun mu var? Bana bir şey yapmadı ama Alison gelmeseydi olucakları düşünmek istemiyordum. Bana merak dolu gözlerle bakan Alisona döndüm.

   "Sorun yok. Bi..biz sadece konuşuyorduk."

Bunun üzerine en bitkin ve en iğrenç olduğundan emin olduğum bir gülümseyi suratıma takındım ve odama doğru hızlı adımlarla çıktım.
   Neden Alison'a olanları anlatmadım bilmiyodum. Aslına bakılırsa anlatılacak bir şey yoktu. Sen gelmeseydin Aktuğ beni öpüyordu mu diyecektim. Ah tabi ki de hayır. Aktuğ'nun ne yapmak istediğini bilmiyordum ama bunu öğrenene kadar devam edicektim. Her türlü düşünce aklıma gelirken kendimi bunlardan uzaklaştırabilecek tek bir şey biliyordum. Müzik. Kulaklığımı ve telefonumu çantanın içinden alıp yatağıma yattım yorganımı üzerime çektim ve gözlerimi ağır ağır kapadım.

    Sonsuz karanlığa dalmadan önce ki tek düşündüğüm burdan ve herkesten uzak durmam gerektiğiydi. Sonuçta yaşadıklarımın aynısını yaşamak istemezdim.

   Hayatım bir kere de düzgün, olaysız yürüse ne olur du sanki?

  *****

  Sabah gözlerimi zorlukla açtım. Sürünerek yataktan çıktıktan sonra günlük işlerimi halledip dolabın karşısında dikilmeye başladım. Her kızın tek sorunu dolabı açıp karşısına geçtiğinde 'giyecek hiç bir şeyim yok' demesidir. Şuan da tam olarak bunu yaşıyodum. Sonunda giyecek bir şeyler bulduğumda telefonumu cebime sıkıştırıp aşağıya indim. Bugün kursum yoktu. Olsaydı da gideceğimi düşünmüyordum. Alison bugün ne yapacağımızı söylerken ben onun hazırladığı kahvaltıdan yemeye başlamıştım bile.

   "Vee.. Son olara-" cümlesini tamamlamasına izin vermedim. Bugün halsizdim ve evden çıkmak istemiyordum. Çıksam bile surat asıp, insanları tersleyip can sıkmaktan başka bir işe yaramazdım.

   "Bugün dışarı çıkacak havamda değilim. Halsizim sanırım evde kalsam daha iyi olacak"

Alison'ın fazla ısrar etmemesine şaşırmıştım. Ama iyi de olmuştu. Bütün gün pijamalarımı giyip Teen Wolf izlemek varken dışarı çıkmak hiç mantıklı gelmiyordu.

SENDEKİ BENWhere stories live. Discover now