3. bölüm

64 9 4
                                    

Gözlerimi zorlukla açtığımda hala arabada olduğumu farkettim. Ne zaman uyumuştum, ne zamandır uyuyordum en ufak bie fikrim bile yoktu. Kafamı kaldırıp etrafa baktığımda buranın bir araba değilde bir ev olduğunu anladım. Buraya nasıl gelmiş olduğuma en ufak bir fikrim yoktu. Siyahın çoğunluklu olduğu oda da gözlerimi gezdirdim. Fazlasıyla büyük bir odaydı. Ben odayı incelerken kapının açıldığını duydum ve bakışlarımı o tarafa yönlerdirdim.

"Sonunda uyanabildin uyuyan güzel." Dedi ve gülümsedi.

"Ben buraya nasıl geldim?" Dediğim şeyin konuştuğumuzla pek bir alakası yoktu belkide. Nerde olduğumu, saatiğin kaç olduğunu hatta kaç saattir burda olduğumu bilmiyordum.

"Uykun o kadar derin ki seni arabada bir türlü uyandıramadım. Evinide bilmediğim için seni benim evime getirmek zorunda kaldım. Tam 2 saattir uyuyorsun ve bende tam 2 saattir içeride ki rahatsız koltukta can çekişiyorum." Derken yüzünde ukala bir sırıtma vardı. Bu dediği üzerine derhal toplandım ve ayağa kalktım.

"O zaman şimdi beni eve bırakabilirsin,uyandığıma göre." Bunu demem üzerine bir kahkaha attı ve
"Yok öyle şey bu gece burdasın. Senin için uykumdan olamam." Dedi.

Gözlerinin içine bakarken aslında burda kalmak istediğimi farkettim. Fakat hemen kendimi topladım ve gitmem gerektiğini düşünerek

"O zaman bende kendim giderim." Deyip çantamı elime aldım ve evden çıktım. Öküz. İnsan bi arkamdan gelir. 'Ben bırakırım' der. Ama nerde! Uykusundan olamazmış hayvan! Rahat rahat yatsın şimdi yatağında. Bir insanın ruh hali nasıl hemen anında değişebilirdi!

Ben bunları düşünürken aynı zamanda hızlı hızlı yürüyordum ve nereye gittiğime dair en ufak bir fikrim yoktu. Gecenin bu saati dışarı çıkmam yetmiyor gibi birde kaybolmuştum. Harika! Ayrıca üstümde şortlu kombinim vardı. İleriden gelen erkek grubunu görünce daha çok korkmaya başlasamda çaktırmamaya çalıştım. Ne vardı sanki? Sadece yanımdan geçip gideceklerdi ve bende ilerde taksi bulup evime gidecektim. Tabii ki düşündüğüm gibi olmadı ve erkeklerin sözlü tecavüzüne uğradım diyebilirim. Arkamdan erkek seslerinin geldiğini duydum fakat dönüp bakmak yerine adımlarımı hızlandırdım. Bir gün içinde her şey benim başıma gelmek zorunda mıydı? Adımlarımı hızlandırınca arkadakilerden daha çok ses ve kahkaha gelmeye başladı. Tam boynuma bir el hissettiğimde bağıracaktım ki ağzımın kapanması ile bunu başaramadım.

"Sadece eğleneceğiz. Sende eğlenmene bak." Dedi yavşak sırıtması ile iğrenç yüzü olan bi adam.

"Bu saatte senin burda ne işin var güzelim?" Dedi diğeride. Elleriye ellerimi tutarken.

Şuan onları dinlemekten çok nasıl kurtulacağım ve ne yapacağımı düşünüyordum. Tam kurtulma planları yaparken ağzımdaki ellerin çekilmesiyle derin bir nefes alacaktım ki arkamdan yumruk sesleri gelmeme başladı. Arkamı dönmem ile resmen şok oldum! Aktuğ az önceki niyeti bozuk olan insanlarla kavga ediyordu. Yanlarına gidip onları ayırmak istedim. Ama kaldırıma oturmuş ayağa kalkmaya bile halim yoktu. Aktuğ'un dayak yemesini beklerken düşündüğüm aksine hepsini dövmüştü diyebilirim. Onlarda arkalarına bakmadan gitmişlerdi. Aktuğ sonunda beni farketmiş olacak ki (!) yanıma geldi.

"Ben olmasaydım ne olacaktı?" Her ne kadar sinirlenmediğini belli etmeye çalışsada sesinden sakin kalmaya çalıştığını anlayabiliyordum. Evet. Bu sorunun cevabı yoktu. Ne diyebilirim ki? 'Sen olmasaydın erkek sürüsü tarafından tecavüze uğrayacaktım' mı diyecektim?

"Ben eve gidiyorum. Sende uykundan olma."

Gitmek için ayağa kalktım. Ama kalkmamla kolumdan tutulup çevrilmem bir oldu.

"İnat ediyorsun. Senin yüzünden zaten yeterince uykumdan oldum. Şimdi daha fazla zorluk çıkarmada seni eve bırakayım."

Dediklerine cevap bile vermedim. Vermeye de halim yoktu. Bu yüzden sadece onu takip etmeye devam ettim.

****

Kapıyı çalmamla Alison ın açması bir oldu. Biraz endişeli biraz meraklı gözlerle bize bakarken eliyle bizi işaret ederek "Siz ikiniz,nerdeydiniz?" Dedi. Cevap vermek için ağzımı açtığımda ne diyeceğimi bulamadım ve Aktuğya baktım. O da bana bakıyodu.

"Senin uykucu bir o kadar da inatçı arkadaşımla uğraşıyordum. Şunu al başımdan da bende artık evime gidip rahat rahat uyuyayım." Dedikler üzerine ona baktımve gözlerimi devirmemek için büyük bir çaba harcadım. Ben içer geçtiğimde Alison ve Aktuğ hala kapıda konuşuyolardı. Aslında böyle bir halde olmasaydım onları dinlemeden duramazdım. Ama şuanda bir an önce yatmak ve güzel bir uyku çekmek istiyordum. Bu yüzden adımlarımı hemen odama yönlendirdim. Üstümü değiştirme gereği bile duymadan direk yatağıma yattım ve aşağıdan gelen sesleri umursamadan gözlerimi kapatıp uyudum.

Gözlerimi açtığımda üzerimde ki yorgunluğu atamadığım farkettim. Telefonumu elime alıp saate baktığımda kursun çoktan başladığını gördüm. Gözlerimin büyümesiyle yataktan fırlamam bir oldu. Dolabın karşısına geçtim ve elime ne geldiyse giydim. Sanırım 2 ders kaçırdıktan sonra güzel görünmek önemli değildi. Çantamı da elime alıp hemen evden çıktım.

****

Kursa geldiğimde 3. Ders başlıyordu. Buna şükrettim ve daha önce bana gösterilmiş olan sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Sınıfa girdiğimde bir anda tüm sesler kesildi ve kafalar yavaş yavaş bana dönmeye başladı. Onlar bana ben onlara tuhaf tuhaf bakarken hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. En arka sırada boş sıra gördüğümde yavaş adımlarla oraya doğru ilerlemeye başladım. Sıraya oturduğumda kızlar beni göstererek birbirlerinin kulaklarına bir şeyler fısıldıyorlardı. Kendimi 'ne insan görmemiş gibi bakıyorsunuz' diye bağırmamak için zor tutuyordum. Neyse ki içeriye öğretmen girdiğinde en azından bazı kızlar önlerine döndüler. Derslerle alakam yoktu. Burasının dil öğretim kursu olduğu için derslerin daha hafif olacağını sanmıştım. Fakat hiçte umduğum gibi çıkmamıştı. Dersin ortasında kapının sert bir şekilde açılmasıyla sıranın altında ilgilendiğim telefonumdan kafamı kaldırıp kapıya baktım ve gözlerime inanamadım. Aktuğ ile aynı sınıf? Hadi ama şaka yapıyorsunuz! Sınıftan içer girdiğinde alaycı sırıtması ile benim oturduğum yere doğru ilerlemeye başladı. Onca yet varken neden benim yanım? Neden ben yani neden? Dün ki salaklıkları yetmediği gibi onu birde burda mı çekecektim? Çantasını sert bir şekilde masaya koyduktan sonra yanıma oturdu ve

"Dün yatağımı kaptığın gibi bu günde sıramı mı kaptın? Sırada ne var çok merak etmeye başladım." Dedi.

"Senin sıran olduğunu bilseydim inan yanında bile geçmezdim." Dedim ve kendime engel olamayarak dil çıkarıp önüme döndüm. Yanımda kıkırdağını duyduğumda ona doğru döndüm. Fakat ben dönünce hemen yüzünde ki gülümseme gitti ve onun yerini ciddi bir surat ifadesi aldı. Derslerle alakası olmadığını daha şimdiden anlamıştım. Ya telefonuyla ilgileniyor ya da kafasını sıraya yaslayıp uyuyordu.

Son derste bittiğinde içinde ki deli gibi dans etme isteğimi bastırıp insan gibi bir şekilde çantamı da alıp kurstan çıktım. Sabah Alison ile konuşamamıştık. Büyük ihtimalle o da uyuyakalmış olacak ki beni kaldırmamıştı. Evin kapısını çaldığımda açan olmadı. Bu da demek oluyordu ki Alison yoktu ve can sıkıcı bir gün beni bekliyordu. İçeri girdiğimde çantamı koltuğun üzerine fırlatıp odama çıkmaya başladım. Üstümü değiştirip tam yemek yemek için bir şeyler alacağım sırada kapını çaldığını duydum ve büyük bir hevesle aynı zaman da koşar adımlarla kapıya doğru gittim. Kapıyı açmamla Aktuğ ile karşılaşmam bir oldu. Ben üzerimde ki şokun etkisini atamamışken o çoktan içeri geçmiş koltuğa yayılmıştı.

"Sen burda ne arıyorsun?" Bunu demem üzerine ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. O bana doğru bir adım attıkça bende geriye doğru bir adım atıyordum. Sonunda sırtım duvara çarptığında durmak zorunda kaldım. Aktuğ bana iyice yaklaştığın da "İşte tam olarak bunu arıyorum,"

******

SELAAM! YENİ BİR BÖLÜM DAHA GELDİİ. ASLINDA DAHA ERKEN GELMESİ GEREKİYORDU AMA YAPIŞAN BİR KAÇ DÜZENLEMEDEN DOLAYI AKSADI DİYEBİLİRİM. BUNDAN SONRA Kİ BÖLÜMLER HEM DAHA KISA ZAMAN DA HEMDE DAHA UZUN BİR ŞEKİLDE KARŞINIZDA OLACAK! OKUYAN,VOTE YAPAN,YORUM YAPAN HERKESE KOCAMAN TEŞEKKÜRLERÜMİ İLETİYORUM❤️❤️ UMARIM BEĞENİRSİNİZ ❤️ MULTİDE Kİ MELİS🎀💕

SENDEKİ BENWhere stories live. Discover now