rascal | tk

•

boynuma öpücükler bırakmaya başladığında odaya doğru yürüyordu. o kadar sıkı tutuyordu ki parmaklarının izinin geçtiğini hissediyordum. tül perde sırtımdan kayıp giderken o zarifliğin aksine sert bir şekilde duvarla bütünleştim. destek almak için bacaklarımı beline sardığımda yeniden buluştu gözlerimiz. artık parçalandığına emin olduğum dudaklarım yeniden o sıcak yuvaya hapsoldu. sert değildi, çıldırtıcı bir yavaşlıkta dudaklarımı emiyor, dişliyor ve bırakıyordu. nefes nefeseydik.

dizini kırıp bedenimi duvara daha çok sabitlerken tişörtünü çıkardı. bir kenara fırlattığında ellerini kalçalarıma sararak duvardan ayrıldı. yönünü yatağa çevirdiğinde dudaklarına karşılık vermeye devam ederken bir yandan da tişörtümü çıkarıp attım yere. sırtım yatakla buluştuğunda taehyung dudaklarımdan ayrılıp boynumda gezinmeye başladı.

öpüşleri dişlemeye döndüğünde çekiştirip bakıyordu. ne kadar sessiz olmaya çalışsam da acı ve zevk karışımı iniltiler çıkıyordu ağzımdan. parmaklarımı saçlarına sardığımda çekerek yüzlerimizi hizaladım. hafifçe doğrulup tekrar dudaklarına atıldığımda kemerinin baskısını kasıklarımın en sıcak yerinde hissediyordum. bunu fark etmiş olacak ki doğrulup pantolonunu çıkarmaya başladı. eş zamanlı olarak ben de kemerimi açtım. kendi pantolonunu çıkardığında bel lastiğine parmağını sarıp ağır çekimde pantolonumu çıkardı.

çileden çıkarmak için elinden geleni yapıyordu. ve çıkarıyordu da. kumaş parçası tenimden ayrıldığında üzerimde sadece boxer vardı. gözlerini gözlerime kenetlediğinde elini ayak bileğime sarıp dudaklarını bileğimden biraz daha yukarıya bastırdı. baldırlarıma kadar öperek bir yol çizdiğinde hâlâ göz gözeydik. nefesimi kontrol etmekte zorlanıyordum. bacaklarımın biraz daha açtığımda bu defa bacak içlerimi öpmeye başladı. ıslak sesler odayı doldururken beklemediğim bir anda dişlerini geçirdi. gürültülü bir şekilde adını inlerken ısırıp emmeye devam ediyordu. benimse yapabildiğim tek şey saçlarını çekerek kendime bastırmaya çalışmamdı.

giderek yukarıya çıkarken erkekliğime çenesini sürtüp kasıklarımı öpmeye başladı. algımın yavaş yavaş kapandığını hissediyordum. dudaklarım aralık bir şekilde sıkıca kapattım gözlerimi.

"taehyung."

ismi o kadar muhtaç ve o kadar aç çıkmıştı ki dudaklarımın arasından, duraksadı. hoşuna gittiğini bildiğimden bir kez daha mırıldandım. gözlerimi açtığımda aynı açlıkla bana bakıyordu.

"seni istiyorum." dedim uyuşmuş bir sesle.

göğsüm hızlı bir  şekilde inip kalkıyordu, saçlarımın terden yüzüme yapıştığını hissediyordum. taehyung yüzüme doğru yaklaştığında bacaklarımın arasına bastırdı şişliğini. anında bacaklarımı beline sararken doğrulup dudaklarına bastırdım muhtemelen şişmiş olan dudaklarımı. boynundaki zinciri soğukluğu sıcak tenimi titretirken yeniden inledim. dudaklarımdan ayrılıp bir süre beni izledi öylece. bir yandan da kendini geri çekip şişmiş olan penisime vuruyordu. her vuruşunda sarsılıyor bedenim.

"çok güzelsin."

fısıltısı uğultu gibi gelirken taehyung yeniden eğildi. bu defa dudakları göğüs uçlarımda gezinmeye başladığında daha ne kadar dağılabilirim diye düşündüm. tek parmağı boxerımın bel lastiğini bulduğunda geriye sürüklerken kendi de geriye doğru gidiyordu.

artık tamamen çıplak bir değilde karşısında kaldığımda eli penisimi buldu. kafamı yastığa bastırıp kendimi eline ittiğimde öpücük bırakıp beni daha da dağıttı. kıvranıyordum. elinde alev alev yanıyordum. birkaç kez çekiştirip bıraktığında içimden küfürler yağdırıyordum.

taehyung elini belime sardığında hafifçe kalkmama yardım etti. ardından dudaklarıma sert bir öpücük bıraktığında yönlendirip arkamı dönmeme yardım etti. sırtım terli göğsüne yaslandığında omzuma sulu bir öpücük bırakıp yeniden kavradı penisimi. bir yandan kalça arama kendini bastırıyor, bir yandan da ağır çekimde oynuyordu.

elindeydim. her anlamda.

birkaç dakika sürmeden titreyerek kendimi bıraktığımda taehyung omuzlarımı öpüyordu rahatlamam için. ama rahatladığımı hissedemiyordum. arkamdaki sertlik buna izin vermiyordu. parmaklarını dudaklarıma bastırdığında bunun ağzımı açmam için uyarı olduğunu anlayıp araladım. yeterince ıslatana kadar emip ısırırken bir yandan da kalçalarımı bastırıyordum. bir müddet sonra parmaklarını ağzımdan çıkarıp belimden aşağı doğru sürükleyerek kalça arama bastırdığında başımı arkamdaki omzuna bırakıp inlemeye başladım. girişimde gezinen iki parmağını da beklemeden içime ittiğinde acıyla yerimden sıçradım. ama o sabit tutmak için çoktan diğer elini karnıma bastırmıştı. içimde gelgitler yaparken vücudum sarsılıyordu. bir yandan boynumda iz bırakıyor, bütün aklımı yitirmeme sebep oluyordu. yetmezmiş gibi kulağıma ara ara fısıldıyor ve bütün vücudumu yerle bir ediyordu.

yeterince genişlediğine emin olduğunda parmaklarını içimden çıkarıp yüzüstü uzanmam için ensemden yatağa doğru bastırdı.  yardımcı olmak için belimi içe doğru çekip kalçalarımı kaldırdığımda nefesimi tuttum. kısa bir boşluğun hemen ardından girişimde hissettiğim yumuşak doku ile gözlerimi sıkıca yumup kendimi ittim. anında içimi doldururken çarşafı dişlerim arasına alıp çığlığımı bastırmaya çalıştım. bir süre alışmam için yavaş olsa da hızlanmaya başlamıştı.

teni tenime her çarptığında içimde bir şeyler patlıyordu. ileri geri savrulurken artık sesimi bütün mahallenin duyduğundan emindim. tenlerimizden çıkan ses ve taehyung'un sert nefes sesleri kulağıma gelirken aklımı yitirmeme çok az kaldığını düşünüyordum. yumuşak dokuya gelen sert darbe bütün tüylerimi diken diken ederken taehyung inatla daha sert vurmaya devam ediyordu. sona yaklaştığımı hissediyordum. ardından üzerime eğildi, enseme dudaklarını bastırıyordu. vuruşları daha derin, daha kaygandı şimdi. birkaç kez daha tekrar ettiği hareketleri içimde hissettiğim sıcaklık ile duraksarken daha dokunmadan geldiğimi fark ettim. aynı anda gelmiştik.

taehyung nefes nefese kendini üzerime bırakırken içimden çıkmamıştı. içimden bir ses gece yeni başlıyor diyordu. ve yanılmamıştı. sabahın ilk ışıklarında kendimizi yorgun bir şekilde duşa atmıştık. ardından nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde yatağa dönüp sızıp kalmıştık.