Beomgyu yavaşça gözlerini araladı. İçinde tüm evrenleri barındırabilecek derecede parlayan gözlerini...
"Beomgyu, i-iyi misin?? "
Konuşacak mı? Ölecek mi? Yaşayacak mı?
"Kendimi... daha etli hissediyorum. "
Başarmışlardı.
Birlikte önlerindeki son sorunu da yenmeyi başarmışlardı..
Üçlü tekrar ağlamaya başladı, ama bu gözyaşları farklıydı.
İçinde zaferi, mutluluğu, aşkı, sevgiyi, özlemi taşıyan gözyaşlarıydı.
Ayın altında birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
Artık istedikleri kadar sarılabileceklerini bilmenin rahatlığıyla hem de...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
~7 Ay Sonra~
Yaşlı ama dik duran sakallı adam mor kapıdan geçti. Sakin yüzünün aksine içten içe yaptığı uyarının bir işe yaramamasına ve aynı şeyi defalarca tekrarlamak zorunda kaldığı için sinirliydi.
Sadece mor olan koridora bakmadan hızla geçti.
Kapıdan girdiği gibi bilge Cheong ayaklandı ve hemen adama eğilip selam verdi.
"Seni görmeyeli uzun zaman olmuş Cheong, ben de ne zaman sözünden çıkarsın diye düşünüyordum. Çocukken de böyleydin, hep inatçısın ve söz dinlemiyorsun. "
"Ama efendim, bu sefer farklıydı.. "
"Kimsenin kaderine bulaşmaman gerektiğini biliyorsun Cheong, ama sen yine birilerini kurtaracağım diye evrenlerden kovulmayı göze alıyorsun. Evrenler arası zaman farkı yüzünden yaptığın hatanın üzerinden çoktan 7 ay geçmiş. Uzun zamandır buradaydın ve burayı da kaybettin şimdi..."
Yaşlı adam kafadan birkaç şey hesapladı.
"...Hadi ama,bu 17. evreninmiş. Şimdi burada da kalamazsınız. Toparlan, gideceğiz. "
Bilge Cheong bunun olacağını biliyordu, hiç pişman da değildi. İyi sonlar için her zaman böyle tehlikeleri göze alabilirdi.
"Efendim, çok eşyam yok ama not yazmak istiyorum. "
Adam iç çekti.
"Tamam, hızlı ol. "
Bilge Cheong tek tük eşyasını toplayıp bir not yazdı ve masaya bıraktı.
Ve ustasının arkasından buraya bir daha geri dönmemek üzere gitti.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yeonjun göğsünde hissettiği soğuk ile uyandı.
Kış en sevdiği mevsim olsa da üşümekten nefret ederdi.
Neyse ki sarılabileceği bir yorganı ve bir Beomgyu'su vardı.
Hemen yorganı üstüne çekti ve Beomgyu'ya sarıldı. Dağılmış saçlarını öpüp kokladı.
Yaşasaydı çok güzel kokacağını düşürdü eskiden ve haklıydı da. Onun kokusunun bulunduğu bir nefes insanın başını döndürüyordu.
Beomgyu da kıpırdanıp uyandı ve kısık gözleriyle Yeonjun'a baktı.
"Niye öyle bakıyosun kardeşim, aşık mı oldun? "
Beomgyu fısıldayınca Yeonjun gülümsedi.
"Evet, çok aşık oldum. Var mı bir diyeceğin. Çıldırıyorum aşkımdan."
"Zaten hep çılgındın. "
"Hoşuna mı gidiyor? "
"Belki? "
"O zaman belki öpsen daha da çılgın olurum. "
Beomgyu güldü ve öpüp çekildi.
"Fırsatçı seni, anca bana yürü."
"Bugün kar tatiliydi değil mi bebeğim? "
"Evet, yoksa okuldaydım.. "
"Liseli bücür. "
"12.Sınıf konuları çok kolay, ben ölü olduğum iki sene boyunca ders de çalıştım. Tüm konuları biliyorum. Yoksa senden çok daha zekiyim. "
"Tamam akıllı çocuk, demek tatil o zaman bilge Cheong'u ziyaret edebiliriz bugün. Olur mu? "
"Olur ama azıcık daha yatalım."
Yorganın altına girip kendisine geri sarılan Beomgyu'ya gülümsedi.
"Öyle olsun bakalım"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Anne biz çıkıyoruz! "
Ağzı dolu olan Mihi mont üstüne mont giyen ikiliyi süzüp elini gidin manasında sallayınca ikili botlarını giyip çıktılar.
İkisinin de sadece burnu ve gözleri görünüyordu. Beomgyu Yeonjun'un atkısını düzelttikten sonra el ele yürümeye başladılar.
Hava soğuktu ama bembeyaz karda sevdiği ile el ele yürümenin verdiği keyif bambaşkaydı.
Uzun süre yürüdükleri için burunları ve göz kenarları kızarmıştı.
En sonunda mor kapıdan içeriye girip biraz ısındılar,koridordan koşa koşa geçip kapının önünde durdular ve içeriden ses gelmesini beklediler.
Fakat ses yoktu.
Yeonjun kapıya vurdu.
"Bilge Cheong, gelebilir miyiz?"
Yine ses gelmeyince içeriye girdiler ama oda beklediklerinden farklıydı.
Önce birbirlerine baktılar, sonra da boş odaya..
Yeonjun Beomgyu ile ellerini kenetledi ve odayı gezmeye başladılar.
Beomgyu'nun gözü masadaki katlanmış kağıda takıldı.
"Yeon, not var"
Hemen kağıdı eline alıp açtı ve Yeonjun ile birlikte okumaya başladılar.
Sevgili Beomgyu,
Öncelikle beni ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim. Neden burada olmadığımı merak ediyorsan,başka bir yere taşındım. Çok uzağa, gelemeyeceğiniz kadar uzağa taşındım. Sana ve Yeonjun'a bu notla veda ve bazı şeyleri itiraf edeyim dedim.
Öncelikle Yeonjun'dan özür dilerim, onu lanetlediğim için. Evet, lanetin sorumlusu bendim. Ne yapayım, intihar edip ölsün istemedim. Ben de büyük bir sihirle lanetledim işte. İki alemde de bulunursa ölen sevdiklerini görür mutlu olur diye düşündüm.
Senden de özür dilerim, yalan söyledim. Aslında ilk tanıştığınız zaman ona yardım etmeseydin hiçbir şey olmayacaktı ama aranızdaki çekimi hissettim, birlikte hareket edin ve yalnızlıktan kurtulun istedim.
Bu laneti yarattığım için özür dilerim ama pişman değilim. Sizi yordu, üzdü ve kırdı ama sonu iyi bitti.
Siz kendi hikayenizin mutlu sonunu kendiniz yazdınız.. Sizinle gurur duyuyorum. Birbirinizi asla üzmeyin, bayan Mihi'ye de kendinize de çok iyi bakın.. Kim bilir, belki bir gün yeniden karşılaşırız.
Bilge Cheong'dan
.
.
Gerçekten de öyleydi, bu imkansız aşk hikayesinde kendi mutlu sonlarını kendileri yazmıştı. Kendi ailelerini kurmuş, birbirlerine hakettikleri değeri vermeyi öğrenmişlerdi.
Bundan sonra da zorlukları birlikte aşacak, birlikte ağlayıp birlikte güleceklerdi. Nasıl olsa birbirleri için herşeyi göze alabilecek bir çift, bir aile olmak bunu gerektirirdi....
~SON~
AAA AŞAĞIDAKİ BÖLÜMÜ OKU AAAAA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost~(yeongyu)
FanfictionYa intihar edip ölmek üzereyken ölüleri görme yeteneğiyle 𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘦𝘯𝘴𝘦𝘺𝘥𝘪𝘯𝘪𝘻... (yeongyu fanfic) (eğlenceli,dramlı ve birçok duyguyu hissedebileceğiniz bir fic olacağını umuyorum: )
27-Beomgyu!(F)
En başından başla
