Bu sabah arabayı tamirciden almışlardı, yoksa dünkü gibi yürümek zorunda kalırlardı.
Arabanın arka koltuğuna Beomgyu'yu yatırıp öne bindiler ve mor kapıya doğru gitmeye başladılar.
Yolda kimseden çıt çıkmadı, zaten Beomgyu ses çıkaracak durumda bile değilken diğer ikili içlerindeki gürültü ile uğraşıyordu.
Vardıkları zaman annesi bilgenin gelmesine yardım etmek için mor kapıdan içeriye girerken Yeonjun da arka koltuktaki Beomgyu'yu oturur pozisyona getirip başını cama yasladı.
Geri çekilicekken elini kavrayan Beomgyu'ya baktı. Gözleri dolmuştu.
"Y-yeon"
Boğazını zorlayarak söylebildiği tek kelime ile Yeonjun burnuna küçük bir öpücük kondurdu.
"Acıdığını ve çok zor olduğunu biliyorum sevgilim, lütfen Beomgyu'm...birazcık daha sabret. "
Beomgyu'nun ağzından bir hıçkırık, gözlerinden ise birkaç damla firar etti.
"Şşşt, ağlama... daha fazla yorma kendini. Sadece... "
Hemen saate baktı.
23.22
"Sadece 38 dakika, neredeyse yarım saat kalmış. Sonra tamamen mutlu olacağiz. Sakın kendini bırakma. "
Beomgyu yapabildiği kadar başıyla onayladı.
Yeonjun son kez dudaklarından öpüp geri çekilince bilge de arka koltuğa oturdu. Herkes yerleşince günler önce seçtikleri söğüt ağacına sürmeye başladı Yeonjun.
Hemen oraya varmalıydı.
Hız yapıyordu, farkındaydı ama yavaşlamak elinde değildi.
İstediği söğütün hemen yakınına arabayı park etti ve herkes indi.
Yeonjun da hemen Beomgyu'yu kucakladı ve devasa söğüt ağacının önüne bıraktı.
23.57
Sadece üç dakika, üç dakika sonra bu sorunu da atlatacaklardı.
Bilge Cheong gökyüzüne baktı, bulutlar ve rüzgar vardı ama kızıl ay tam olarak görünüyordu.
Hemen Mihi'yi kolundan kavrayıp geriye çekildi ve söğütün dibindeki Yeonjun'a bağırmaya başladı.
"Delikanlı! Beomgyu da sen de ayakta durmalısınız ve ağaca temas etmelisiniz! Saat 00.00 olduğu anda dirilecek! Eğer dediğim gibi yapmazsanız işe yaramaz!"
Yeonjun yerde yatan Beomgyu'yu kollarından tutup kaldırdı ve ağaç ile arasına aldı. Ellerini beline sarıp alınlarını yasladı.
"Beomgyu, bana tutulabilir misin? Çok az kaldı, hadi"
Beomgyu sesleri net duyamıyordu. Sadece sevdiği adamın yankılı sesi geliyordu.
Titreyen kollarını Yeonjun'un boynuna doladı.
Mihi saati bağırdı.
"23.59! Hadi"
İşte o zaman Beomgyu yok olmaya başlamıştı..
Yeonjun onun ayaklarının yavaş yavaş yok olduğunu görebiliyordu.
Fakat yetişmişlerdi..
En azından öyle sanmıştı.
Mihi tekrardan bağırdı.
"00.00!! "
Yeonjun gözlerini sıkı sıkı kapattı ve bekledi...
...ama hiçbir şey olmadı.
Gözlerini tekrardan açtığında herşey aynıydı, Beomgyu diz kapaklarına kadar yok olmuştu.
YOU ARE READING
Ghost~(yeongyu)
FanfictionYa intihar edip ölmek üzereyken ölüleri görme yeteneğiyle 𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘦𝘯𝘴𝘦𝘺𝘥𝘪𝘯𝘪𝘻... (yeongyu fanfic) (eğlenceli,dramlı ve birçok duyguyu hissedebileceğiniz bir fic olacağını umuyorum: )
27-Beomgyu!(F)
Start from the beginning
