"Yeter, bu sıcağa ve yavaşlığa artık dayanamıyorum."

Yeonjun sonunda isyan edip Beomgyu'yu sırtına aldı ve hızlı hızlı ilerlemeye başladılar.

"Hey! İndir beni! "

"Seni indirdiğim anda sıcaktan hepimiz sümük gibi yere yapışacağız. Sessiz olun da hemen gidelim. "

Yeonjun haklıydı. Yol boyunca kimseden çıt çıkmadı.

En sonunda yine tuhaf mor kapıya vardılar ve içeri girdiler.

Hızlı adımlarla geçtikleri bu mor koridor artık o kadar da tuhaf gelmiyordu. İnsan bazı şeylere alışınca en tuhaf şeyler bile normalleşiyordu.

Büyük kapıya geldikleri zaman yine kimse birşey demeden içeriden ses geldi.

"Gelebilirsiniz! "

Herşey tamam ama bu cidden hâlâ çok tuhaftı.

Kapıdan geçip masanın önüne gelince Yeonjun Beomgyu'yu indirdi ve annesi ile yanına yerleştiler.

Bilge Cheong kör olmasına rağmen sanki Beomgyu'yu görüyormuş gibi yüzü düştü.

"Ah, Beomgyu.. Yok oluyorsun...Beomgyu'yu diriltmeye karar vermiş olmanız güzel. Ne için geldiğinizi biliyorum. Yarın akşam saat çok geç olmadan buraya gelin, sonra birlikte gideceğiz ve size ne yapmanız gerektiğini anlatacağım. Çok geç kalmayın tamam mı? "

Yeonjun ne kadar zaman geçerse geçsin ürkütücü bulduğu bu kadına çok haklı bir soru sordu.

"Bilge Cheong;içeriye girmeden kim olduğumuzu anlayabiliyorsunuz, ilk geldiğim anda lanetlendiğimi,Beomgyu'nun bana yardım etmesi gerektiğini, kimseye söylemediğim duygularımı hatta görememenize rağmen Beomgyu'nun durumunu ve aldığımız kararları anlayabiliyorsunuz. Beomgyu'nun ne kadar daha dayanabileceğini de söyleyebilirsiniz bence, değil mi?"

Nedenini bilmediği bir şekilde bilge Cheong'a ısınamayan Yeonjun'un açıklama bekleyen bir ses tonuyla sorduğu soruyla bilge gülümsedi.

"Bazı şeyleri değiştirmek ve öğrenmek elimde, bazıları değil delikanlı. Birilerini lanetleyebilir, hayatının sonuna kadar süründürebilir, bazen doğa olaylarını kontrol edebilirim fakat birilerini öldüremem, kimseyi hastalıktan kurtaramam, biraz tahmin edebilsem de geleceği göremem. Beomgyu'nun yarın gece yarısından sonrasını görüp göremeyeceğini bilemem, bu Beomgyu'nun gücüyle alakalı ve geleceği göremem dedim zaten. "

Yeonjun bilgeyi sorusuyla köşeye sıkıştıracağını sanmıştı ama başaramamıştı.

"Anladım... "

Bilge yüzü düşen Yeonjun'a içinden gelenleri söyledi.

"Ama eğer benim şahsi fikrimi merak ediyorsan, Beomgyu güçlü bir çocuk. Yok olurken zihnini ve bedenini sağlam tutmaya çalışmak kolay değil. Bunu yapabilecek birinin ismini verecek olursam Beomgyu derdim."

Bunu duymak onları biraz rahatlatmıştı. Bilge bile Beomgyu'ya güveniyordu. Diriltecekleri geceye kadar dayanabilirdi.

Öyle umuyorlardı.

Gitme vakti geldiğinde Yeonjun tekrar Beomgyu'yu sırtına aldı ve dışarı çıktılar.

Aralarındaki sessizliğin sebebinin sıcak hava olduğu kadar hepsinin içinde onları yiyip bitiren stres olduğunu da biliyordu Yeonjun. Stres olmaları normaldi, fakat onları böyle görmek de moralini bozuyordu. Kafa dağıtmaları gerekiyordu.

"Evde yine film gecesi yapalım. Şu ilerideki marketten soju alabiliriz."

Mihi başta gülümsedi fakat sonra yüzü düştü.

Ghost~(yeongyu) Where stories live. Discover now