Ya intihar edip ölmek üzereyken ölüleri görme yeteneğiyle 𝘭𝘢𝘯𝘦𝘵𝘭𝘦𝘯𝘴𝘦𝘺𝘥𝘪𝘯𝘪𝘻...
(yeongyu fanfic)
(eğlenceli,dramlı ve birçok duyguyu hissedebileceğiniz bir fic olacağını umuyorum: )
Biraz daha saçlarını okşadıktan sonra arkasını dönünce annesinin kapı eşiğinde onu izlediğini gördü.
"Konuşmalıyız Yeonjun. "
~~~~~~~~~~~~~~~~
İkisi de balkonda oturmuştu. Güneşin batışı balkondan ayrı bir güzel görünüyordu.
"Onun neyi var, bir olay mı yaşandı? "
"Hayır, sadece son günlerde biraz sessizleşti ve rengi soldu. Hasta oluyor sanırım. "
"Bir olay olmadı yani? "
"Hayır, olmadı. "
"Peki ya senin neyin var? Dökül. "
Yeonjun heyecanlandı. İtiraf etmek kolay değildi.
"Anne ben... Beomgyu'ya aşık oldum. "
"Ne? "
Annesi kendisine döndü. Tepkisini belli etmemeye çalışsa da annesinin gözbebeklerinin hareketlerini görebiliyordu.
"Sevinmedin mi? "
"Yeonjun... O ölü. "
"Aşık iki genci sadece ölüm ayırabilir, demiştin. Bak, ölüm bile ona olan aşkımı durduramıyor anne. Bıçaklandığım zaman bile aklıma sadece o geldi. Onu korumak. Onu çok seviyorum anne, sen de seviyorsun. 'O ölü, ondan etkilenmemeliyim , bizden olmaz' gibi düşünmeyi defalarca denedim. Her seferinde ona daha çok çekiliyorum. Ön yargılı olma lütfen, hem o da beni seviyordur belki? Belki birbirimize bir şans verirsek... "
Duraksadığı yerde annesi araya girdi.
"Aşık iki genci sadece ölüm ayırabilir, Yeonjun. Farkınız bu, ölüm. Ölüm sizi en başından ayırmış. Biriniz ölü, biriniz lanetli. Böyle aşklar sağlıksız oğlum. Sağlıksız aşklar ölüme sürükler. "
"Böyle aşkın sürüklediği ölüm ona kavuşturacaksa kabulüm ben anne...En iyisi sonra konuşalım. "
Yeonjun hızlıca oradan çıkıp odasına gitti. Yatağa uzandığında tanıdığı en az ön yargılı insanın böyle demesi kalbini kırmıştı. Neden ona bir şans vermiyordu? Ona iyi bakamayacağını mı düşünüyordu?
Birbirlerini gerçekten seven kişilerin kim olduklarının bile ne önemi vardı ki? Aşk onlara yetmez miydi?
Saatlerce bunun hakkında düşündü ve sonra uykuya daldı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~ Ertesi gün
Yeonjun yavaşça gözlerini açtı. Ne ara güneş doğmuştu? Zaman onu şaşırtıyordu. Annesini diriltecekleri geceye bugün ile beraber sadece 10 gün kalmıştı. Kalkıp mutfağa gitti, annesi bugün ondan erken kalkıp kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştı.
"Günaydın anne. "
"Günaydın."
Annesi ile arası böyleydi, ne kadar tartışsalar da ertesi gün birbirlerine soğuk yapamazlardı.
Sessizce yaklaşıp Beomgyu'nun kapısını çaldı. Ses gelmeyince yavaşça açtı içeriye girdi. Beomgyu hâlâ uyuyordu. Sağa doğru dönmüş Beomgyu'nun yatağının kenarına bağdaş kurup oturdu. Dünden pek farkı yoktu, teni daha beyazdı sanki. Elini yanağına koyup okşadı.
"Hiç hasta olma Beomgyu.. "
"Deneyeceğim."
Gözleri hala kapalıyken söylediği şey ile Yeonjun geriye doğru sıçradı.
"Korktun mu? "
"Şaka mı yapıyorsun, ya sana vursaydım anlık gelen korkuyla?! "
"Sen hep gizlice yaklaşıyordun, intikamımı aldım. "
Yavaşça gözlerini aralayıp gülümsedi. İster hasta olsun ister sağlıklı ister üzgün ister mutlu, gözleri hep parıl parıldı.
"Daha iyi misin? "
"Evet, daha iyiyim. " Hayır, değilim..
"Kalkabilir misin peki? "
"Evet."
Beomgyu yatakta yavaşça doğruldu. Her yeri ağrıyordu ama en azından keyfi bugün daha yerindeydi.
"Peki ya sen nasılsın? Dikişlerin ağrıyor mu? "
'Nasıl mıyım? Çok aşığım sana. Bir tane öpsem seni ne kadar mutlu olurdum bir bilsen,hiç yaram kalmaz' demek istedi ama zamanı değildi.
"İyiyim, ağrımıyor bir yerlerim merak etme. Hadi kahvaltı yapalım. Bugün için önemli planlarımız var. "
Sofraya geldiklerinde oturdukları gibi Yeonjun konuşmaya başladı.
"Annemi diriltmeye 10 gün kaldı, ve ben önce Shi-hoo'dan intikam alacağım. "
"Çok tehlikeli biri o oğlum, başka yol yok mu ondan kurtulmak için? "
"Yok, anne. Onu tutuklatacağız. Önce Soobin gelsin. O bize yardım edecek. "
Kapının çalması ile Soobin geldiği zaman Yeonjun tüm planı anlattı. Tehlikeli miydi? Evet. Fakat kökten çözümdü aynı zamanda. Bu yüzden bu planı herkes onayladı. Takım çalışması halinde halledeceklerdi.
Plan başlasın!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Saçmalama Yeonjun, beni koskoca Seul'de nasıl bulsun? Hem Mihi teyzenin telefonunu da rahat bırak. Bana bir şey olmaz... "
Beomgyu market yolunda yürürken takip edildiğini hissediyordu. Mükemmel.
"Markete gidiyorum alt tarafı, abartıyorsun hyung! Beni bulamaz bu sefer-"
Ensesinde hissettiği acı ile yavaşça gözlerini yumdu Beomgyu. Korku ve acı iğrenç bir histi. Özellikle ikisini bir arada hissettiğin zaman.
Beomgyu geriye doğru düşerken telefon da yere düştü.
"Beomgyu! Beomgyu cevap ver! "
"Yakaladım sizi Choi Yeonjun! "
Telefonun diğer tarafından gelen sesin ve gülüşün sahibi midesini bulandırdı. Hemen telefon kapandı.
Shi-hoo yine bir şekilde Beomgyu'yu bulmuştu. Sanırım?
Ayrıca bu sefer gidecekleri yer bir otopark olmayacaktı...
Merhabaaa!! Nasılsınız iyi olun bu arada o oe(çok afedersiniz) yine Beomgyu'yu buldu fakat daha neler yaşanacak?? Kendinizee çoook iyi bakın çoooooook(çok) öpüyorum sonraki bölümde görüşürüüüz🩷🩷🩷
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.