"Böyle iyiyim, korkma düşmem. "

Yeonjun büyük bir nefes verdi. Omzundaki elleri tutup kendi önüne çekti ve bıkkınlık ile konuştu.

"Sar hadi. "

Beomgyu da yavaşça kollarını doladı, çenesini omzuna koydu.

Yeonjun ona böyle davranırken nasıl etkilenmeyecekti? Onun için yapması kolay olan bu hareketler yüzünden sonunda acı çekebileceklerini hiç düşünmüyor muydu Yeonjun? O kadar anlatmasına rağmen?

Bu halde kantine varınca Beomgyu kıpırdandı.

"Şimdi inebilir miyim? "

"Yoo"

Yeonjun daha da sıkı tuttuğu bacaklar ile inmesine izin vermedi.

"Yeonjun! "

"Ne almak istersin? "

"Hiçbir şey istemiyorum! "

Yeonjun satış yapan adam sordu.

"4 üçgen kimbap ve 2 tane çikolatalı süt alabilir miyim? "

"Elbette efendim. "

"İkisi çok uyumsuz! "

"Sütü gece uyumadan içeriz o zaman Beomgyu. Bugün sendeki bu inat ne böyle ya! Uslu uslu bekle işte. "

Beomgyu sinirle başını omzuna koydu. O sırada adam hızlıca ürünleri getirdi ve ödeyip odaya çıkmaya başladılar.

"Yeonjun yeter, bırak ineyim dizlerim ağrıdı böyle durmaktan! "

Yeonjun sırıtıp onu sırtından indirdi.

Yalancı.
Aslında bacakları ağrımıyordu, bunu ikisi de biliyordu.

Odaya varınca Yeonjun Beomgyu'nun yardımı ile yatağa uzandı.

Yaraların acıttığı tek bir şey varsa o da kesinlikle yatağa uzanmaktı.

Beomgyu paketlerden birini ona verdi, diğerini de sandalyeye oturup kendi yemeye başladı. Yeonjun hakkında merak ettiği çok şey vardı, hem kendisi ona anlatmıştı. Bilmeye hakkı vardı.

"Yeonjun, anlatmak istemiyorsan zorunda değilsin ama... ben sana hayatımı anlattım. Sen de bana anlatsan? "

Yeonjun gülümsedi.

"Merak mı ettin? "

Beomgyu başıyla onayladı.

"Peki o zaman... Bu sadece bizim aramızda Beomgyu,annem veya kimse duymayacak. "

Beomgyu başıyla onayladı.

"Yirmi yıl önce bu şehirde doğdum, Daehango semtinde büyüdüm, o zamanlar orada pahalı evlerden birinde yaşıyorduk ama pek mutlu değildik. Babam ben çok küçükken alkole başlamış. Alkolik olunca da işi bırakmış, sadece evde içip içip duruyordu. Biliyorsun annem öğretmen, geliri fena değil ama babam kumara yatırıp durduğu için annem sürekli çalışmak ve ekstradan işler yapmak zorunda kalıyor, ben okula gidiyorum, babamsa ya evde ya barların birinde içiyor, kumar falan oynuyordu. Annem de bu yüzden ona para vermemeye başladı. Başta sessiz kalmıştı babam fakat sonra anneme ve bana vurmaya başladı. Evimiz güzeldi, arkadaşlarım ve annem çok iyiydi fakat babam herşeyi mahvediyordu. Ondan sonra annem boşanmak istedi ve mahkemeyi kazanıp beni de yanına aldı. Babam bizi birkaç kez rahatsız etti ama bir kız çocuğuna tecavüz etmeye çalıştığı için tutuklandı.Sonra biz şehir merkezinde küçük bir daireye taşındık. Bir dönem geçinmekte zorlandık ama o zor zamanlar da geçti ve annem çok yatırım yapmaya başladı.Kısa sürede ciddi derecede paramız oldu. İşte tam o zamanlar yani ben 8-9 yaşındayken Soobin ile tanıştım. Okulum değişince pek sosyal biri olamamıştım ama Soobin beni asla bırakmadı. Her neyse, liseye geçtiğim zaman hâlâ tek gerçek dostum Soobin'di fakat dış görünüşüm sayesinde hemen popüler olmuştum. Kız-erkek farketmez bir sürü itiraf notu aldım ve annem bir sevgilim olsun diye her not geldiği zaman 'kabul et' diye yalvarsa da aşk öyle işlemiyor. Kimseyle çıkmadım. Pek çalışkan biri değilim, biliyorsun ama ev tasarımı yapmaya bayılıyordum. Sonra bir şekilde burada iç mimarlık kazandım. Herşey çok iyi gidiyordu ama yirmi yaşıma girdiğim zaman gittiğim bir barda içeceğime uyuşturucu atmışlardı. Kafam boşalmış gibi hissediyordum. Olay içkide sanmıştım... Beomgyu devamı pek de güzel değil, dinlemek istediğine emin misin? "

Beomgyu iki eliyle Yeonjun'un elini tuttu.

"Anlatmak istemiyorsan zorunda değilsin hyung ama sen beni hiç yargılamadan dinledin, ben de seni öyle dinlerim. "

"Tamam... İçki çok hoşuma gidince o barın devamlı müşterisi oldum ama bazı şeyler değişmişti. Sürekli daha fazla içmek istiyordum, çok uyuşuktum ve rengim solgundu. Bir gün yine gittiğimde bana direkt hap verdiler. O kadar ihtiyacım vardı ki... Ciddi mânâda bağımlı olmuştum. Uyuşturucu olduğunu biliyordum ama... gerçekten inanılmaz hissettiriyordu. Biraz daha isteyince para ile vermemeye başladılar. Satış yapmam gerekecekmiş. Satış yaptığım zaman hem yüksek miktarda para kazanıyordum hem de istediğim kadar uyuşturucu alıyordum. Satacağım hapları binanın en üst katındaki bizim için ayrılan depo bölümüne saklıyordum. Annem hiç oraya gitmezdi ama gitmiş işte. Bir gün bir şey ararken hapları bulmuş ama ne olduğunu anlamak için o gece bana bir şey demeyip gece aratırmış. Uyuşturucu olduğunu öğrenince sabah biraz tartıştık ama annem bunu sonra konuşacağımızı söyledi ve... işte o sabah işe giderken araba çarptı ve öldü. Öyle olunca da ben daha da uyuşturucuya sardım. Okulumu dondurdum. Soobin uyuşturucu aldığımı ve sattığımı öğrendi ve ben onun telefonlarına bakmamaya başladım, birbirimizden uzaklaştık. Bir gün dayanamadım ve intihar etmeye karar verdim. 25 Nisan. Annemin mezarını ziyaret ettim ve sonra bir binaya çıktım tüm uyuşturucularımı döktüm ve peşinden de atladım ama...bembeyaz bir ışık gördüm ve yere düşemeden gözlerim karardı.Sonra gözümü açtığım zaman kendi yatağımdaydım. Atlamıştım ama evimdeyim. Gerçi tuhaf bir şekilde korkmuş olmama rağmen canım o sabah hiç uyuşturucu istemedi. Zaten hepsini döktüm ve istesem de alamazdım ama o günden beri hiç canım istemiyor. Her neyse, işte o sabah ölüleri görmeye başladım ve seninle tanıştım. Gerisini sen de biliyorsun. Öyle işte. "

Beomgyu'ya baktı. Alt dudağı ve kirpikleri titriyor, dolu dolu gözlerle bakıyordu.

"Ya! Hikayemi ağla diye anlatmadım! "

Bunu demesiyle Beomgyu ağlamaya başladı. Yeonjun hikayesini anlatırken duygulanmamıştı, aksine sevdiğine anlattığı için rahatlamıştı. Beomgyu niye ağlıyordu ki kendisi için? O an düşündü, gerçekten tertemiz kalpli birine aşık olmuştu.

"Sarılmak ister misin? "

Beomgyu hala ağlarken başıyla onayladı ve sarılıp başını Yeonjun'un boyun girintisine gömdü. Yeonjun sıcak gözyaşlarını hissediyordu. Biraz Beomgyu'nun sırtını sıvazlayınca Beomgyu ağlamayı bıraktı.

"Kalk koltuğa uzan Beomgyu, geç oldu. Beomgyu? "

Başını boynuna gömmüş Beomgyu'nun başını eliyle biraz kaldırıp baktığında çoktan uyuduğunu farketti. Ağladığı için burnu , yanakları ve göz kenarları kızarmıştı. Yeonjun da yatağa tam uzandığı zaman Beomgyu'nun başı biraz daha göğsüne doğru düşmüştü. Yeonjun onun saçlarını okşarken gülümsesini tutamadı ve mırıldandı.

"Şapşal.. "


Merhabaaa!!
İlk bölümdeki Yeonjun'un anılarına ve hayat hikayesine anlam verebilelim diyeydi bu bölüm sıkıcı gelmiş olabilir ama her an birine birşey yapamam fkfjljfkgkgoy (yazım ya da mantık hatası varsa haber verin)
Kendinize çoook iyi bakın çok öpüyorum sonraki bölümde görüşürüüüz💕💕💕

Ghost~(yeongyu) Where stories live. Discover now