Koruyucu

276 27 0
                                    

Birden bire kolumdan birisi tuttu. Çığlık atp döndüğümde Selim'le göz göze geldik.

Parmağını dudağına götürüp "şşşt sakin ol konuşmamız lazım" dedi.

"Ne konuşacaksın benimle yaa !! Hala ne yüzle konuşmak istediğini söylüyorsun" diye çıkıştım.

"Şebnem.." dedi dişlerinin arasından. Sinirli görünüyordu bense onu umursamadan bağırmaya devam ettim. "Ne konuşacaksın hala benimle!"

"Bu Oktay denen adamı hiç gözüm tutmadı ona dikkat et.." dedi fısıldayarak.

"Ne o sevmediğin bi insanı kıskanıyor musun yoksa ? " dedim alayla gülerken.

Bi an duraksadı sonra iyice yaklaştı. "Sizin peşinizden geldim sizi görebileceğim bir masaya oturup sizi izlemeye başladım.."

Şaşkınlıkla lafını kestim. "Sen ne hakla bizi takip edersin ya bi de oturmuş gözetlemişsin!!"

Derin bir nefes alıp verdikten sonra anlatmaya devam etti. " Çünkü o adamı gözüm tutmamıştı. Başına bir şey gelir diye... "

Yine lafını kestim ve "neden benim için endişeleniyorsun?" Diye sordum meydan okurcasına.

Elimi belime koymuş merakla vereceği cevabı bekliyordum.

"Çünkü...çünkü sen benim arkadaşımsın ve ben bütün arkadaşlarım için endişelenirim."

Aldığım bu cevap beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Ama ne bekliyordum ki beni sevdiğini söylemesini mi?

"İzin verirsen konuşmaya devam edeceğim" diyerek konuşmaya devam etti. " Sen lavaboya gidince..." durdu. Gözlerini kapattı nasıl söyleyeceğini düşünür gibiydi.

"Ee ben lavaboya gidince?" Diye sordum sabırsızlıkla.

"İçkine ilaç attı" dedi bir çırpıda.

Olduğum yerde kalmıştım. Başımdan kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordum. Oktay bu kadar kötü birisi miydi? Nasıl yapardı böyle bir şeyi? Gerçekten bu doğru muydu?

"Sana neden inanayım?" Diye sordum inanmamış gibi görünmeye çalışarak.

Oktay'ın sesiyle irkildim. "Şebnem.." bakışlarını Selim'e yöneltip "senin ne işin var burda"diye sordu.

Selimin gözüne bakıyordum. Ne diyecektim şimdi?

"Şeyy.." diyerek Selim'i dürttüm.

Selim "Şebnem cüzdanını unutmuş da lazım olur diye getirdim" diyerek durumu kurtardı.

Fakat Oktay pek inanmış gibi görünmüyordu. "Kapıdan girerken görmedim seni."

"Arka kapıdan girmiş." Dedim. "Cüzdanımı aldığıma göre Selim de gidiyor zaten" diyerek Oktay'ın yanına yürürken Selime imalı bir bakış attım.

Selim başını sallayıp çıkışa doğru yürümeye başladı. Oktayla masaya doğru yürürken içimi bir huzursuzluk kaplamıştı. Ya Selim doğru söylediyse ki içimdeki ses de bunun doğru olduğunu söylüyordu. İçmem olur biter diye düşündüm.

Yemek boyunca içecek yerine su içtim. İçkiyi içmeyişim Oktay'ın dikkatini çekmişti. Kadehi göstererek "içsene" dedi emrivaki bir ses tonuyla.

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Kesin Selim doğru söylüyordu. Yoksa niye bu kadar ısrar etsin ki? "Yok dokunuyor" dedim sakin olmaya çalışarak.

"Aa olmaz ama iç" diye ısrar etti.

Off nasıl kurtulacaktım.!

"Yok gerçekten sağol" dedim ser bir şekilde.

3 Kız 3 ErkekWhere stories live. Discover now