Hüzün

904 19 5
                                    

(Multimedia ♡Masal ve Ateş♡)

İyi okumalar :**

Elimden geldiğince erken bölüm yayınlamaya çalışıyorum okuyucularım. İnşallah beğenerek okuyosunuzdur. Sizleri seviyorum♡♡

Birden çantasındaki telefonun titremesiyle gözü yaşlı bir şekilde çantanın önünü açtı. Telefonu titrek ellerle eline aldığında arayanın 'ATEŞ' olduğunu gördü.

Telefonu sessize alıp tekrar çantasına koyduğunda arabasına doğru yürüdü. Ne yapacağanı bilmiyordu. Nasıl davranacağınıda.

Hızlı bir şekilde arabanın anahtarını çıkarıp arabayı açtı. Acele bir şekilde bindi ve arabayı çalıştırıp o alandan uzaklaştı. Annesi olucak kadında cafenin önünde gözü yaşlı bir şekilde onu izliyordu.

Arabayı hızlı bir şekilde sürüyordu. Gözyaşlarından dolayı görüşü bulanıklaşıyordu. Arabayı hızlı bir şekilde sağa çekip içindeki hıçkırıkları dışarı verdi.

Arabada şiddetli ağlaması yankılanırken telefonu tekrar çalmıştı. Bakmak dahi istemiyordu şu anda.

Dilediği kadar ağladıktan sonra göz yaşlarını peçete ile sildi ve gözünün kızarıklıklarına baktı aynadan. Ağladığında kızaran burnu zaten onu ele veriyordu.

Çantasından telefonunu çıkarıp onu defalarca arayan ateşe baktı. Numaranın üstüne basınca çalmaya başladı.

Telefonu 2 çalışta açan ateşin telaşlı sesi geldi önce karşı taraftan.

"Masal?!"

"Ateş" demişti ağladıktan sonra boğuk çıkan sesiyle.

"Telefonlarını neden açmıyorsun! Meraktan öldüm burda! Nerdesin?!" Dedi ateş sinirli sesiyle.

"Sen nerdesin?" Dedi masal soruya soruyla karşılık verip.

"Benim soruma cevap ver masal!" Dedi ateş sinirlenerek.

"Senin yanınca geleceğim Ateş!" Dedi masal öfkeli sesiyle.

"Şirketteyim!"

Masal sinirlenerek telefonu kapattı ateşin suratına. Kapattıktan hemen sonrada ateşe mesaj attı.

'Sen eve git. Ben sonra geleceğim.'

Ateş bu mesajı görmesiyle sinirlenmişti. Ne demek ona eve git diyordu!

'Nerdesin sen Masal?! Yanına geleceğim!' Diye karşılık verdi ateş.

Masal ateşin mesajına cevap vermeden tekrar telefonu çantasına attı.

Arabayı hızla en yakın sahile çekti. Denizi izleyi ağlamaya ihtiyacı vardı.

Yavaş adımlarla arabadan inip en yakın banklardan birine oturdu. Denize bakıp tüm olan bitenleri düşünmeye başladı.

Onu daha bebekken yurda bırakan annesi şimdi gelmiş beni affet diyordu. Gerçekten kafayı yemiş olmalıydı. Masal onu affedeceğini sanmıyordu..

Mesajına cevap almayan ateş şirkette deliye dönmüştü resmen. Odanın içinde bir oraya bir buraya dolanıyordu.

Telefonunu masanın üzerinden hızla alıp odasından çıktı ve ateş saçan gözlerle asansöre doğru yürümeye başladı.

Hızlı bir şekilde asansöre bindikten sonra aşşağı inmeye başladı. Masal onu ciddi anlamda delirtiyordu. Ama evde onunla hesaplaşacaktı.

Asansör durduktan sonra hızlı bir şekilde çıkışa doğru yürüdü ve valeye şirketteki arabasını getirmesini söyledi.

Sinirden deliye dönerken telefonun tuş kilidini açıp masalı aradı fakat masaldan cevap yoktu. Bu şekilde daha çok sinirlenerek gelen arabasına bindi ve bir hızla şirketten çıktı. Eve gitmekten başka çaresi yoktu.

●●●●●●●●●●●●●

Masal orada ne kadar zamandır oturduğunu bilmiyordu. Sonunda ayağa kalkıp arabasına doğru yürüdü ve hızlı bir şekilde bindi.

Telefonunu çıkarıp baktığında cevapsız aramalar vardı. Fakat umursamadan bakışlarını saate çevirdi. Saati girmesiyle gözleri pörtledi resmen.

Akşam 8e geliyordu. Ve masal sahile geldiğinde saat 5ti. Hızlı bir şekilde arabayı eve sürdü. Demekki cevapsız aramalar çok normaldi.

45 dakika sonra eve geldiğinde arabayı park edip çantasını ve telefonunu alıp yalıya yürümeye başladı.

Arabaların olduğu tarafa baktığında ateşin geldiğinide gördü.

Kapının önüne geldiğinde zile bastı ve beklemeye başladı. 1 dakika sonra kapıyı melek hanım açmıştı.

"Hoşgeldin Masal kızım."

Masal yorgun bir tebessümle kafasını sallayıp içeri girdi. Melek hanım masalın bu haline şaşırmıştı. Çünkü masal ona asla cevap vermemezlik yapmadığını bilirdi.

Masal ağır bir şekilde merdivenleri çıktı ve odasının önüne gelip kapıyı açtı. Odaya girdiğinde kimse olmadığını gördü.

Hızlı bir şekilde dolaptan sabahlığını çıkarıp giydi ve kendini yatağına attı. Aşağı inip yemek yiyecek hali yoktu. Şu anda yemek saatiydi ve Ateşinde yemek yediğini az çok tahmin edebiliyordu.

Ağırlaşan göz kapaklarına fazla direnemeyip kendini uykunun kollarına bıraktı..

□□□□□□□□□□□□□□

Yemeğini yiyen ateş melek hanımın onların yanına gelmesiyle bakışlarını ona çevirdi.

"Efendim Masal hanım geldi." Dedi sofraya bakıp.

"Nerde şimdi?" Dedi ateş.

"Odasına çıktı. Çok yorgun görünüyordu." Dedi melek hanım.

Ateş kafasını sallayıp sofradan kalktı. Merdivenleri sinirli bir şekilde çıkıp kapının önüne geldiğinde kapıyı hızlı bir şekilde açtı. Görüş alanına uyuyan masal girince sanki bütün siniri uçup gitmişti.

Masalın yorgun olan yüzünü görünce kaşları çatıldı. Ayrıca göz kapakları kızarmıştı. Ağlamışmıydı? diye düşündü kaşları çatık bir şekilde.

Sessiz bir şekilde dolaptan pijama altını çıkarıp giydi. Her zamanki gibi üstü çıplak yatacaktı. Bu sıcakta giymeyi düşünmüyordu.

Yavaş adımlarla masalın yanına uzanıp gözlerini kapattı. Fakat masala temasta bulunmadı. Ona hala kızgındı. Uyandığında hesabını soracaktı.

Masal yan tarafın çökmesiyle ateşin geldiğini anlamıştı. Kendini bu huzurlu kollara bırakmak istiyordu. Yavaşca ateşin yanına sokulup kollarını çıplak göğsüne doladı.

Masalın bu hareketine gülümseyen ateş ne kadar ona kızgın olsada hemen yumuşuyordu. O da kollarını sevdiği kadının bedenine dolayıp huzurlu bir uykuya daldı..

-vote☆☆

Aşka YakınWhere stories live. Discover now