|40|

993 124 110
                                    

|40 • Dostlar ve Kozlar•|

Zahid Arslanlı;

Asansörün içerisine girdiği an karşılaştığı iki çalışanıyla sıkkın bir soluk alarak kafasını salladı. Başı o kadar ağrıyordu ki tek isteği bir an önce küçük sevgilisini kucağına alarak karanlığın onları yutmasına izin vermekti. Kısa bir kafa selamıyla geçiştirdiği biri kadın biri erkek iki çalışanı gülümseyerek karşılık verdiğinde daha fazla dayanamayarak önüne dönmüştü. Gereksiz samimiyetten nefret ederdi.

"İyi akşamlar."

Asansör de nihayet tek kaldığında onuncu katta inen iki çalışana kısaca iyi akşam dileyerek önüne dönmüştü. Bir kaç saniyenin ardından asansör durduğunda hızla hole doğru ilerleyerek adamlarının yanında durmuştu. Bir kaç aydır dairede bulunan önemli makinelerin güvenliği için tuttuğu adamları saygıyla onu selamladığın da ilaveten  bir sorun yaşanmadığını ve Batu'nun evde olduğunu kısaca kendisine haber vermişlerdi. Saat gece yarısını geçeli yaklaşık üç saat olmuştu. Bu saatte evde olduğunu elbette ki biliyordu. Yine de cevap vermeyerek ikiliye dikkatli olmalarını söyleyip parmak izini okutarak açılan kapıdan içeri girdi.

Gülümsemekten haz etmeyen bir adamken evin içine girdiği an burnuna gelen koku kendinden beklemediği bir şekilde dudaklarını kıvırmasına sebep oluyordu. Uyuyordu ,evinde ve yatağında  mışıl mışıl uyuyordu. Her zaman ve her koşulda olacağı gibi.

Yatak odasına girdiği an yapacağı işlerini unutacağını bilerek adımlarını önce koridorun sonunda  bulunan kilitli bürosuna yönlendirdi. Kapıyı açarak içeri girdiğinde kalabalığa çatık kaşlarıyla bakarak kasaya yönelmişti. Şifresini sabırsızlıkla tuşlayarak açtığında cebinde bulunan iki flash kartı içerisine koydu. Bir kaç önemli belgeydi. Kasanın içerisini kontrol ederken beyaz büyük zarfı fark ederek duraksadığında parmakları  üstünde hafifçe dolanmıştı.

Küçük sevgilisinin birbirinden özel fotoğrafları vardı.

Zarfı kasanın ikinci bir bölmesi olan ve şifre yanlış girildiği anda bir daha açılmamak üzere planlanmış elektronik kısma, ait olduğu yere koyduğunda geriye kalanları da kabaca düzenlemişti. Kasayı yeniden kitleyerek ayağa kalktığında derin bir nefes aldı. Odanın her tarafında yazmakta olduğu formüller vardı. Arayacağı şeyi bu saate bulamayacağından emin olarak geri çıktığında kapıyı kilitlemeyi ihmal etmeyerek odadan ayrıldı. 

Bakışları yatakta sereserpe yatan bedeni bulmadan giyinme odasına yöneldiğinde üzerindeki kalın kıyafetlerden bir an önce kurtulmak ve uyumak istiyordu. Ağır adımları odanın ortasında durduğunda kendi kıyafetlerinin ortasına yerleşmiş küçük renkli pijamalara göz ucuyla baktığında kaşları çatıldı, çok alakasız duruyorlardı. Uyum denen şeyin yanından bile geçmediklerine emindi.

Bebeğinin göz alıcı pijama takımlarının aksine cam bölmede duran salaş ve penye olan siyah şortunu alarak bir çırpıda üzerini giyinmişti. Üst gövdesini çıplak bırakarak sonunda yatak odasına girdiğinde bir kaç kez soluklandı. Evin diğer bölümlerinin aksine en güzel koku burdan geliyordu.

"Zahid, sen mi geldin?"

Biraz sesli hareket etmiş olacak ki Batu'nun mahmur ve zorlukla çıkan sesini duymuştu.

"Benim yavrum."

Cevap vermezse gerileceğini bilerek yatağa ilerlediğinde huzurlu bir uyku da olan sevgilisini göz hapsine çoktan almıştı. Dalgalı saçları hem yastığına hemde alnına dökülecek kadar uzamıştı. Göz kapakları yayvanca kapalı ,dudakları hafif aralıkken, bacaklarını iyice kendine çekerek yatakta küçücük kalmıştı. Her zaman ki gibi beyaz bir pijama takımı üzerindeydi, içinde kaybolmuş  kollarını yastığının altına sıkıştırmıştı. Şişmiş gözleri hafifçe aralandığında kendisini görüp gülümseyerek geri kapattı.

AHZA |gay|Where stories live. Discover now