19. BÖLÜM: MASALLARA TERS DÜŞEN AŞK

34.8K 2.2K 2.6K
                                    


Herkese merhaba yorucu bir günün ardından sizinle buluşmaya geldiik. Sizinle buluşmak olunca bana bir mutluluk geldi umarım bölümde sizi mutlu ederr.

Yine size uzun bir bölüm getirdim. Bol bol yorumlarınızı bekliyorum. Bazen atılan bir yorum bana öyle bir enerji veriyor ki oturup saatlerce yazmaya verebiliyorum kendimi. Bu yüzden oy ve yorumları unutmazsak mutlu olurum.

Bu bölüm için sınırımız; 2.2k oy, 2.5k yorum olsun diyelim o zaman.

Instagram: ebyide, twitter: ebyide, tiktok: ebyide.

Bölümler hakkında duyurular ve bana ulaşmak için sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz.

Edit sahibinin ınstagram: nilysrusso. Ona da teşekkür ediyorum buradan.

 Ona da teşekkür ediyorum buradan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

♫ Mabel Matiz-Kömür

♫ Taylor Swift- Love Story

Bölüm 19: Masallara Ters Düşen Aşk

Bazı masalları tekrar tekrar okursun ama bir kez daha onlara kanmazsın, demiş eskiler. Eskiler demiş çünkü yeniler masalların her okunduklarında, beyaz atlı prensin geleceğine dair bir umut verdiğine inanarak büyümeyi tercih etmişler. Belki eskiler de bunlara inanmayı tercih eden yenilerden oluşanlardandı ve dilleri yandığını için bu teoriyi ortaya atmışlardı ama kimse onlara inanmayı tercih etmemişti.

Çünkü kimse yanmadan ya da donmadan inanmak istemez. Fiziksel ya da ruhsal fark etmez. Acı hissedildiği bedende kalıcıydı. Ruha düşen de onun yansımaları ve bazen karanlık bir sanrı ruhun belki de ilacı. Çünkü inanç duygusunu değiştiren de yenileyen de aslında bedende hissedilen o kalıcı acının yancısı.

Benim acım aslında masallarda değil, yaşanmayan ihtimallerde saklı.

Masallara inanmak istemiştim ama inandığım her masalın prensesinin, bir beyaz atlı prensin öpücüğüne ya da direkt kendisine ihtiyaç duymasıyla varoluşumun aslında ne kadar önemsiz yere çekildiğini hissederek zamanla uzaklaşmıştım. Bir prens istemiyordum ben. Ben olmak istiyordum. Kendim geçirmek istiyordum yaralarımı, kendim gidermek istiyordum ihtiyaçlarımı. Aptalın teki neden bir atın üzerinde sadece bir öpücük için bana geliyordu ki? Üstelik korkağın tekiydi onlar. Prenses onca acıyı çekerken değil, hikâyenin sonunda geliyorlardı. Sözde acıyı alıyorlarmış. Neden acıya engel olmuyorlardı?

Ablama bunu ne zaman söylesem, bana fazla ütopik bir şey beklediğim gerekçesiyle kızardı. Neymiş bazı acıları yaşamam gerekiyormuş, buna kimse engel olamazmış fakat bunun daha hafif atlatılmasını sağlayan bir prens her kızın ihtiyacıymış. Saçmalık. Koca bir saçmalıktı. Acı zaten zamanla hafifleyen, üstü kapatılan bir yaradan ibaretti. Marifet değildi ki hafifletmek, asıl marifet o acının yaşanmasından korumak, her darbeyi üstüne alarak kendini siper etmekti ve hiçbir prens bunu yapmazdı. Zaten prensler, kralların elçileri olmaktan ibaretlerdi.

ZAMANIN GÖLGESİWhere stories live. Discover now