16.BÖLÜM: SAĞ TARAFINDA ATAN KALP

47.3K 3K 2.5K
                                    




Herkese selaaam. Biz sonunda geldik. Çok şükür gerçekten.

Kesin biliyorsunuzdur malum yedi düvele duyurdum ama yine de söyleyeyim, ben aslında bu bölümü daha erken yazmıştım fakat silindi. Mucizevi bir şekilde bölüm silindi ve tüm gece geri almak için uğraştım, uğraştık. O gece yakınlarına sorup yardım etmeye çalışan herkese de çok teşekkür ederiim.

Benim başıma gelenlerden bahsetmiyorum zaten. Onu da duyurdum diye düşünüyorum qwjdhwed. Yine de her şeye rağmen bu süreçte yanımda olduğunuz, sabırla beklediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. İyi ki varsınızzz.

Laneti kırdık ve geldik. Diğerlerine göre daha uzun bir bölümle geldik hatta. Bol bol yorumlarınızı bekliyorum. Çok heyecanlandığım bir bölüm oldu sizin de düşüncelerinizi görmek istiyoruum.

Bu bölüm için sınırımız: 2k oy, 2k yorum. (Sınır için kızmayın lütfen..zaten hemen geçiyorsunuz...Sadece aktiflik için bir önlem. Çok teşekkür ederiim şimdiden.)

Keyifli okumalar!

♫ Zeynep Bastık-Lan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

♫ Zeynep Bastık-Lan

♫ Mazhar Alanson-Yandım

Bölüm 16: Sağ Tarafında Atan Kalp

Kalp ve hayal kırıklığına uğramak her ne kadar aynı hüsrana çıksa da aslında ikisi arasında büyük bir fark vardı. Anatomisini bildiğimiz kalbi kırmak onun somut oluşundan dolayı bazen mecaz anlamdan çıkıp, parçalara ayırarak gerçeğe bile dönüşebilirdi. Sonuçta görünen bir şeyi kırmak bir dokunuşa bakıyorken bu çok da ekstrem gelmiyordu. Fakat hayal yoktu. Soyut, sadece bir kişi görebiliyordu, bir kişinin zihninde yaşıyordu. İnsanın tutunduğu, kendisini teselli ettiği bir şeydi ama nasıl bir canavarın avuçlarının içinde kalıp kırılabiliyordu anlamak zordu.

Ve çoğu zaman bir insanın hayalini kıran insanlar bana çok daha tehlikeli geliyordu. Kalbi kırmak kolaydı. Düşündükçe bin yol bulabiliyordum onu kırabilmek için ama bir insanın hayallerine nasıl, neden dokunulurdu? Anlamak zor, kabullenmek anlamaktan daha zordu. En kötüsü ise abim beni defalarca kez hayal kırıklığına uğratmıştı.

Ona kötü demek istemiyordum. Sonuçta bir zamanlar onun iki bacağının arkasına saklandığımda her şeyin geçtiğini düşünen bir kızdım. Ne zaman ona sığınsam bütün kötülüklerin benden uzakta kaldığına, arkamda dağ gibi duran abim sayesinde omzumun kaygıların kamburundan uzak dik durduğuna inanırdım.

Halis Karacahan, benden ruhumu almaya ve kendisi için tımar etmeye çalışırken, Samet Karacahan; ruhun senindir, diğerleri anca avucunu yalayabilir der gibi her zaman aksine çıkacak şeyler yapmıştı. Babam yok benim, böyle baba olmaz dediğim anda baba dediğin böyle olur der gibi karşıma çıkmış hayatta anlam yüklediğim birçok şeyi değiştirmişti. Şimdi yaptıklarını kabullenmek evet benim abim kötüymüş demek inanılmaz zordu.

ZAMANIN GÖLGESİWhere stories live. Discover now