22. Bölüm

16.2K 2.7K 418
                                    

Sizi çokk özledimmm.
Oy verdiysenizzz keyifle okuyunnn ve benimle yorumlarda buluşun olur mu? 🥹❤️

22. Bölüm

Evimin tam ortasına düşen bir yıldırım gibiydi. Nasıl anlatılırdı halim bilmem ama öyle bir çırpınıştı ki denizler mürekkep olsa beni kendi içimin sesiyle boğardı. Neyleyim ben şimdi? Kendimi henüz yeni yeni ait hissettiğim o evde baş kaldıran mı olayım yoksa ait olmadığımın hissindeki kısmıyla baş eğip geri mi çekileyim? Gözde tam karşımdayken ben neyleyim?

Hiç beklemiyor değildim. İçimde bir yerler bugünün geleceğini söylüyordu bana lakin bugün beklemediğim aşikardı. Hissine aşina ama gerçeğine yabancıydım. O yüzdendi bu sudan çıkmış bocalayan hallerim. Tam arkamda Akın'ın oluşu da içimde yeni sorular, düşünceler doğurdu. Onu merak ettim. Bakışını, düşüncesini, tavrını. Annemin babamın masada oluşu... Gözde'nin gelişi öyle bir anda yakalamıştı ki beni ne doğrulabildim ne yıkılabildim. Tedirgince arkama doğru dönüp Akın'a baktığımda göreceklerimden çok korktum ama korktuğum gibi olmadı. Akın'ın yüzünde gördüğüm sadece burada ne arıyor hissi veren boş bir ifadeydi. İçimdeki yük öylesine ağırmış ki onun yüzündeki o ifadeyi görünce dudaklarımın kenarına sinmek isteyen o tebessümün zorlanışında anladım.

Ona doğru dönünce bakışları bana doğru kaydı ve bizim bakışlarımız birbiriyle kesiştiğinde bir sorun olmayışına inandırmak ister gibi gülümsedi bana. Sonra da sanki burada yokmuş gibi ona kilitlenmiş bakışları kendisine çevirdi.

''E hadi buyurun.'' Dedi önce kendisi otururken. ''Niye ayakta kaldınız. Çorbalarınız soğuyacak.'' Çorbasını içmeye devam ederken bakışlarını bana çevirdi. ''Hayatım.'' Dedi yumuşacık bir sesle. ''Acıkmadın mı bütün gün? Zaten doğru dürüst kahvaltı da yapmadın.''

Titreyen, buz gibi ellerimle sandalyemi çekerek yanına oturdum ve ona eşlik ettim. Kaşığı zar zor tutan elimi desteklemek istercesine masanın üstünde boşta duran elimi Akın avuçlarının arasına aldı. Bu hiç olmadığı kadar iyi hissettirdi. Bana karşı onun elleri çok daha sıcaktı ve her şey normal seyrindeydi onun tarafında. Biz Gözde'yi yok sayınca ailenin şaşkın bakışları üzerimizde dolandı ve çok da uzun sürmeden onların da yerine oturmasına sebebiyet verdi. Bir kişi hariç...

Orhan baba hariç herkes oturduktan sonra o koşar adım Gözde'nin yanına doğru gitti. Arkamı dönmüyordum ama seslerini işitiyordum.

''Hadi kızım hadi.'' Dedi öfkeli bir şekilde. ''Bir daha görmeyeyim seni bu kapıda.''

''Orhan amca...'' Dedi Gözde şaşkın bir ifadeyle. ''O kadar mı? Biz komşu sayılırız. Ben de bu mahallenin bir kızıyım. O kadar hukukumuz var. Geri döndüm ben.''

O geri döndüm kısmı beynimde şimşekler çaktırdı. Bakışlarım usulca ve gizliden Akın'a doğru kaydığında onun umursamadan yemeğini yediğini ve babamla konuşmaya çalıştığını gördüm.

''Bir gün dükkâna gel baba.'' Dedi babama. Babam ise içinde bulunduğumuz durumda nasıl tepki vereceğini bilemiyordu. Yok sayılan bir gerçek kapı önündeydi. Varlığını kabul edip üzerine konuşmak tatsızlığı büyütürdü. Yok saymak ise bir garip kaçıyordu. Annemin bana sorularla dolu bakışlarında da bunu görebiliyordum ama verecek bir cevabım olmadığı için bakışlarımı kaçırıyordum.

''Gelirim oğlum. Gelirim tabii.'' Dedi babam. Onlar sohbeti devam ettirirken benim tüm dikkatim arkamda göremediğim o kargaşadaydı.

''Yok.'' Dedi Orhan baba tekrar aynı sinirle. ''Bizim hukukumuz falan kalmadı kızım. Sen döndüysen döndün. Bu mahallede tüm kapılar sana açık olsa da bizimkinde kapalı. Madem döndün, bizi yok say huzurumuzu da kaçırma. Geçmişte babanla dostluğumuzun hatırına en azından. O bize yeter. Allah senin de yolunu açık etsin.''

Elzem: Leyla GecesiWhere stories live. Discover now