19. Bölüm

17.8K 2.6K 480
                                    

Oy verdiyseniz keyifle okuyunnnn ve benimle yorumlarda buluşun lütfen🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️

....

Ezgi'nin sırlarının benim tarafımdan ortaya döküleceğini ne düşünürdüm ne de isterdim. Akın ile göz göze geldiğimizde korkudan ne yapacağımı bilemedim.

''Nasıl arkasını topladın Leyla? Ne oldu ki?'' telefonun ucundaki ses kadar karşımdaki adam da soruların cevabını merak ediyor olsa gerek çatık kaşlarla bana bakıyordu.

Telefonu hiçbir şey demeden Merve'nin suratına kapattıktan sonra ''Akın... Ben...'' diyerek yanına doğru vardım. Ne diyeceğimi de bilmez halde yüzüne bakarken stresten parmaklarımla oynuyordum.

''O hala o itle görüşmeye devam mı ediyor Leyla? Ve sen de bunu bilip benden gizliyor musun?''

Öfkeyle karışık kırgınlıkla bakan gözlerinde bir sürü soru geziyordu. ''Ben.. Benim...'' dedim kekeleyerek. ''Niyetim öyle değildi.'' Kalbimin amansız çarpışında soruların cevapları da yoktu kendimi tam manasıyla açıklayamıyordum da. Evliliğimin henüz başlarında içinde bulunduğum hal beni kıskacı altına almış elimi ayağımı kesmişti. Terden sırılsıklam olmuş avuç içlerime kasılan vücudum eşlik etti. Onun gergin yüz hatları beni daha da geriyordu. Birazcık gülümseme aradım bir yerlerde saklı kalan ama yoktu. Mimikleri oynamıyordu bile. Sadece çatık kaşları ve iyice kararmış gözleriydi dikkatimi çeken.

Kapının eşiğinde kalmıştık ikimizde ve o dışarı doğru bir adım attı. ''Neden sana soruyorum ki sorunun muhatabı sen değilsin.''

Hızlı adımlarına karşılık ani bir refleksle kolunu tutmaya çalıştım fakat başarılı olamadım. ''Akın...'' diyerek ona yetişme telaşında tekrar adımlarımı hızlandırarak kapı girişinde yakaladım.

"Akın." Dedim kalbimi boğazımda hissederken. "Lütfen konuşabilir miyiz?"

Önüne geçip gitmesini engellemek adına kapıya yaslandım. Ellerim hala sağ kolunu tutuyordu.

"Leyla konuşması gereken öncelikle o." Dedi beni kenara doğru çekerek. ''Sinirliyim ve muhatabı senin olmanı istemiyorum. Lütfen!''

Durduramayacağımı anladığım anda önünü açtım ve onun çekip gitmesiyle sıkıntılı bir nefes aldım. Gözlerim kısa bir kapanıp kendi yaptığım aptallığa yanarken biraz sonra yaşanacak abi kardeş kavgasının sorumlusu olmanın yükünü de omuzlarımda taşıyarak peşinden ilerledim. Üçer beşer hızla indiği merdivenleri ben teker teker ama aynı hızla indim.

Kapıyı kıracakmış gibi çalması benim bile yüreğimi hoplatınca ''Akın!'' dedim tekrar uyarır gibi. ''Sakin ol. İnsanları korkutacaksın.'' 

Dediğim gibi de oldu. Birkaç saniye içinde açılan kapıda Nuran anne eli yüreğinde Akın'ı görünce ''Akın.'' Dedi titrek sesiyle. "Hayırdır oğlum."

Akın kapıyı itip hızla eve dalarken "Nerede o?" Dedi bağırarak.

Nuran anne şaşkınlıkla bakarken Akın tekrarladı. "Ezgi nerede anne?"

Akın bu soruyu sorarken çoktan odasına doğru yönelmişti ama bu kadar yüksek sesle soruşu birazdan odasına dalacağı için toparlanması adınaydı sanırım. Çünkü kendisinin kapı çalacakmış gibi bir hali yoktu. Nuran annenin telaşlı bakışları beni bulduğunda ''Ne oluyor kızım?'' Dese de cevapsız bıraktım. Zira benim de anlatacak takatim yoktu. Birazdan kendisi de kızılca kıyamet koptuğunda öğrenecekti.

Elzem: Leyla GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin