25. Bölüm

81 19 6
                                    

Bee geçen haftaki saldırı ardından ölen adamların üzerlerinden aldıkları giysilere çizmelere ve kemerlere  bakarken onları giyebilmek için can atıyor oluşuna karşın sırıttı. Normalde yanından dahi geçmeyeceği şeylerdi lakin üzerindeki yamalılardan sonra ona Madam Moreau'nun yetenekli ellerinden çıkma özel parçalar gibi gelmiştiler. Sararmış değil krem rengi iç gömlekler siyah, açık ve koyu toprak rengi pantolonlar deri yelekler, çoraplar... Birkaçında pelerin de vardı. Violet ve Daisy hepsini özenle temizlemişti. Kan lekeleri olabildiğince çıkmıştı ve savaşta kesilen bazı yerleri ustaca onarılmıştı.Onları da yelekler saklayacaktı.

"Karar veremiyorum..." Ryan kaşlarını kaldırdı. 

"Sanırım evvela çizmelerin hangisinin ayağımıza uyduğuna bakmalıyız." 

"B-b-baba... Ö-ö-önce s-sen bak." Leonard babasına el etti. 

"Böyle yenisini görmeyeli iki seneden fazla oldu." Allan çenesini sıvazladı. Topuğun kenarından bilmem kaçıncı kez çivilenmiş çizmelerinden birini çıkartıp yırtık çorabını da çekti. "Oradan bir çift çorap ver Ryan"

"ve bunu da avlanmak için kullanabiliriz. Attığımız yerde pek çok hayvan ölecektir." Bee çıkan çorapları alıp burnunu tutarak odanın diğer köşesine savurdu. 

"Sen kendine bak...Aynı şeyi yiyoruz ama sen her gece her gece burnumun direğini kırıyorsun!"

"Kuru iftira!" 

"K-kıçın b-benden çok ke-kekeliyor Bee! F-fa-fa-fart fart..." Leonard güldü. 

"Muhtemelen bağırsaklarımı deştiler." Genç adam kaş çattı.

"Hı-hı..." Ryan adamı umursamaksızın babsı önüne bir çift çizme koydu. "Bunlar olacak gibi."

"Ah... Evet." Allan çizmeyi ayağına oturtup yaylandı. "Rahat görünüyor." Adam giysiler arasından toprak rengi bir pantolon gömlek ve karamel rengi sert kumaştan bir yelek seçerek giyinmeye koyuldu. 

"Bu oldukça güzel bir saate benziyor." Bee Bay Allan'ın kenara koyduğu kurmalı cep saatini açıp içine baktı. el işçiliğiydi ve gümüşe benziyordu.

"Ah... Geçmişten bir hatıra..." Allan iç geçirerek saati alıp evirip çevirdi. "Bunu çoktan satmam gerekirdi."

"H-h-hayır ba-baba! D-de-defalarca k-ko-konuştuk! O se-senin!" Leonard saati alıp babasının yeleğini giydirerek cebine koydu ve zincirini pantolon kenarlığına taktı. "Ç-ç-çok i-i-iyi o-oldu."

Genç adam Ryan ve Max'ın kendilerine uygun giysilere bakması üzerine aralarından biraz daha az kalıplı görünen krem rengi gömlek siyah bir pantolon ve kimse elini uzatmadan koyu gri yeleği çekip çizmelere döndü. İskoçlar fazla iriydiler. Boyuyla ilgili bir sıkıntı çıkmayacak olsa da pantolon kenarları bir parça daraltılabilirdi Genç adam kuşak ile belini güzelce tutturup sonunda orası burası delik olmayan birşey giymenin verdiği keyifle çoraplarını eski pantolondan yırttığı şerit ile dizinin yukarısından bağladı ve bir santim boşluk kalsa da çizmelerden birini ayağına geçirip kendine baktı. 

"İskoçlar etek giymez mi?" Ryan kafasını kaşıdı.

"Muhtemelen tanınmamak için yeni giysiler edinmişler." Allan sıkıntıyla iç geçirdi. "Acele edin neler yapacağımız konusunda daha detaylı konuşmamız icap ediyor.

"A-a-alec ve Bell i-iyimidir R-Ryan?" Leonard ağabeyine baktı.

"Tüm kalbimle öyle olmasını diliyorum Max."

"Bir aptallık edip öylece Gillian McKenzienin karşısına çıkmadığı sürece..." Bee başını iki yana salladı.

"Madem o kadar güçlüydü neden kralı koruyamadı."

GEL BENİMLEWhere stories live. Discover now