Cadıların Düellosu

1.4K 64 27
                                    

Oy veren yorumlarını esirgemeyen kitabı okuma listelerine ekleyen ve beni takip eden herkese bol bol kalp gönderiyorum ❤️

Kitabımızın yeni adını nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bekliyorum 🥰🥹





Cadıların Düellosu


"Karma, bir tohum gibi ekilir ve zamanla meyvesini verir."









Korku ve şokla titreyen bedenim, aniden ayağa sıçradı. Markus'a ve ardından keşişe bakarak şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Gözlerimdeki korku ve endişe, bedenimi sarmıştı; kalbim hızlı bir şekilde çarpıyordu, adeta göğsümün içinde bir kuşun kanat çırpışları gibi hissediliyordu. 

Markus'a dönerek, titreyen sesimle sordum, "Gerçekten beni öldürmek mi istiyorsunuz?" Bu soru dudaklarımdan çıkarken bile inanmak istemediğim bir gerçeği kabul etmek zorunda kaldığımı hissettim.

Markus omuzlarımı tutarak, "Hayır Eva, öyle bir şey asla olmayacak. Sakin ol," dedi. O anki kararlı tavrı, içimdeki korkunun biraz olsun yatışmasını sağladı, ancak hala endişe ve şaşkınlıkla doluydum. Onun desteği, içimdeki çalkantılı duyguları bir nebze olsun hafifletebilirdi, ancak hala bu beklenmedik durum karşısında tam olarak ne yapacağımı bilemiyordum.

Markus'un öfkeyle dolu sesi odanın içinde yankılandı, her kelime adeta bir çığlık gibi kulaklarımda yankılanıyordu. "Sakın amca! Eva'yı öldürmeyi aklından bile geçirme!" Gözleri, kararlılık ve endişe doluydu, beden dili öfkeyle titriyordu, adeta her bir hücresiyle bu korkunç öneriye karşı çıkıyordu. Markus'un bu tutumu, içimdeki korkuya biraz olsun cesaret katabilirdi, ancak hala bu beklenmedik durum karşısında tam olarak ne yapacağımı bilemiyordum. 

Keşişin soğuk sesi, sessizliği delerek yankılandı, sözleri buz gibi bir sessizlikle doluydu. "Aklımdan geçirmek zorundayım. Daha önce iki kez cadılıktan vazgeçme ritüeli yaptım. Eva'dan önce bir kez yani. O kişi ölüm acısı çekmeye her gece dayanamadı ve kendini uçurumdan attı. Hep düşündüm ki farklı bir yöntemle ölseydi, vücudu parçalarına ayrılmasaydı gerçekten öldükten sonra cadı olarak kendine gelebilir miydi? En azından bu sorunun cevabını öğrenmek için Eva ölmeli."

Markus'un dehşetle dolu çığlığı, odanın içinde yankılandı, "Yapma dur!" Ancak artık çok geçti, keşiş hızla bıçağı boynumdan geçirdi. Acı dolu bir çığlık attım, keşiş ise çeşitli dua tarzı sözler söyleyerek, büyü sözleri mırıldanıyordu. Gözlerim acıyla dolarken, bedenimdeki son nefesleriyle birlikte bilinç kaybı yaşadım, karanlığa doğru sürüklendim.

Bıçak boğazımı kestiğinde, öldürdüğüm hizmetçinin gözlerindeki panikli çırpınışı önümde yeniden yaşamış gibi hissettim. Titreyen elleri, çaresiz bakışları, adeta o korkunç anı tekrar yaşadım. Ancak bu sefer, o anın katili değil, kurbanı olarak hissediyordum kendimi. Keşişin elleri, sanki hizmetçinin elleri olmuştu ve benim tıpkı hizmetçiyi öldürdüğüm gibi, hizmetçi de beni öldürmüştü. Karma veya ilahi adalet adına ne derseniz deyin beni bulmuştu adeta. 

Kendimi bir sahil kıyısında, teknelere binmeye çalışan ölü ruhların arasında buldum. Gözleri pörtlemiş, dudaklarından yaralar akan onca ölü, etrafta dolanırken, teknelere binmek için birbirlerini ittiriyorlardı. Ölümün soğuk nefesi, etrafı sarmıştı ve ben, bu ölümcül kalabalığın arasında yalnızca bir parçaydım.

İleride, elini karnına ve boğazına dayamış, hıçkıran bir genç kız dikkatimi çekti. Bu kız, benim öldürdüğüm hizmetçiydi. Ürkek adımlarla yanına doğru yaklaştım, yüzünde bir çeşit hüzün ve endişe vardı.

Kontesin Laneti +18Where stories live. Discover now