32

2.4K 166 222
                                    


Sınıfa girdiğim gibi sırama doğru ilerledim. Büşra ve Pelin sınıfta yoktu. Bana bir şey söylemeden çıkmışlardı. Bu yüzden biraz alınmıştım aslında. Sonunda onlarında benden sıkıldığını düşündüğüm zaman buna bir son vermem gerektiğini fark ettim. İnsan beyni öyle olumsuzluklarla doluydu ki düşüncelerimde olumsuzluğa evriliyordu.

Sırama oturmak için bir hamle yapacaktım ki bir not gördüm. Notu almadan önce bırakan kişiyi bulma amacıyla etrafıma bakındım. Her zamanki gibi kimsenin umrunda olmadığımı anladığımda buralardaki birinin olmadığını da anlamıştım. Ardından merakımı daha fazla bekletmeden notu alıp yazıları içimden okumaya başladım.

Notu yazan kişinin kim olduğunu bilmiyordum ama yazısının güzelliğini fark etmem zaman almamıştı. Gerçekten çok hoş ve düzenli yazmıştı. Ayrıca yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun bir yazı olması yüzümde tebessüme sebep olmuştu.

Sonrasında notu geri katladım ve kalemliğime koyduktan sonra kalemliğide çantama koydum. Sınıftan sırıta sırıta çıktım ve ilerledim.

...

Her adımda içim heyecanla kıpır kıpır oluyordu. Neden böyleydim emin değildim ama içimdeki ses bunun iyiye çıkacağını söyleyip duruyordu. Merakla gittiğim rotam kendi alanımdı. Kim ne için çağırmıştı bilmiyordum ama Arda dışında biri olduğunu biliyordum. Çünkü Arda'nın yazısını daha önceden görmüştüm. O yüzden emindim onun olmadığına, yani umarım başka birine yazdırmadıysa.

Yerdeki yeşillerin canlılığı kalbimi zinde tutarken, güneşin zarif ışınları gözlerimi kamaştırıyordu. Hafif esen rüzgar dalgalı ve dağınık saçlarımı daha da dalgalandırıyordu. Birkaç adım daha attıktan sonra önüme bir anda üç kişi çıktı.

"İyi ki doğdun Melih! İyi ki doğdun Melih!" diye doğum günümü kutlamaya başladıklarında neye uğradığımı şaşırmıştım.

Meğer Pelin, Büşra ve Yağız toplanmış doğum günüm için sürpriz planları yapmışlardı.

Büşra pastayı tutarken "Hadi dilek tut çabuk!!!" dedi. Hala şokun etkisindeyken gülümseyip kafamı salladım, "Tamam." dedim.

Ardından gözlerimi yumup içimden "Umarım her bir çocuğun hayali gerçeğe dönüşür." dedim. Benim için özel bir dilekti bu ve belki de diğerleri içinde aynı durum geçerliydi. Ama bencil olmak istemedim dileğimi dilerken. Hem kendimi hem de diğerlerini de düşünmek istedim. Beni mutlu ettiği gibi onları da etsin diye diledim.

Gözlerimi açtığımda mumları üflediğim gibi "İyi ki doğdun!!" demeye başladılar. Gözlerim mutlulukla ve yıllar sonra ilk kez doğum günümün kutlanmasıyla yaşarırken "Teşekkür ederim." diyordum. Minnet duyuyordum böyle arkadaşlara sahip olduğum için. Hepsinin yeri benim için çok ayrıydı.

Pelin "Önce ben sarılacağım!" dediğinde kıkırdadım. Yanıma gelip kutladığında teşekkür ettim. Ardından Yağız bir adım atacakken Büşra, Pelin'e elindeki pastayı hızla verdi ve bana sarılıverdi. "Doğum günün kutlu olsun minnoşumm. Hayatın boyunca hep yüzün gülsün!" dedi. Ona da teşekkür ettim ve bir kez daha sarıldık.

Büşra geri çekildiğinde Yağız önüme geldi. Ardından sarıldı bana. Sarıldığı o an kokumu beni rahatsız etmemeye çalışarak içine çektiğini hissettim. Sırtımdaki elleriyle sırtımı yavaşça okşadığında bu hoşuma gittiği için hafifçe gülümsedim. Kafasını kaldırıp çokta uzaklaşmadan "İyi ki doğdun, iyi ki varsın." dedi.

O an kahvelerinde yok olmuş gibiydim. İçimde bana duyduğu sevgiyi hissediyordum sanki. Kalbim delicesine atarken nefesim de kalbime destek veriyordu. Zihnim onunla ilgili şarkılar mırıldanırken dudaklarımdan "Teşekkür ederim. Sende iyi ki varsın." sözleri döküldü.

ZorbardaWhere stories live. Discover now