31

3K 178 208
                                    


İnsan dışarda nasıl görünüyorsa içinde öyle değilmiş meğer. Bunu çok iyi biliyordum. Tıpkı bir şeyle ilgileniyormuş gibi görünürken aklımda farklı onlarca düşüncenin dolaşması gibi.

Yağız geldiğinden beri her şey çok başkaydı benim için. Kalbimde bir boşluğu doldurmuş gibiydi, kayıp bir parçamdı sanki.  Her anımda bu bakışlar onu arar olmuştu; Bulduğu an kalp yanar tutuşurdu.

Durum sadece bundan ibaret değildi. Aynı zamanda o geldi geleli Arda yoktu ortalıkta. Kaç gün olmuştu ama gelmemişti. Benim için garipti. Aksini iddia edecek değildim, yine düşünmüştüm onu. Ama onu önemsediğim için değil, zorbamın yokluğu bana iyi geldiği için. Onun gelmediği bu birkaç gün boyunca kendimi daha iyi hissetmiştim. Bana öyle iyi gelmişti ki... Bir yandan da tuhaf hissettiriyordu. Zorbalığa günbegün katlandığım anları düşündükle garipsiyordum. Zorbalığa uğradığım an düşüncelerimi, duygularımı düşünüyordum. Hak ettinlerin ardındaki hak etmemişliğimi düşünüyordum.

Beden dersindeydik. Pelin ve Büşra'yla voleybol oynuyorduk. Aslında oynamak istemiyordum ama reddetmekte istemedim. Sadece oynuyordum işte, bilincim kapalı gibi olsa bile.

Tam o an göğsüme çarpan topa karşın acıyla inledim. Büşra koşarak gelip "İyi misin? Özür dilerim, isteyerek olmadı." dedi. Ona gülümseyip "Senin suçun değil. Sadece biraz dinlensem iyi olur sanırım." dediğimde başını sallayıp gülümsedi ama hala endişeli bakışlarının farkındaydım.

Projeden sonra üçümüz iyi arkadaş olmuştuk. Sürekli birlikte takılıp bir şeyler yapıyorduk. Bazen laf atanlar oluyordu ama çok aldırış etmiyordum. Zaten alışmıştım artık insanların sözlerine. Eskisi kadar koymuyordu.

Soyunma odasına geldiğimde hızlıca kıyafetlerimi değiştirdim. Zaten çok efor sarf etmediğim için terleme gibi bir problemim de olmamıştı. Merdivenlerden yukarı çıkarken bile düşünceler aklımı ele geçiriyordu. Bunu görmezden gelmeye çalıştıkça etrafım sarılıyormuş gibi hissediyordum.

Oflayarak ilerlemeye devam ettim. Sınıfın biraz önündeyken karşımda sınıfa girmek için yönelen bedeni gördüm. Tanıdıktı. Sırtındaki çantasıyla beni umursamadan sınıfa girdi. Ardından onu umursamadan sınıfa girdim.

Sırasına oturup çantasını bir kenara bıraktı. Sırama oturup şişemi aldım ve kapağını çevirerek açtım. Ardından bir yudum almışken kapatıp geri sıranın üzerine bıraktım. Başım dehşet ağrıyordu. Belki ağrı kesici giderir umuduyla revire doğru ilerlemek işin kalktım.

Yürümeye başladığımda "Sen Yağız'ı mı seviyorsun?" diye sordu. Onu görmezden gelecektim ki "Soruma cevap vereceksin Melih Demir." dedi. Onu artık takmıyordum bile ama beni öyle sinirlendiriyordu ki. Yaşattığı onca acının verdiği öfke ve nefretti belki de.

Ona bakıp "Ne diye karışıyorsun hayatıma? Seni ilgilendirmez diye daha kaç kere söylemem gerekiyor sana?" dedim sertçe. Bakışlarını bana çevirdiğinde ne kadar yorgun göründüğünü fark ettim. Onu belki ilk kez böyle görüyordum. Sanki bir şeyler olmuş gibi.

Buna rağmen her zamanki zorbalığını koruyup sırıtarak "Artistlik yapma Melih, aklını alırım senin. Ben soruyorsam söyleyeceksin anladın mı?" dedi ve ayağa kalktı. Sanki gözdağı veriyordu dağı götüne soktuğum...

Ona "Ne demezsin? Gel birde arkadaşlarlıklarımı boz. Bir o kaldı zaten, hayatımda mahvetmediğin." dedim.

Önüme geldiğinde "Mahvetmek..? Ben senin hayatını mahvediyorum öyle mi?" dediğinde şaşırmıştım lakin devamında "Az bile yapıyormuşum aslında. Hayatını sikip atmadığım için şükret sen." diyip sırıttı.

Onunla daha fazla uğraşmak istemeyip "Bak işine Arda." dedim ve sınıftan çıkmak için yeltendim. O an beni sırayla arasına aldı. Konuşmak için ağzımı açmıştım ki yüzünü yüzüme yaklaştırdığında geri kapattım.

Bir elini kaldırıp saçlarıma doğru götürdü. Usul usul okşamaya başladı. Öyle farklı bakıyordu ki bu durum içimi ürpertiyordu. "İşime bakıyorum zaten. Ama dediklerimi yapacaksın anladın mı? Bana senin gibi bir ezik baş kaldıramaz amına koyayım." diyip sırıttı. Ona bıkkınlıkla bakıyordum. "Aynen aynen! Sen hayal aleminde yaşamaya devam et oldu mu? Ayrıca Yağız'la aramdaki hiçbir şey seni ilgilendirmez. Biraz kudurtmuş gibi duruyor ama." dedim.

Sırıtışı yüzünden yavaşça silinirken "Hayal alemi, kudurtmak öyle mi? Kendine fazla güvenme Melih. Canını öyle bir yakarım ki elimden kimse alamaz seni. Dediğim dedik olacak anladın mı? O yüzden o siktiğimin orospusundan uzak duracaksın!" dediğinde aklım başımdan gitmiş gibiydi.

Yağızdan böylesine bahsetmesi kalbime öyle bir etki yaratmıştı ki, Arda'ya beslediğim tüm kini bütün bedenimde hissetmiştim.

Onu kendimden uzaklaştırma amacıyla itip erkekliğine sertçe geçirirken acıyla geriledi. "Onun hakkında düzgün konuşacaksın tamam mı? Asıl sen o siktiğimin ağzını kapatacaksın! Hayatımdan da siktir olup gideceksin!" dedim.

Bana baktığı kan bürümüş gözlerle, bir anda üzerime yönelmişken onun bana gelmesini engelleyen kişiyi gördüm. "Geri bas." diyordu. Evet, Yağız'dı bu. Aslında gelmeseydi ben Arda'yı döverdim ama geldiyse madem o dövsün.

Yağız alaycı bir ifadeyle "Arkamdan sallayıp duruyormuşsun bakıyorum da. Tühh yakıştıramadım sana, sen bunu yapacak adam mıydın? Aa doğru, adam değilsin ki yapasın!" dedi ve gülmeye başladı. O gülünce otomatik olarak tebessüm ettim bende.

Arda "Bana diyene bak amına koyayım! Bir iki yurtdışına gitti geldi diye bir bok olduğunu sanıyor. Ne yazık, o olmayan kafana sıçayım senin!" dedi. Yağız alaycılığını üzerinde taşırken gülüp "Neyse bari yurtdışına çıkabiliyorum." dediğinde Arda'nın yüzünde bir ifadesizlik gördüm. Hiçbir şey diyemezken öylece bakıyordu Yağız'a. Garipti, o her zaman böyle miydi? Sanki Arda'yı hiçbir zaman, net bir şekilde tanıyamamışım gibi.

Yağız "Öyleyse sen ağlamaya devam..." diye alay ettikten sonra elimden yumuşakça tutup "Gel Melih'im." dedi. Ardından Yağız ve ben el ele sınıftan çıktık.

Çıkarken ardıma baktığım an Arda'nın öylece yere baktığını fark etmiştim.

...

İkimizde sus pustuk. Öylece oturuyorduk yan yana. Zil çoktan çalmıştı. Herkes arkadaşlarıyla vakit geçirirken ikimiz sadece seyrediyorduk.

Büşra ardından Pelin'i getirerek "Melih!! Seni arıyorduk bizde, endişelendik." dedi. Tebessüm edip "İyiyim merak etmeyin." dedim. Büşra "İyi bari." dedi ve Yağız'a baktı "Sen nerdesin be? Hoca kızdı ve yok yazdı." dedi.

Yağız umursamazlıkla "Yazsın, n'apalım?" dedi. Aldığı bu karşılığa "Hayırdır ya? N'oluyor size? Dökülün hemen!" dedi Büşra.

Ağzımı açıp konuşacaktım ki Yağız "Boşverin. O da bizde kalsın." diye cevap verdi.

ㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤ

ㅤㅤㅤ

Noluyooooo
Biri açıklasın artık😭😭

Birkaç gündür özel hayatımın meşguliyetinden kaynaklı ve zihnimin karmaşasından dolayı bölüm atamadım. Kusura bakmaınn😔

Okdnz için tşk çok seviliosunuz🎀❤️

ZorbardaWhere stories live. Discover now