17

12.5K 1.1K 226
                                    

Sizinde anlayacağınız üzere artık okul sahneleri de artacak, yani okuldaki tayfayla yaşayacağımız kaos- pardon anlarda yavaş yavaş geliyor anlayacağınız:)))

Neyse ben sizi tutmayayım

°°°

Kimsin sen Asil Alp?

°°

"Tekrar etmeyeceğim Asil, saçma sapan şeylere vaktini harcayıp dil derslerini aksatma. Senin için bir dünya para döküyorum o hocalara, bu şımarıklığa bir son ver!"

Asil başını kaldırmadan onaylar biçimde salladı. İçinden öfkelense de sesini çıkaramıyordu, şimdi beş yaşındaydı ama ileride bu kötü kalpli adama gününü gösterecekti! Sadece biraz büyümesi gerekiyordu.

Babalar neden bu kadar kötüydü?

İçinden hayır, dedi. Tüm babalar değil.

Yakup amcasını düşündü, o çok iyi bir babaydı. Kötü olan kendi babasıydı. Yine de içinden şükretti bunun için, iyiki Açelya'nın babası iyi biriydi. Ya onun ki gibi kızıp vursaydı?

Bu çok korkunç bir ihtimaldi.

"Aferin Asil, sana güvenmek istiyorum. Sen benim vârisimsin, buna göre davranman gerektiğini unutma."

Babasının son lafından sonra araçtan inerek kreşe doğru ilerledi minik Asil ve o an yüzünde neşeli bir gülümseme oluştu. Sonunda Açelya'yı görebilecekti!

Açelya geçtikleri hafta çok feci hasta olmuştu ve kreşe hiç gelmemişti, Asil ise onun için endişelenerek dadısına saatlerce yalvarmıştı. Tek isteği onu ziyaret etmekti.

Babası o gün iş için şehir dışındaydı ve tüm sorumluluk dadıya aitti, babası asla izin vermezdi ama dadısı ona nazaran vicdanlı bir kadındı. Dayanamayarak izin vermişti.

Zaten muhtemelen dünya üzerindeki pek çok kişi babasına nazaran vicdanlı bir insandı.

Tabiki bu işin sonu da pek iyi bitmemişti. Mükemmel geçen Karayel aile ziyaretinden sonra durumu öğrenen Agah Sipahi öfkeden deliye dönmüştü çünkü o gün Asil'in dil dersi vardı. Bu ise onun için kritik bir konuydu.

Oysa Asil'in hiçbir arkadaşı bu kadar sık dil dersi almıyordu.

Pardon, Asil'in hiçbir arkadaşı hiçbir dersi Asil kadar çok görmüyordu ki zaten. Dil bu konuda bir istisna bile değildi. Babasına göre herşey de herkesten iyi olmak zorundaydı ve bütün bunlar da gerekliydi.

"Hoş geldin Asilciğim."

Asil öğretmenine gülümseyerek hızla içeri girdi, aradığı bedeni bulduğunda montunu kenara asarak soluğu hızla yanında almıştı. Kreşe başlayalı henüz 2 ay olmuş olsada Asil için herşey yerli yerine oturmuştu bile, Açelya ile ikisinden oluşan grupları zamanla genişlemiş olsada hâlâ en çok birbirlerine zaman ayırıyorlardı ve onun bir istisnası olduğunu bilmek Asil'i aşırı mutlu ediyordu. Herkese Asil olsa da onun için tıpkı annesine olduğu gibi yalnızca Alp'ti.

Aslında Asil ismiyle de bir sorunu yoktu ama annesi ona öyle seslenirdi ve o da Açelya öyle seslensin istiyordu. Ona Asil ismini babası Alp ismini ise annesi koymuştu ve annesi öldükten sonra babası onu herkese Asil diye tanıtmıştı. Annesi ölünce onun koyduğu isimde yok olmuştu sanki.

"Günaydın Alp." Açelya neşeyle cıvıldadı. Bu yüzündeki gülümsemenin daha da artmasına sebep olurken içinden işte, demişti Asil. İşte Açelya annemin koyduğu adımı yaşatacak.

Kayıp Bebek Açelya ~ Gerçek aileOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz