16

584 40 21
                                    

Yıldıza basarak yeni bölüme geçebilirsiniz⭐

Yukarıdaki görsel minnak bir spoi..

Beynimi zorlayan bir şeyler vardı. Bir his yada bir el, son kuvveti ile kafatasımı itiyor ve beynimin içine girmeye çalışıyordu sanki.

Bu his neden hep uyurken oluyordu bilmiyorum ancak olmasın istiyorum.

O bilgi hırsızı baykuşu gördüğüm rüyada da aynı bu his vardı içimde. Bir şeyler zorla beynime girmiş gibi.

Ancak şuan giremiyordu. Hatta giremiyorlardı. Öyle bir baskıydı ki, bir kişi olduğunu düşünmüyordum. Girmelerine izin vermiyordum ancak onu tutan şey bu değilmiş gibiydi. Bilincim haricinde bir şeyler daha, onlara karşı koyuyordu.

Gerçekliğe dönmek için gözlerimi açmaya çalıştım. Araf'ta kalmış bir karanlığın içinden, birileri beni çekip çıkartsın istedim ancak hayır, kimse beni çekip çıkartmıyordu.

Vücudumun kasıldığını, ellerimin yumruk olduğunu hissediyorum. Yanımda, yatağımda kimse yok. Zeytin yok, gitmiş. Soğuk bir karanlığın içinde yapayalnız kalmış, bilincimi yitirmemek için savaş veriyorum.

Enseme giren sancı ile acı dolu inlemem ağzımdan çıktı ancak bilincimin dışındaki insanlara da ulaştı mı bilmiyordum. Karanlığın içinde dizlerimin üstüne çöktüğümü ve elimi enseme attığımı gördüm. Kendimi dışarıdan izlemek nedensizce korkutmuştu beni. Çünkü çok zavallı gözüküyordum.

Lütfen, uyanmak istiyorum. Bu karanlık ve soğuk Araf beni korkutuyor.

Bilinç dışımdan gelen bildirim sesi ile gözlerimi kırpıştırdım. O sesi duyuyordum. Uyanabilirdim.

"Chi Ku, iyi misin?"

Duyduğum ses bileklerimden kavradı ve beni bilincimin dışına çekti. Yan dönmüş uzanan vücudumdaki kasılmalar ara sıra vücudumu yoklasa da azalmıştı ve gözlerim, duyduğu ses ile yavaşça açılmıştı.

Kısık gözlerimle banyodan çıkan Zeytine baktım. Belindeki havlu ile üstüme doğru yürüyordu. Karanlık odada, ultra büyük kasları ve çıplak vücudu ile üstüme doğru yürümemeliydi zira üstümden bir kez daha geçmesi için çok erkendi.

Yorgunluktan bayıldığım o tatlı uykumdan daha yeni uyanmıştım. Tanrı bilir kaç saattir uyuyordum.

Yanımdaki boşluğa oturduğunda yatakta ona doğru kaydım ancak isteyerek değil yatak o tarafa doğru eğimlendiği için.

Elini terli alnıma atıp saçlarımı arkaya doğru taradı. "Noldu, kabus mu gördün?" dediğinde gözlerimi kapatıp açtım. Bilincimin içinden çıkmıştım ancak sanki o şeyler, hala içimdeymiş gibiydi.

Son haftalarda gördüğüm kabuslar artmıştı, uyandığımda kısa süreli hareket kabiliyetimi yitiriyordum ve bundan nefret ediyordum.

Zeytinin dudakları terli olsa da alnıma dokundu ve öptü. O esnada burnu saç diplerime dayanmış derin bir nefes alırken, eli narince ensemi tutmuş ve hafifçe masaj yapmaya başlamıştı.

Onun elini, enseme masaj yaparken seviyordum. Başka yerime masaj yaparken değil.

Eli ensemi ovarken derin bir nefes daha aldı ve kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde ağzımı açtım, sesimin çıkmayacağını düşünsem de pürüzlü de olsa sesim onun kulaklarına doldu.

"Terliyim ve pisim, bu kadar derin koklama." Sanki ona küfretmişim gibi baktığında ellerimi ve ayaklarımı hareket ettirmeye çalıştım. Evet, hareket edebiliyordum.

BEZ BEBEK |B×B| +18Where stories live. Discover now