Bu bölümü iki bölüme ayırdım ve bu nedenle iki bölüm birden yayınladım. O yüzden kolay gelsin herkese, iyi okumalar.
"Şövalyeler emrettiğiniz gibi hazırlıklara başladılar majesteleri."
Veliaht prens Klaus'un baş danışmanı Kali, son durumu bildiren belgeleri veliaht prens ve genç efendilerin oturduğu masaya koydu.
(Kali'nin resmini aşağıya bıraktım, ayrıca Kali bir şövalyeydi.)
Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
Pylaris topraklarının ve imparatorluğun en uç noktasında olağandışı bir hareketlilik vardı, kışın yaklaşması ile canavar sayısı fazlasıyla artmıştı ve uç köylerde bilinmeyen bir hastalık boy göstermişti. Uç bölgenin zayıflayan savunması kara orkların bir köyü yağmalamasına da neden olmuştu.
Pylaris dükalığı hemen o orkları yok etse de bu basit bir ork saldırısı değildi, köye saldıranlar arasında yer altının organizasyonu olan "Kara Pençe"nin de adamları da vardı.
"Kara Pençe", çoğu imparatorluk topraklarında varlığını sürdüren, sadece güç amacı güden bir tür gizli organizasyondu. Luminara'da sadece bir veya iki defa gözükmüşlerdi, bir süre baş ağrıtacak gibiydiler.
"Ve ayrıca tapınak önümüzdeki hafta gelin adayını saraya göndereceklerini bildirdiler."
"Ne yaparlarsa yapsınlar, ben gelmeden gitmiş olur zaten."
"Majesteleri tapınağa böyle karşı çıkmanız sadece sizin hakkınızda olan kötü söylentileri arttıracaktır."
Seneca'nın bahsettiği söylentiler oldukça tehlikeliydi, özellikle kutsal günde prensin tapınak rahiplerine dolandırıcılık ile suçlayıp Tanrı'ya inanmadığını söylediğinde söylentiler daha da şiddetli bir hale gelmişti. İmparatorluğu devirmeye çalışan, ateist, savaş makinesi ürkütücü prens. Bu sadece lakaplardan birkaçıydı.
"Aurora'nın meleği size hiçbir sorun çıkarmayacaktır."
Samuel nazik bir gülümsemeyle konuşunca Klaus iç çekti, endişesi bir sorun çıkarması değildi.
"Dediğim gibi genç efendi Samuel, umrumda değil."
"Bu konuyu kapatmak en iyisi, ağabeyim bu tür konuları konuşmaktan çekiniyor, o çok utangaçtır." Klaus, kardeşi Felix'e öfkeyle baktı. Ama prens bir başkasını oracıkta öldürebilecek bakışlarını umursamadan konuşmasını sürdürdü. "Eğer mümkünse şövalyeler gitmeden önce büyü kulesinden iki büyücü ile olay yerini incelemeye gitmek istiyorum. Canavarların ve salgının kaynağının aynı olduğunu düşünüyorum."
"Size katılmak isterim majesteleri." Marcel Aurora'nın özgüven dolu sesi, prens Felix'in onu nazik bir gülümseme ile onaylamasını sağladı.
"Pekala, üç gününüz var. Sonrasında şövalyeler köye ulaştığında ben ve Victor Karanlık Vadi'yi temizleyeceğiz."
