"Sayın Allen Aquarion,
17. doğum gününüzü tebrik ederim. Mektubunuz ve nazik davetinizi görünce çok sevindim.
Umarım orada bulunmam bir soruna neden olmaz.
O günü dört gözle bekliyorum, partinizde görüşmek üzere.
Sevgilerimle Aida Luminara"
Allen büyük bir neşeyle mektubu arkadaşlarına gösterdi. Genç leydiler Aquarion dükalığında bir çay partisi yapıyorlardı. Belli aralıklarla çay partileri düzenler ve kurdukları tadım kulübü ile yeni yiyecek ve içecekleri denerlerdi. İlk defa bu kadar özenilmiş, süslü bir mektup almıştı ve bunun prenses tarafından gönderilmiş olması onu daha çok mutlu etmişti.
"Demek sonunda mektuplara cevap verebiliyor." Fiona'nın eleştirisi Allen'in yüzünü düşürmüştü. Prensesi sadece bir-iki defa uzaktan görmüştü, bir oyuncak bebeğe benziyordu. Onunla tanışmayı çok istiyordu.
"Sağlık sorunları olduğunu biliyorsunuz, yine de bu partiye katılım gösteriyor, bu iyi bir şey." Leah'ın dediklerine diğer leydiler de katıldı ve bu sözler Allen'i yeniden neşelendirdi.
"Leydi Lea neden gelmedi?"
"Ablamın işleri çok yoğun olduğundan gelemedi, sizlerden çok özür diledi ve yakın zamanda telafi edeceğini söyledi. Kış yaklaşıyor ve kuzeyde kışlar zor geçer bilirsiniz, varis olduğundan ona daha fazla iş düşüyor."
Fiona anlayışla başını salladı, onlar için de işler pek kolay gidiyor sayılmazdı. Bölgelerinde küçük de olsa bir saldırı olmuştu ve sonrasında uç köylerde bir salgın patlak vermişti.
"Veliaht prens Klaus ve prens Felix'in Pyalris'deki olaylar için oraya bizzat gittiklerini duydum." Allen sesindeki endişeyi gizleyemedi, yanlış anlaşılmak istemezdi ve abisi de bu olayda görevlendirildiği için onun için de endişeliydi.
"Sadece halkı cesaretlendirmek istediler, korkulacak bir durum yok leydi Allen. Salgın ile ilgili de genç efendi Marcel ve prens Felix kısa sürede bir çözüm bulacaktır."
Evelyn Allen'in endişesini gidermek için ona içtenlikle gülümsedi ve onu hafifçe dürttü. Allen bu harekete kıkırdadı.
"Umarım abim prensleri dukalığa da getirir, prens Klaus'u daha yakından görmek istiyorum. Leydiler arasında oldukça popüler." Fiona eğlenerek leydilere göz kırptı.
"O tür işlerle pek ilgilendiğini sanmıyorum leydi Fiona." Leah, onun ablasıyla kılıç antrenmanları yaptığı süre boyunca gözlemlediği kadarıyla ürkütücü prens, sadece kılıcı ile duygusal bir ilişki kurabilirdi.
"Yakında evlenecekmiş ama." Allen'in dedikleri ile leydiler şaşkınca ona baktı. Evelyn neredeyse içtiği çayı püskürtecekti. "Ağabeyim bana anlatmıştı, tapınak prensin tapınağa dedikleri ve tutumu yüzünden onu zorlamış. Ama abime göre gelin adayı Klaus'u görür görmez kaçarmış."
Bunun olacağı açık bir şeydi, Klaus tapınağın kutsal rahiplerini dolandırıcıkla suçlamıştı ve onun ateist olduğu yönünde çok fazla söylenti vardı. Yeterince kötü görünen şöhreti daha da kötüleşmişti.
"O leydi kimse onun için çok üzüldüm." Leah çayından bir yudum aldı.
"Ağabeyinizin sizinle her şeyi konuşması ne güzel leydi Allen, bizimki asla bir şey anlatmaz."
