6. BÖLÜM

50 12 3
                                    

Jungkook yatakta hareket etti, garip ve çok karanlık bir yer gördü;zemini kana benzer kırmızı ve yapışkan bir sıvıyla kaplanmıştı.

Çığlıklar duyuldu ve aniden umutsuzca koşan garip figürler gördü ve yana baktığında alevler içinde bir kule gördü, Eyfel Kulesi'ne çok benziyordu, sadece kemiklerden yapılmıştı ve çok geçmeden daha fazla alev ortaya çıktı.

Jungkook terli bir şekilde uyandı ve nefes nefeseydi.

- Kahretsin - Homurdandı ve güçlü güneşin içeri girdiği açık pencereye baktı.

Yatağın yanındaki saate baktığında saatin öğleden sonra ikiyi on geçtiğini gördü.

Gözleriyle Hoseok'u aradı ama kocasını bulamadı, bu yüzden hızla ayağa kalkıp odadan endişeyle çıktı çünkü Hoseok dün geceden sonra hâlâ korkmuş durumda olmalıydı.

- Günaydın - Hoseok kocasının merdivenlerden indiğini görünce dedi.

- Günaydın - dedi Jungkook şaşkınca. Hoseok  o kadar gülümsüyor ve normal davranıyordu ki bunun olmaması gerektiği açıktı.

- İyi misin? - Jungkook merdivenlerin sonuna vardığında sordu.

- Harikayım - dedi Hoseok yerdeki kirli çamaşır sepetine doğru yürüdü. - Git duş al ve kıyafetlerini değiştir çok terlemişsin. - dedi. Kocasının gömleğini çıkarmaya başladı ama Jungkook nazikçe ellerini tutup onu durdurdu.

- Bebeğim, dün gece hakkında konuşmak istemiyor musun? - Jungkook sordu ve Hoseok sertçe yutkundu ama kendini gülümsemeye zorladı.

- Rüya değil miydi?  - dedi sesinde korkuyla.

- Sende biliyorsun - dedi Jungkook ve Hoseok ağlayarak kocasına sarıldı.

Jungkook, Hoseok'u oturma odasındaki kanepeye götürdü ve rastgele bir kanalda yayınlanan televizyonun sesini kıstı.

- Ben... bunları ne kadar süre göreceğim? Hem bu gördüklerim de ne?... Bunu artık görmek istemiyorum. - dedi omega korkudan kafası karışmış bir şekilde.

- Tam olarak ne olduklarını bile bilmiyorum. Sadece çocukluğumdan beri onları gördüğümü biliyorum ve...babam her zaman bunun bir lanet olduğunu söylerdi, lânetli doğdum ve buna mahkûmum, ölene kadar ama bunu yaşamak zorunda değilsin. - dedi Jungkook ve Hoseok bundan nasıl kurtulacağını merak ederek ona baktı - Bu bebek lânetli, eğer onu...

- Bunu söyleme - dedi Hoseok sakince - sana bu cümleyi bitirmemen için yalvarıyorum.

- Seni seviyorum - dedi Jungkook ağlamaya başlayarak ve Hoseok'un iki elini de tuttu, onları dudaklarına yaklaştırıp öptü. - Bunu yaşamanı istemiyorum - Jungkook acı içinde konuştu, acısı açıktı - biliyorsun...bana bir bebek istediğini her söylediğinde, "evet" diye bağırmak istedim, gerçekten evet demek istedim. Baba olabilmek çocuğumuza bakabilmek istedim. Dünyanın en salyaları akan babası olmak istedim.- dedi Jungkook gözyaşları arasında gülümseyerek. - ama ben bu bebeğe sahip olmanın getireceği cehennemi yaşamana izin veremezdim - Hoseok'un karnına dokundu - bu çocuğu senin kadar bende istedim, ama kaçınabileceğim bir zarara maruz kalmana asla ama asla izin vermeyeceğim ve bu yüzden senden bu bebeği almanı istiyorum. - dedi Jungkook pişmanlık içinde.

Hoseok kocasına ve ardından düz karnına baktı.

- Yapamam - dedi ve Jungkook daha çok ağladı. - Ben...ben onun babasıyım, ona karşı tanımadığım biri için var olacağını bile bilmediğim bir sevgi hissediyorum. Tıpkı senin beni korumak için baba olma arzundan vazgeçtiğin gibi, ben de çocuğumuzu korumak için huzurumdan vazgeçmeye hazırım. - dedi Hoseok gözlerinden yaşlar akarken gülümsedi.

Jungkook daha çok ağladı ve Hoseok doğru düşünmesi için yalvardı. Bu sadece omega için değil Jungkook bebeğinin de onun yaşadıklarını yaşamasını istemiyordu.

Ama Hoseok kararlıydı, doğacak olan bebeğinin iyiliği için her şeye göğüs gelecekti.

.....

LANETLİ VÂRİS Where stories live. Discover now