5. Onun Melodisi

43 7 2
                                    

Hayat mevsimlere benzerdi. Günlerin çetin kışla geçtiği zamanlar olurdu. Bazenleri hiç olmadık anda beliren ilkbahar çiçekleri gibi mutluluğa kucak açılırdı. Sonbahar kadar puslu, sessiz geçen günler kadar da yazın verdiği hissiyat gibi eğlenceli anıların biriktiği olurdu.

Ve bazı dönemler olurdu, tekdüze, hiçbir şey değişmezsizin hep aynı şekilde geçen günlerin bir kuklası gibi yaşamaya devam ederdiniz.

Adrien için de öyleydi. Okula giderdi, basketbol oynar, amaçsız bir şekilde gitarından uyum yakalamaya çalıştığı melodiler döker; bazı sıkıcı derslerde kafasını sıraya koyar, uyumaya başlardı. Sınıfın gürültüsü bazen uyumasına izin vermezdi ve o da teneffüsleri spor salonun arka tarafında kalan yangın merdivenlerine giderdi. O tozlu merdivenlerin bir başkası tarafından "uyku" amacıyla kullanıldığını asla düşünmemişti ama karşılaşmıştı işte biriyle.

Kırmızı bir gitara sarılmış, gözlerini kapatmış ve sanki birinin omzuna yaslanıyormuş gibi başını omzuna doğru eğmiş bir kız...

Onun adı Marinette.

Diğer günlerde olduğu gibi sıradan bir okul günü değildi. Bir şeyler değişmişti. Artık farklı bir şeyle meşguldü. Yeni bir yüz vardı, bir ay öncesine kadar karşı karşıya bile gelmediği kızın yüzü. Onun yan sınıfta olduğunu dahi bilmezken şimdi bu tozlu merdivenlerin bir basamağına oturmuş, ona gitar çalmayı öğretiyordu.

Hayat bazen de belirli renklere sahipken başka bir rengin tonuyla karşılaşmaya benzerdi.

"...İşte böyle yapıyorsun," Penayı gitar tellerinden aşağıya doğru itti. "Yukarıdan aşağıya doğru, sonra yeniden yukarı çıkıyorsun ve tekrar ediyorsun." Ona gösterdiği ritmi tutturduktan sonra yeşil gözleri kızı kontrol etmek için yükseldi. Pür dikkatle Adrien'ın ellerini takip ediyordu. "...Ortaya da böyle bir şey çıkıyor."

Adrien'ın sandığından Marinette daha hızlı öğreniyordu. İstekli oluşu bunun bir nedeni olmalıydı. Fakat Adrien yine de niçin bu kadar çok gitar çalmayı öğrenmeyi istediğini anlayamamıştı. Yeşil gözleriyle Marinette'in aynı notaları kırmızı gitarıyla çalmasını takip etti. Bu gitara nasıl sahip olmuştu? Ortalama bir insanın sahip olamayacağı kadar pahalı bir parçaydı.

"Baksana," İşaret parmağıyla kırmızı Gibson gitarı gösterdi. "Buna nasıl sahip oldun? Baban falan mı verdi?" diye sordu aklına gelen ilk fikirle. Adrien gitara babası sayesinde sahip olmuştu.

Kız dudaklarını bastırdı ve başını iki yana salladı. "I-ıh... Benim babam yok."

Gözleri bir anda açıldı. "A-ah!.." Ağzından kekemeler kaçınca avcuyla ağzını kapattı ve utanç içinde geri çekildi. "P-peki şey..." Konuyu değiştirmeyi düşünerek toparlamaya çalıştı. "Ne tür müzik dinlersin?"

Marinette düşünür gibi olduğunda yüzünü hafiften yere eğdi. Birkaç saniye sonrasında yeniden Adrien'a baktığında sakin ve bir o kadar da boş görünen ifadesinde hiçbir şey değişmemişti. "Bilmiyorum."

Adrien gözlerini kırpıştırdı. Bilmiyorum, mu? Beni dinliyor mu yoksa cidden sorduğumu anlamıyor mu?

"Ne tür sevdiğimi bilmiyorum ama..." Kırmızı gitarına sarılarak merdiven basamağındaki oturuşunu düzeltti. "İçimde bir melodi var."

"Hm," Adrien biraz sıkkın bir ifadeyle onun yüzüne baktı. Onunla sohbet etmek niye bu kadar zordu ki? "Adı ne?"

"Adını bilmiyorum." Buruk bir kıvrım dudaklarına ilişti. "Ama şöyle bir şey..."

Ve o melodiyi mırıldanmaya başladı.

Bu melodinin hissiyatı kalpte dinen saklı hislerin birden yeşermesine benziyordu. Adrien nefes bile alamayarak kıza bakakalırken resmen kalbinin sol tarafında büyüdüğünü hissetti. Kaburgalarına baskı yaptı, ciğerleri sıkıştı. Kulağına dolan melodinin ahengi bir duygu yarattı, yeşil gözlerinin pınarlarına ilişti.

Karanlığın ortasında bir kıvılcım ateşi belirdi.

Kalp atışlarının tüm kuvvetiyle arttığını fark ettiğinde Marinette melodisini bitirmişti. Adrien geçen saniyelerin üstüne bıraktığı etkiyle hareket dahi edemezken sağ gözünden akıp giden gözyaşıyla irkildi.

"Adrien? İyi misin?"

Siktir. Adrien içinden sürekli tekrar ettiği şey bu oldu. Kaybolmuş gibiydi. Hissettiği bu şey öyle bilinmezdi ki aklını kaybetmişcesine konuşamıyordu bile. Marinette'in sorular sorduğunu duyuyor ve biraz endişeyle kendisine uzandığını görebiliyordu.

Kendisine uzattığı eli havada durdurdu ve tuttu.

Sahip olduğu tüm duygular sesine titreyerek yansıdı: "Grubumuza katılmak ister misin?"

Kısa bölüm yazmanın verdiği keyif: 💃🏻

Oy vermeyi ve eleştirini bırakmayı unutma!

~02.05.24

KARSIZ KIŞ | MiraculousWhere stories live. Discover now