Bir Kase Ramen

25 3 38
                                    

Sasuke, arkadaşının bakışlarının sebebini endişeyle düşünürken çoktan Naruto gitmişti bile. Suigetsu ise yüzünde büyük bir hayal kırıklığı ile arkadaşlarının yanına geri dönüyordu. "Ne oldu sümük?" "Ânında red yedim." "Ne bekliyordun ki sanki?" Sai ilgisini Küba'ya çevirince Sasuke az da olsa rahatlamıştı. Suigetsu büyük bir hüzünle sandalyesine otururken, Sui daha yeni gelmişti.

Gelir gelmez gözü Prensini arasada onu bulamamış ve panikle Sasuke'ye çıkışmıştı. "Ne yaptın Prensime? Seni halktan şey seni!" Sasuke sabrını zor tutuyor ve sesini yükseltmeden cevap vermeye çalışıyordu. "Ben bir şey yapmadım, seni velet! Prensinin eve gitmesi gerekti ve gitti! Anladın mı şimdi?" Sui bu duyduklarına üzülmüş ve kafasını eğmişti. Bir süre öyle durmuş ardından elindeki kitapla sandalyesine geri oturmuştu.

"Prensim ile bir gün tekrar karşılaşacağız. İşte o zaman bizim düğün günümüz olacak!..." Sui sözü bitince göz ucuyla Sasuke'ye bakmış ve konuşmaya devam etmişti. "Özellikle de seni çağıracağım, artık o gün ağlayarak bizi izlersin." Sasuke derin iç çekmiş ve neyle uğraşacağını şaşırmıştı. Sai'nin bakışları da hiç hayra alamet değildi. Bu düşünceler Sasuke'ye baş ağrısı olarak geri dönecek ve ona her şekilde rahatsızlık verecekti.

***

Naruto yerde duran son koliyi de depoya kaldırmış ve başka bir iş var mı diye Hiroshi'nin yanına gelmişti. "Hiroshi-san, başka bir iş kaldı mı?" "Ah! Yerler hep toz toprak oldu, sana zahmet süpürür müsün?" "Tabiki!" Hiroshi, Naruto ve büyükannesine yardım eden nadir dostlardandı. Kushina öldükten sonra onun çiçekçi dükkanını Hiroshi'ye satmışlardı. Naruto iş bulmakta zorlandığı zamanlar Hiroshi'nin yanında çalışmış ve yavaş yavaş para kazanmıştı.

Bu para elbet yeterli değildi fakat hiç yoktan iyiydi. Hiroshi 50 yaşlarında ama yaşına rağmen dinç olan bir erkek Alfaydı. Gençken çekinik bir Alfa olduğu için çevresindeki insanlar tarafından zorbalık görmüş ve dışlanmıştı. Onun yanında olan sadece bir kişi vardı ve bu kişi hoşlandığı kızdı. Aynı zamanda bu kız Hiroshi'nin çocukluk arkadaşıydı ve birlikte büyümüşlerdi. En güzel anlarını birlikte geçirmişler ve aynı okullara gitmişlerdi.

Bu sevecen kızın ise bir hayali vardı. Liseden mezun olduktan sonra bir çiçekçi dükkanı açacaktı fakat... Liseden mezun olduktan bir kaç gün sonra trafik kazasından ölmüştü. Daha gençliğinin baharında hayatını kaybetmiş ve sevgilisini geride bırakmıştı. Sevgilisinin ölümüne ziyadesiyle üzülen Hiroshi bir süre kendini toparlayamamış ve kendini eve kapatmıştı. Onun için hayat bitmişti, onu bekleyen sadece ölüm vardı.

Hiroshi hayattan umudunu kestiği anda onu hayata bağlayan sevgilisinin hayali oldu. Biricik aşkının hayalini gerçekleştirmek istedi ve böylece çiçek yetiştirmek hakkında eğitim almaya başladı. Kendine bir dükkan aradığı zamanlarda büyükanne ile karşılaşmış ve Kushina'nın dükkanı üzerinden anlaşmışlardı. O zamanlar Naruto sadece 9 yaşındaydı, Hiroshi ise 40 yaşlarına yeni girmişti.

O zamandan beri Naruto ve büyükannesini tanırdı. Onların sıkıntılarını kendi sıkıntısı gibi bilirdi ve ne zaman mafya gelse her an tetikte olurdu. Dükkanın üs katında yaşadığından evleri karşı karşıyayız ve olağandışı bir ses ile polisi aramak için yanında telefonunu bulundururdu. Büyükannenin yaralandığı gün ambulans çağıran kişi de yine Hiroshi olmuştu.

Naruto işleri bitirmişti ve artık güneş batıyordu. Onu evde merak ve endişeyle bekleyen büyükannesinin bekletemezdi. "Ben gidiyorum Hiroshi-san!" Hiroshi bunu duyar duymaz elindeki zarfla beraber Naruto'nun yanına koştu. "Naruto, benim yarı zamanlı işçim! Bu senin için." Naruto, kendisine uzatılan zarfta ne olduğunu biliyordu ve bunun için minnettardı.

Alacakaranlık •-• NaruSasuWhere stories live. Discover now