Omega.app /Jikook

Mühür shower

İyi okumalar 🤗

***

Fındık kurdumun kilitli odası dışında sevişmediğimiz yer kalmamıştı, masa, koltuk, mutfak tezgahı, yakaladığı hol dahil. Gündüzleri içimden çıkmadığı gibi iki gece de içimdeyken uyumuştuk. Rutunun ilerleyen zamanlarında deliğime olan ilgisi azalalırken tenime olan ilgisi artmıştı. Bu da bedenimde yeşilden kırmızıya her tonda izler edinmeme sebep olmuştu. 'Biz de yaptık... Biz de yaptık... Meme ucu çok tatlıydı...' Evet sonunda hayal ettiğim şeyi yapmış, dişlerimi piercingli memişine geçirmiştim.

Kurdum da ben de rahata ermiştik. 'Dünya varmış...' Hâlâ şeyini görünce 'ereksiyon halinde mi' diye kontrol ediyorsun ama! 'Herkes ekmeğinin peşinde... Ne yapalım... Ancak akıllandınız... Geç gelen güzelliği yaşıyorum... Dokanma...' Alfamın da rahatladığını gözlerinin yumuşayan renginden anlıyordum.

Şimdi ise beni kucağına yüz üstü yatırmış morarıklarımın üzerine krem sürüyordu. Popişime şaplak attıktan sonra sıkıp salladı.

"Uyşş... yerim onu yer..." dedi dişlerini sıkarak. "Otur bakalım şimdi." dediğinde kalktım ve dizlerimi iki yanına koyarak kucağına oturdum. Bu sefer ön tarafımdaki yerlere dikkatle krem sürmeye başladı.

"Hadi beni sevelim..." dedim nazlanarak yüzüne doğru eğilip şirince gülümserken.

"Sevelim aşkım." dedi ve tebessümle burnumun ucunu öptü. Üç gündür bir fiil veriyordum ve karşılığında övülüp romantik sözler duymak istiyordum ama yine allarıma, morlarıma odaklandı.

"Jungkook... bana güzel sözler söyle..." diyerek mızlandım.

"Bit olsam saçlarında dolaşsam yesem yesem doymasam sonra ister duş al boğulayım ister iki tırnağının arasında çıtlat kurbanın olayım.

Sen likör gibi tatlı, tekila gibi çarpıcı, viski gibi asil, konyak gibi sıcak, şampanya gibi özel, şarap gibi tutkulu, malibu gibi egzotik, kokteyl gibi muhteşemsin.

Deprem gibi girdin gönlüme, fay hattı çizdin beynime, enkazlar bıraktın kalbimde, artçılar hâlâ devam etmekte.

Kalp dediğin atıyor zaten, marifet ritmi değiştirmekte.

Öyle bir sihirbazsın ki beni bile baştan çıkardın gülüm.

Sana gelmediğim gün, sanayiye gittiğim gündür gülüm.

Karayollarında değil senin kollarında öleyim gülüm.

Gökyüzünde bir yıldız olsaydım ilk sana kayardım.

Kolay kolay sevmezdim ama gülüşüne denk geldim.

Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım.

Aşkın bana hız verir, yağmur çamur vız gelir."

Ne bu be! 'Kahkaha... Kimin alfası bu... Bu benim alfam, evimin direği... Canımın içi...' Kes sen de be! Ulu kurtlar aşkına tam bulmuşsunuz birbirinizi! Ben öylece mallaşmış anlamaya çalışarak yüzüne bakarken bakışlarını krem sürdüğü boynumdan çekip bana baktı ve başını geriye atıp gülmeye başladı. Uyuz! İki dakika romantizm istedik, dalga geçiyor bir de! Kollarımı çarpraz yaparak önümde birleştirdim...

"Tamam tamam... Şaka yaptım, bakma öyle. Oyy... nazlı omegam, narin omegam... Yerim seni yer..."

"Anca ye zaten!" 'Yer tabi... Alfan o senin...' Kes! 'Hem gayet güzel şeyler söyledi... Nesini beğenmedin...' Kamyoncu gibi söyledi ama!