Şeftali ...

3.5K 210 516
                                    

'Alacaklı' bölümünü atlayan 8 kişi var... Kim o yavruşlar 😁 Bölüm atlamadan okuyun ki olay örgüsünü kaçırmayın he mi guzummm 😘

Bu arada kitap hâlâ etiketlerde sıralamaya girmedi. Sanırım girmeyecek hdjddjdk ama daha etiket almadan 1k olduk teşekkür ederimmm 🙏

İyi okumalar 🤗 Şimdiden yıldıza bası verin...

~~~


Bildirim gelince telefonuma göz ucuyla baktım. Omega uygulamasından olduğunu görür görmez ise ekranı kapattım. Etrafım beş alfa tarafından çevriliyken ve 10 gözün 10'u da üzerimdeyken tabi ki alfaoğlualfanın mesajını okuyamazdım.

"Geldik..." Dedi uzatarak Namjoon ve park edince herkes kendini sıkışık alandan dışarı rahatlayarak attı. En azından ben öyle yaptım. Taehyung bana doğru gelirken Namjoon önce davrandı ve koluma girince Taehyung ters ters baksa da bir şey demedi.

"İyiyim... Teşekkürler." Dedim yürüyebileceğimi belirtmek için Namjoon'a.

"Aa... ne kadar güzel. Çok sevindim." Dedi çukurlarını gözüme sokar gibi gülerek ve aynen önüne bakıp yürümeye devam etti. Açık açık kolumu tutmana gerek yok desem kabalık olmaz mıydı? Belki olurdu ama başka türlü de anlayacak gibi durmuyordu.

'Maaile' beni doktorumun odasına götürdüler ve koridordaki sıra sandalyelere dizildiler.

"Uzun sürebilir. Ben iyiyim... Çok teşekkür ederim hepinize, zamanınızı aldım. Artık gidebilirsiniz."

"Gideriz canım. Daha yeni geldik." Dedi Yoongi, bulunduğu yerden memnun bir şekilde.

"Acelemiz yok bebek. Doktor iyi desin. Hep birlikte gideriz." Diye ekledi WwH.

Diğerleri de gülümseyerek başlarını salladılar. İyi hoş güzel de... Umarım başıma bela almıyorumdur!

Odadan adım seslenildiğinde hâlâ gönderebilmek için söyleyecek bir cümle düşünerek bakınıyordum.

"Hadi şeftali Jimin... Doktorunu bekletme." Diyerek uyardı hyungları. Sanırım şansım yoktu. Ben de kabullenerek doktorun odasına girdim.

"Park Jimin! Şöyle oturun."

"Evet... yine ben. Okulumun revirindeydim ve size gelmemi önerdiler ama şimdi iyiyim."

"Neden revirdeydiniz?"

"Bayıldım. Sanırım bu aralar, sıkıntım yüzünden besinsiz kaldım."

"En son ne yediniz?" Diye sorarken sekreteri kalktı ve nabız ölçme aletini parmağıma taktı. Yine iletişimsiz anlaşıyorlardı.

"Sabah ilacı içebilmek için iki bisküvi yiyebildim. Dün... dün de biraz yine ilaç içebilmek için ramen yedim."

"Hem dün hem bugün ilaç mı içtiniz? İki günde bir, sıkışırsanız günde bir almanızı söylemiştim."

İşte şimdi sıçtık! Hiçbir cevap vermeyince derin bir nefes alıp bıraktı ve nabzımı kontrol etti.

"Kan şekeri ölçümü yapalım." Dedi ve sekreteri gelip elimi istedi. Uzatınca parmağımı tutup ucunu sıkarak kıpkırmızı yaptı.

"Toplamda kaç ilaç aldınız dün ve bugün?"

"Auvv... Şey... dün dört, bu sabah iki..." Dedim işi biten parmağımdaki kanı emerek.

"Kan şekerinde düşük. Bazı testler istiyorum ve bunları beklerken bu kağıtla gidip serum taktırmanı istiyorum. Önce kan vereceksin. Bu kadar bastırıcı içemezsiniz Bay Park! Ve bu kadar bastırıcıya rağmen zor zamanlar geçirdiyseniz söylediğim şeyi tekrar gözden geçirin."

Omega.app /JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin