11💜

13 6 10
                                    

Selamün aleykümmm.

Nabersiniz?

Bu bölüm çok eğlenceli geçicek benim fikrimce.

Arkadaşlar bu gecikme için gerçekten çok özür dilerim hem sınav haftası hem bayram öncesi hem dükkan telaşı olunca telefonu bile elime zor aldım. Aldıkça da size bölüm yazmaya çalıştım.

İyi okumalar.

****
"Selamün aleykümmm. Kızçeler naber?" İftar zamanı geçmiş kızlar gelmeye başlamıştı. Annem çok yorgun olduğunu söyleyip abim dışında bizden herkesi kaldırıp gitmişti. Ablamlar Miraç'ın ablasıyla onun evine gitmişti, abim ise Fatih erkekleri çağırdığı için kalmıştı. Şimdi ise ilk olarak Sümeyye gelmişti.

"Aleyküm selammmm. Hoşgeldin Sümsüm'üm. Sen geç oturma odasına ben bir su içiyim geliyim." Sümeyye'yi içeriye Betül, Fatih, Miraç ve Abim'in yanına gönderip mutfağa geçtim.

Dolaptan bardak alıp doldururken arkamda birinin varlığını hissedip birden arkamı döndüm. Miraç arkamda kapının orada duruyordu.

"Efendim Miraç birşey mi istedin?" Başını evet anlamında sallayıp konuştu.

"Evet su alıcaktım, birde Fatih kola istedi." Tebessüm edip elimdeki bardağı Miraç'a verdim.

"Al sen iç bunu, merak etme içmedim daha yeni doldurdum." O da bana karşılık olarak tebessüm edip bardağı aldı ve suyu içti.

"Sen git istersen ben getiririm Fatih'in kolasını." Kafasını sallayıp mutfaktan çıktı. Bu çocuk niye hiç konuşmuyordu ki? Küçükken hep konuşurdu. Peki bundan banane?

Kafamı iki yana sallayarak fikirlerimden kurtulmaya çalıştım. Noluyordu bu aralar bana böyle?

Aman, neyse ne. Banane. Dalgın dalgın dolaptan bardak alıp kolayı doldurmuştum, içinede bir çimdik tuz. Kola manyağı Fatih, çocukkende böyleydi, alışmıştık artık.

Bardağı elime alıp salona doğru ilerledim, kapıya gelincede eşarbıma çeki düzen verip içeri girdim.

"Fatih al şu bardağını, kızlar sizde gelin birşey dicem." Yioo bişi denicem. Burda oturmak istemiyordum. Belki balkonda otururduk.

"Ya hayır burda oturalım. Hem zaten birazdan mecbur kalkıcaz, bari biraz daha çıkartıyım şu koltukların tadını." Betül? Af buyur kuzum. Bu kıza birşeyler olmuştu. Bu sefer Sümeyye naif sesiyle itiraz edip Betül'ü yerinden kaldırmıştı.

"Ya Betül hadii. Hem balkon daha ferah efil efil eser. Basık geldi burası." Kafada iki ölçüp tarttıktan sonra kafasını sallayıp yerinden kalkmıştı.

"Fatih al sende şu bardağı. Kızın eli koptu." Ah canım abim her zaman(!) böyle centilmendir, her zaman.

"Tamam abi ya aldık işte. Seninde ne kıymetli kardeşin varmış."

"Çok konuşma da al şunu Fatih, hadiiii." Göz devirip kalkınca hızlıca eline tutuşturup kızlarida alıp balkona geçtik.

"Ay gerçekten salaksınız siz, ne güzel yumuşacık koltuklar vardı. Şimdi oturun taş gibi sandalyelerde de göriyim ben sizi." Betül yine saydırıyordu bize. Diyorum Ramazan'dayız, ayıp günah. Yok dinleyen kim ki?

~İFTAR~ Texting Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang