8. Bölüm ~Violet

En başından başla
                                    

---

Violet uyandığında etraf simsiyahtı gece olmuş genç kız kabuslarındaAnne ve babasının yüzlerindeki acı dolu ifade ile ondan yardım isteyişlerini  cayır cayır yandığını görmüştü.tekrar ve tekrar. acı içinde doğrularak yüzünü yokladı. yanağı gerisinde ve boynunda şişlikler vardı. Saç bitiminde de birkaç şişlik hissedebiliyordu. Ona ne olduğunu bilmiyordu. Ne zaman ölümün kendisini bulacağınıda lakin şu an düşünebildiği tek şey çok acıkmış olduğuydu. dizleri üzerinde doğrulup titreyerek ayağa kalktıktan sonra tutunarak ahırın kapısından çıktı ve karanlık geceye baktı. Yakınlardaki tüm evlerin içi karanlıktı. Yoksa onlarda mı ölmüştü? Violet onu içeri ittiren komşusu bay Parkerin evinin içinden de ışık süzülmediğini fark ettiğinde kaçmış olduklarını var saydı ya da uyuyorlardı... Genç kız elini ağzına kapatarak hala dumanlar çıkan evinin enkazına bakıp ağladı. Yapacak başkabirşey yoktu ya da gidecek başka bir yer... En yakın arkadaşı Marrynin şu an üzerine bir meşale savurmayacağınından emin değildi. Titreyen bacaklarına güç gelebilmesi adına biraz daha bekledikten sonra Evin etrafından dolanıp pencerelerden içeriyi görmeye çalıştı ve öylece açık bir cam bulduğunda kendini güçlükle içeri ittirerek korku ile etrafına baktı. Ölüm kadar sessizdi lakin Genç kız bu sabah ölümün o kadar da nazik ve susarak gelmediğini görmüştü. el yordamı ile içerisini bildiği evde masayı bulması ardından karşısındaki tezgaha gidip yere çökerek bezi sıyırdı ve altında birşeyler aradı. Tahmin ettiği gibi bir sepet içinde yumrular vardı. Violet kendisine yaklaştırarak bir elma ve soğan bulduğunda ne olduklarını düşünmeksizin yemeye çalıştı. ve yeterince karnını doldurduğu vakit tezgah altındaki perdeyi çıkarıp içine sepetten eline gelenleri ve tezgahı yoklayarak bulduğu yarım somunu koyup gözleri bir parça daha açılmış vaziyette ayaklanıp su kovasına ulaşarak epeyce içti. Genç kız dişlerini sıkarak kalanının içine tükürmesi ardından açık cama doğru ilerleyip kendisini yeniden dışarı attı. Atı ahırdan alacak ve buradan olabildiğince uzaklaşacaktı. 

Karanlık gecede sessiz olmaya özen göstererek eyeri hayvan üzerine atmaya çalıştı genç kız. O kadar kuvvetli değildi. Başaramadığında pes ederek hayvana gemini takıp tuttuğu dizginlerinden dışarı sürüklemesi ardından birkaç deneme sonrasında üzengiye tırmanarak bacaklarını ayırdı ve oturduğu gibi yeniden inledi. aynı şişliklerden kasıklarında ve bacaklarında da olduğu su götürmezdi. Yine de dayanmaya çalışarak hayvanı tekmeleyip yönünü köyün arka tarafındaki patikaya doğru çevirdi. İşte olmuştu... Genç kız tüm hayatını geçirdiği köyüne geride bıraktığı alevler arasında yitip giden ailesine ve evine son bir defa bakarak hızla uzaklaştı.

---

3 gün Sonra

Violet ne kadar süre at üzerinde kaldığını bilmiyordu acı dayanılmaz olduğunda durmuş eteği altındaki çamaşırı soyarak orada oluşan ve sürtünme yüzünden yaraya dönüşen korkuç şişlikleri temizlemeye çalışmıştı. Yol üzerinde gördüğü ufak dere kenarına geldiğinde ise üzerindekileri soyup kendisini suyun içine bırakarak bir müddet yıkanmıştı. el ve ayak parmaklıklarındaki morluklar acı veriyor, hissetmiyordu güçlükle iç gömleğini ve elbisesini üzerine atması ardından yolculuğuna sapa bir ağaçlık altına gelene dek devam etmişti. Kaçmayı başarmıştı evet lakin acıları devam ediyor ateşi dinmiyordu. Bulunduğu yerde halsizlikten uyuyup uyanarak güçlükle yanına aldıklarından yemeye çalışarak epeyce vakit geçirmiş olmalıydı ki zaman kavramı da yoktu. Yalnızca uyanıp biraz daha kendine gelmeyi başardığında atın çoktan gitmiş olduğunun farkına vardı.

 Genç kız rengi iyiden iyiye koyulan parmak uçlarını ovalayarak bir parça daha iyi hissettiğinden ayağa kalkıp yürümeye koyuldu anlaşılan bugünde ölmemişti bileğindeki şişlik acı verici bir yaraya dönüşmüştü elini yüzüne attığında şişliklerin yerinde pütürlü cıvık yaralar olduğunun farkına vardı.  Violet geçirdiklerinin veba değilde çiçek olabileceğini var sayarak yeniden ağladı. Daha önce hiç görmemişti kara ölüm denen şeyi biliyordu fakat ondan sağ çıkmanın da imkanı olmadığını duymuştu.

Violet gün geceyi bulana dek kah yürüyüp dayanamadığı noktada emekleyerek bir köye vardığında en yakındaki kapıya gitmekten başka çaresi de yoktu. Genç kız yaşlı bir adamın kapıyı açması üzerine gözlerini düşürdü. "Lütfen yardım edin."

Yaşlı adam ve yanına gelen karısı kızcağızın çok korkun bir dayak yediğini var sayarak kolundan tutup onu içeri soktular. her yeri yarabere içinde kalmış göz çevresi ağız çevresi morarmıştı. 

"Zavallı kim bilir ne eziyet gördü de bu hale geldi!" Bayan Camilla kızın toz toprak içindeki saçlarını okşadı. 

"Şimdilik uyusun Camilla lakin bir yabancıyı evimizde tutamayız."

"evet farkındayım... Yine de haline bak Arthur... "

"Pekala sessiz ol. Sabaha ne olup bittiğini sorarız."

Violet yarım gözle başında konuşulanları dinlediysede cevap verecek hali yoktu. Ölmüyordu... Ne kabusları ne acıları son bulmuyordu...

---

1 Hafta Sonra.

Violet yaşlı Cammilla ve Arthurun ahırı ortasına çukur kazmak için çabalarken sessizdi. Genç kız ölmemişti. O sabah uyandığında en son hatırladığı zaman diliminden on gün sonrası olduğunu öğrendiği vakit inanamamıştı. Onun için herşey en fazla iki ya da üç gün içinde yaşanmış gibiydi lakin çokça baygın kaldığını ateşlendiğini varsayıyordu ve ne yazıkki düşündüğü gibi çiçek de değildi bu. Violet ölmemiş olsa da yalnızca üç gün sonra evvela bayan Camilla ateşlenmiş ardından bay Arthur yatağa düşmüştü. Genç kız yaşadığı şeyin sandığı ile aynı olmadığını adam ve kadının heryerini saran şişliklerden farketmişti tıpkı onun gibi lakin daha fazla morarmıştı elleri Violetin her yerini sarmayan iltahaplı şişlikler bu iki yaşlı insanın üzerinde bakılacak yer bırakmamıştı ve her şey dört gün içinde olup bitmişti. Genç kız korktuğundan kimseye birşey diyememiş sabah ikiliyi ölü bulduğu için şimdi yine korktuğundan onları bıracığa gömme kararı almıştı. Violet nasıl oluyor da ölmeyip etrafa hastalık yaydığını anlamıyordu. Genç kız güç bela kazdığı çukura adam ve kadını sürükleyerek bırakması ardından bu kez hızla üzerlerini örtmeye koyuldu. Bu yaşadığı vicdan azabı peşini bırakırmıydı bilmiyordu lakin Violette ona ne olduğundan emin değildi. İşi bittiğinde gözlerini silerek etrafa biraz saman yayıp eve geri döndü genç kız ve boş gözlerle duvarlara bakmaya koyuldu. Ne günah işlemişti bilmiyordu lakin ölsündü artık. İyiden iyiye zayıflayan bileğindeki yarayı sıvazlayarak yanan ocak üzerindeki kazanın havaya süzülen buharına baktı. Onun için yapacak hiçbirşey kalmamıştı...

---

Kısaca Violetin başından geçenlerden de bahsedelim.

Ortaçağda üç büyük veba salgını var tüm dünyayı etkileyen birde bölgesel vebalar var. 1653 55 gibi yıllarda bir bölgede var italya mı venedik mi unuttum kızımızın babası oralardan getirmiş

Vebadan kurtuluş beş kişiden biri oranındaymış bizim kızımız da tüm ailede ayakta atlatan koronalı misali kurtulan taraf.

Eh farklı dramlar bir araya gelecek dedik Violeti de sokak çocuğu yapmak yerine biraz farklılık katmak istedim tabii hastalıktan etkilenen dış görünüşü işin goygoy tarafı için bana lazım

Dram kısmını bu bölümde bırakıp karşılaşma kısmına ayrıca geçmek istiyorum geçmek istiyorum.

GEL BENİMLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin