14. bölüm

804 119 39
                                    


Selammm🦋

Nasılsınız? Son zamanlarda ailevi sorunlarımdan dolayı pek bölüm yazamıyorum. Bunun için sizden çok özür dilerim. Kusura bakmayın lütfen.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen 😊

...

Uzun zamandan sonra ilk defa uykularıma kâbuslar değil de güzel rüyalar eşlik etmişti. Bu yüzden mükemmel bir uyku çekmiş ve uykumu tamamen almıştım.

Gözlerimi açmak istemiyordum. Yan bir şekilde uzandığım yatakta diğer tarafa dönmek için doğruldum. Yüzüme çarpan sıcak nefesler daha da çok mayışmamı sağlıyordu.

Dur bir dakika! Nefes mi?

Hızlıca gözlerimi açtım. Tam karşımda yüzlerimiz arasında nerdeyse sıfır mesafeyle uyuyan Maude'a şaşkın gözlerle baktım. En son yorgun olduğum için onun yatağında uzanmış ve uyuya kalmıştım. O da gelip benim yanıma yatmıştı. Gözlerini sıkıca yummuş, düzenli nefes alış vermesiyle yüzümü örten saç tellerim havalanıyordu.

Dur!

Joyce!

Doğum günü!

Kahretsin doğum gününü unutmuştum. Hızlı bir şekilde yataktan kalkmak için Maude'a arkamı döndüm. Dönmem ile büyük bir boşluğa düşer gibi olmam uzun sürmemişti. Gözlerimi korkuyla kapattığım da hala zemine çarpmadığımı fark ettim. Gözlerimi açtığım zaman bir kaslı bir kolun beni belimden tutmuş olduğunu gördüm. Maude beni tutmuştu. Uyumuyor muydu o?

"Sen hep böyle sakar mısındır?" Dedi yeni uyandığını belli eden boğuk sesiyle. Beni kendisine doğru çekip yatağın üzerine koydu. Ardından belimde olan kolunu bu sefer de koluma doğru çıkardı ve beni kendisine çekip kafamı göğsüne yasladı. Anın şoku ile öyle bakarken. Düzenli nefes alıp verişlerini tekrardan duymaya başlamıştım. Ne yapıyordu bu adam? Eğer Joyce'un doğum gününe geç kalırsak koca bir ülkeyi ayağa kaldıracağını bilmiyor muydu?

"Maude," diye seslendim. Saçlarımın arasında nefes alıp verişlerini hissediyordum. Çoktan uykuya dalmıştı bile. "Maude, uyan." Diyip kollarının arasından çıkmaya çalıştım. Ama çabalarım boşunaydı. Bedenimi o kadar sıkı sarmıştı ki değil kollarının arasından çıkmak hareket dahi edemiyordum.

"Doğum gününe geç kalırsak Joyce bizi bitirir." Dedim endişeyle dudak etlerimi ısırarak. "Kim bilir ne kadar geç kaldık?"

"Kralım," dedi bir ses. Bu ses Rogger'a aitti  Onun sesini duymam ile Maude'un kucağından kaçmak için daha da çok çabalamaya başladım. Eğer içeri girer ve bizi bu halde görürse!

"Söyle." Diyip emir verdi Maude. Belli ki rahatsız edilmek hoşuna gitmemişti.

Rogger, "Misafirler geldi. Sarayın ortak salonuna, doğum gününün olacağı tarafa aldık. Kurtlar tarafından hepsi dikkatli bir şekilde kontrol edildi. Birazdan prenses Joyce, teşrif edecekler. Sizi bekliyoruz." Dedi.

Saçlarımın arasında olan kafasını biraz geri çekip kokumu içine çekerek derin bir nefes aldı. Bedenimi sıkı sıkıya saran kollarını gevşetmesi ile hızlı bir şekilde kollarından kaçtım.

Maude'un kollarından kaçmam ile sanki yanlış birşey yapmışım gibi kızgın bakışlarını göndermeye başlamıştı. Beni kollarının arasına zorla alan oydu. Benim kızmam gerekiyordu.

Bu yüzden kızgın bakışları görmemezlikten gelip kendimi aynanın karşısına atmıştım.

Siktir!

Parlayan IşığımWhere stories live. Discover now