<12>

35 7 11
                                    


Selammmm

Uzun zamandır bölüm atmıyorum. Hastanede staj başladı diye ona çalışırken bir de baktım vuaaa oradan kızamık kapmışım neyse geçmiş olsun bana

açıkcası diyeceğim şey şu ki konuyu unuttum eheheheheh nası yazarım demi vayyy şerefsiz benn

Bölümü düzenlemeden atıyorum eheheheh niye de olmasın demi?

Neyse size okumalarr

Bol bol yorum yapın
Beni gaza getirinnn



Yoonginin katil olduğu gün:

"Baba baba ben geldim." Çantasını odanın bir köşesine bırakıp evin içinde koşmuştu Jungkook. Koşarken ayağı takılmış abisi Suga'nın tam önüne düşmüştü.

"Biraz dikkatli ol abicim" onun elinden tutup kaldırmıştı.

"Abi bu gün derste çok sıkıcı bir konu işledik" Etrafına baktı küçük kıkırtı ile abisinin kulağına yaklaştı ve fısıltıyla "sıkıldığım için dersten kaçtım"

Büyük olan duyduğu şeyle güldü. Ama sessiz olması gerektiğini fark edince dudaklarını birbirine bastırdı.

"Neye gülüyorsunuz?" Oda da yankılanan sert ses ile Suga duruşunu dikleştirdi. Küçük kardeşi Jungkook ise babasının tam önünde durarak gününü rapor etmeye başlamıştı.

Evet günleri böyle geçerdi. Gün boyu yaptıkları şeylerin raporunu babalarına verir. Buna uygun övgü ve ya azar işitirlerdi. Aslında iyi bir şey yapsalar bile azar işitirlerdi. Bu alışkanlık haline gelmişti.

Jungkook araya küçük yalanlar atarken babası onu dikkatle dinlemişti. Tabii ki Jungkookun dersten kaçtığını biliyordu. Bunun cezasını akşam ona verecekti. Ama ilk önce azarlaması gereken kişi vardı.

"Suga sana sormadım mı?"

Bakışlarını babasına çevirmişti. Elleri şimdiden terlemişti. Heyecan ve korkuyla parmaklarıyla oynarken kafasında vereceği yanıtı düşünüyordu. Doğruyu söylemezdi, babasına yalanda atamazdı.

O yüzden susmak en iyi tercihti.

İşte bu çocukların hayatı buydu. Gülseler açıklama yapmak zorundalar, ağlasalar kimsenin umrunda olmaz.

En kötü tarafı bunu normal karşılamalı oldukları. Sevilmemiş insanlar bazen bunların hepsinin normal olduğunu kabullenmek zorunda kalır.

"Korkak" babası tiksinir gibi yanıt verince gözünden yaş akmıştı. Gerçeklerin bu kadar açık bir şekilde yüzüne çarpılması göz yaşına dönüşmüş pürüssüz yanaklarından tek tek akmıştı.

"Yeter bu kadar" ellerini sıkılaştırmıştı, bunu gören çocuk istemsizce kendini korumak için adımlarını geriye attı.

Üzerine yürüdü babası denilecek adam. Kısacası kavga arıyordu. Sinirliydi ve sinirini çıkaracak kişi lazımdı. Ve karşındakı çocuk en güzel stres topuydu.

"Siz benim imtahanım mısınız? Nedir bu çektiğim?" Elini kaldırmıştı. Yumruğunu yapıştırmıştı karşısındakı çocuğa "ben size kaç yıldır korkak olmayın dedim" yere yığılan çocuğa bakıyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 17 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ManiacWhere stories live. Discover now