<3>

86 20 41
                                    


Güneşin ilk kıvılcımları daha yeryüzüne ulaşamadan Jimin ayaklanmıştı. Banyosunu halledip üşengeçlikten yatağını bile toplamadan bir kaç yudum içtiği kahvesinin bardağını yıkayıp evden çıkmıştı.

Bir süre geçtikten sonra iş yerine varmış yeni hastasının olduğu bilgisi gece vardiyasında olan hemşilerlerden öğrenmişti. Hasta sayısının artması işinin çok yorucu olacağını anlamına geliyordu ama yine de o hastalarla ilgilenmeyi onlara yardım etmeyi çok seviyordu. Onlara yardım ettiğinde ne kadar yorulsa bile yüzlerindeki minnettarlık ve gülümseme ona enerji kaynağıydı. Ne de olsa bu onun işiydi ve yapmak zorundaydı.

Yarım saatin ardından bazı işlerini halledip hasta talimatını eline almayı sonunda başara bilmişti. Elindeki talimatda yeni gelen hastasının ilaç vaktiydi. Aslında işi gereği hastayla tanışma onun ilk amacı olmalıydı ama o kadar yoğundu ki o hastayla tanışma şansı bile olmamıştı .

Daha fazla gecikmek istemediği için hızlı davranarak hastanın ilaçlarını alıp onun olduğu 779 numaralı odaya doğru gidiyordu. Kapıyı nazikce açıp içeri girdiğinde karşılaştığı kişi onu şaşırtmıştı.

Ne de olsa kimse yardım ettiği kişiyle psikiatri hastanesinde karşıkacağını ve o kişinin ruhsal sorunları olduğunu bilemezdi. Keşke bilseydi o an ona yardım eli uzatır elinden geleni ardına koymazdı.

Hastasına yaklaşıp ilaçları yatağın kenarındakı komodinin üstüne koyup tanışma faslını başlatmıştı.

Selam beni hatırladın mı?  -konuşmuyordu hastası ona karşı son derece ilgisizdi ama hastanede bu tarz hastalarla çok fazla ilgilendiği için bu tarzda durumlara  alışmıştı-   galiba konuşmayacaksın ben kendimi tanıtayım Park Jimin senin hemşirenim.  -Jimin Hastalarına hep takardı bu onun hoşuna giderdi ve yeni hastasına lakap takma vakti gelmiş hatta geçiyordu ve bu hastasına takacağı lakabı artık belirlemişti -   Ben herkese lakap takarım senin ismin artık Mint Min bence yakıştı umarım kısa süre boyunca seni buralarda görürüz Mint Min.

Yoonginin düşüncelerine gelirsek onun çok boşboğaz olduğunu bu samimiyyetin gereksiz olduğunu yüz ifadesinde açıkca belli ediyordu. Ama Jimin bunu görmezden gelmeye çalışıyor ve birlikte iş birliği yapacaklarını Yoonginin iyileşmesine yardımcı olacağıyla ilgili söz vermişti. Yoongiyse insanların verdiği sözlerin bir hiç olduğunu düşündüğü için bu söz ona umut kaynağı olmamıştı.

Tanışma faslı bitince komodinin üstüne bıraktığı ilacı alıp ona doğru uzattı ama Yoongi elinden almaya tenezzül bile etmedi.

İlaç kullanmıyorum.

Yoonginin kendi isteğini belirtmesi Jimini sevindirmişti çünki genelde hastalar ilacı alır dilinin altında saklar ve onu içmez odanın herhangi bir yerinde saklarlardı ama o dürüst olmuştu. İçmeyeceğini belirtmişti ve Jimin için daha da sevindirici durum Yoonginin konuşmasıydı.

Jimin dizlerinin üstüne çöküp yoongiye doğru daha da yaklaşıp odaya girdği andan beri onunla göz teması kuramaya çalışıyordu. Yoongi gözlerini Jimin'den kaçırsa bile bu kadarı onu sanki Jiminin onun alanına girdiği ve kaçış yeri olmadığını düşündürüyordu.

Neden ilaç kullanmıyorsun?

Yoongi'ye bu kadar yakınlık boğucu gelmeye başlamıştı. Ama burnuna dolan parfümün kokusu ve bu kadar dibinde olan yüzün gülümsemesi onun için boğucu ortamı aradan kaldırmaya yetiyordu. Jimin'den kolay etkilenmesi kendisine bile garip gelse de hislerine engel olamamıştı.

Kısa sürelik olan sarhoşluğun, yakınlığın etkisinden dilini kedi yutmuş gibi kuracağı cümleyi unutmuş haldeydi. Ama kendine gelmesini gerektiğini fark edince geriye çekilip kafasını toparladı.

Canım istemiyor.

Jimin tam yanıt verecekken odaya Yoongi'nin doktoru Seokjin girince bu durumdan Yoongiyi kurtarmıştı. Jiminse ayağa kalkınca Yoongi derin bir nefes aldı tekrar kendi dünyasındakı soğukluğa geri döndü.

Selam Jimin hastamız galiba ilacını içmek istemiyor?

Selam evet doktorum canının istemediğini söyledi.

E o zaman bu günlük ona kıyak geçelim mi? -yüzünü Jimin'den çevirip Yoongi'ye baktı- Ne dersin Yoongi?

Yoonginin tek düşündüğü sadece ne tür salakların eline düştüğüydü. Bu gereksiz samimi olma çabaları ona sökmezdi. Ne de olsa hayatını bu duvarların arasında bu tarz doktorlarla çürütmüştü.

Yanıt gelmeyince Seokjin kapıya doğru ilerleyip Jimine seslendi.

Hadi Jiminshi biz odadan çıkalım Yoongi sevmek zorunda bırakıldığı yalnızlığı ona iyi geliyor.

Bu cümle Jiminin içini yakmıştı. Jiminin içini yaktıysa kim bilir onu nasıl üzecekti. Neden aniden Seokjin ona öyle söylemişti ki? Kırıcı değil miydi? Muhtemelen hastanede şuan durumu kritik olan hastalardan biri o ama neden bunca süre boyunca iyileşemedi ki?

Jimin odadan çıkmasına rağmen tüm günü bunlar aklıdaydı. Dalgın bir şekilde işlerini hallederken Taehyungun ona seslenmesiyle o düşünceler aleminden çıkmayı başarmıştı.

Jiminshi yeni hasta galiba seni baya yormuş. Gemilerin hangi denizde battı acaba?

Jimin Tae'yi çok seviyordu. Her dalgın olduğu konuda ya da üzgün olduğu anlarda hep yanında olmaya çalışıyordu. Onun gibi arkadaşa sahip olmak Jiminin en büyük şansı olabilirdi.

Tae sana demiştim ya arabama aldığım kişi -bir anlık duraksadı Tae'den bir şey saklamak geçmiyordu aklından ama içinden bir ses boşver anlatma demişti-  onu tekrar gördüm  çok güzel ve sağlıklıydı.

Güzelmiş o zaman neyse hastama bakmam gerek sonra kantinde buluşup detaylı konuşuruz Jiminshi.

Jimin taehyunguna kantinde yemek sözü verdikten sonra arkasını döndü ve gördüğü kişi onu korkutmuştu

Ordan iyi mi görünüyorum?

Onun söylediği yalan aniden böyle yüzüne çarpılınca kendini kötü hissettirmeye yetmişti. Ama o yalan konuşan biri değildi ki. Belki de kendisini "beyaz yalan" adı altında kandırmıştı. Yalanını gerçeğe çevirmeyi şu andan itibaren Jimin kafasına koymuştu.

Hayır Mint Min buradan bakılınca sen çok bitkin görünüyorsun.

O zaman hakkımda yalanlar söyleyip beni anlıyormuş gibi davranmaya çalışma.

ManiacWhere stories live. Discover now